hesabın var mı? giriş yap

  • adam resmen problem oğlum. gittiği yerde problem yaratıyor.

    getirirseniz başımıza otobüs şoförünü diplomasiyi 20 senede öğretemezsiniz.

    kalitesizlikten midemin bulantısı dinmiyor artık

    edit: çaylak troller mesaja boğuyor, sövüyorum bilginize

  • hani dışarısı çok soğuktur, eldivenin de yoksa uyuşur o eller soğuktan. musluğu açıp ellerini yıkarken, su normal de olsa sıcakmış gibi gelir sana.
    benim mutsuzluğum da böyle işte. öyle donmuşum, dondurulmuşum ki; şimdi neye dokunsam ılık.

  • trende gidiyolar:
    raymond: hmmm 365 koyun var
    -nası saydın?
    raymond: ayaklarını saydım dörde böldüm

  • skandal karardır. ulan insanlara kolay rezervasyon yaptırmasını geçtim, kaç tane kaldığım ufak otel sahibinden burası olmasa müşteri gelmez lafını bizzat duymuş biriyim. kimin rekabetine haksızlık etmiş burası?

    yakında hostelworld, airbnb falan da gider desene. türkiye'deki bu alternatif oluşturmak yerine kapat mantığı nedir ya?

    neyse en azından yurtdışı rezervasyon devam ediyor. şu şartlarda hala yurtiçi tatil yapan cidden parasının kıymetini bilmiyordur, daha rencide edici sıfat kullanmak istemiyorum. isterse yurtdışı çıkış yasağı olsun evin balkonunda portakal elma yerim yine bi yere gitmem amk.

  • tespittir. ama bazı ufak detaylar var...

    20 senedir bilişim sektöründe olan, belki yüzlerce yazılımcı ile çalışmış hatta iddiasına girerim bir yazılımcıyla 5 dk konuşarak tüm seceresini çıkaracak kadar tecrübesi olan birisi olarak olayı biraz farklı şekilde yorumlayayım.

    bundan 20 sene önce sadece html dilini bilen -ki bu en temel yazılım dillerinden birisidir- kişiler bugünün yapay zeka algoritmasıyla uğraşanlar kadar değerliydi.

    çünkü o zamanlarda html'i öğrenmek bile çok zordu. kaynak azdı, bilgiye erişim kısıtlıydı...

    peki geçen süreçte ne değişti de bu işler ele ayağa düştü?

    open source, yani açık kaynak kültürü gelişti.

    insanlar yazdığı kodları harmanlayıp, bir güzel paketleyip herkesin kullanımına açtı. örneğin bir web sitesi mi istiyorsun? 20 yıl öncesine kıyasla bunu yapabilmek için artık bir kod yazman bile gerekmiyor. internette yazılmış ve insanların kullanımına sunulmuş yüzlerce open source proje bulman mümkün.

    google gelişti.

    yazılım mı öğrenmek istiyorsun. tek yapman gereken google'ye "x kodlama dersi" yazman yeterli oluyor. milyonlarca içeriğe anında ulaşabiliyorsun.

    youtube icat edildi

    aradığın bilgiye ulaşım artık hiç olmadığı kadar hızlı oluyor. hızı bir kenara koyun artık ders alıyor gibi birileri çıkıp size yazılımı anlatıyor. ulan 20 sene önce insanlar bu bilgilerin yüzde biri için servet döküyordu...

    kurumsal firmalar fabrikasyon işler için kendi paketlerini yazdılar.

    işin içinde ticaret var. maaşlı çalışan milyonlarca insanlar var. büyük firmalar ne yaptı. daha az insanla daha çok iş yapabilmek için kendi kütüphanelerini yazdılar. react gibi go lang gibi, nodejs gibi. 20 sene önce bir yazılımcının aylarca uğraşıp yapacağı işi, birkaç saate kadar düşürdüler...

    sonuç olarak yazılım dilinin yazması, okuması ve öğrenmesi inanılmaz şekilde kolaylaştı ve süreç müthiş şekilde hızlandı...

    daha kolay anlaşılabilir olduğu için yazılım öğrenen insanların yaş ortalamasını da haliyle düşürdü. artık ergenliğe gelmemiş çocukların bile oturup bir şeyler yazabildiğini hepimiz biliyoruz ki bu çok da güzel bir şey.

    fakat bunun getirdiği bir dezavantaj var. şöyle düşünün;

    mahalle bakkalları neden artık eskisi kadar çok kazanamıyor?

    çünkü artık zincir marketler var.

    peki zincir marketler artık neden çok kazanamıyor?

    çünkü artık online market satışları var.

    olay teknolojiye ayak uydurmakla ilgili. dönemine ayak uyduranlar başarılı olurken, bunu görmezden gelenler ise zamanla yok olmaya mahküm oluyor.

    doğada uzun vadede nasıl en güçlüler hayatta kalabiliyorsa, aynı çarklar yazılım sektörü içinde de geçerlidir.

    şimdi konuyla ne alakası var demeyin,

    yazılıma ulaşım bu kadar kolaylaştığı için yazılımın ticari değeri de hızla düşmektedir. örneğin eskiden 50 bin liraya yazılan bir web sitesi bugün 1000 liraya yapılabiliyor. çünkü artık bunu yapabilecek çok fazla insan var.

    evet artık yazılım öğrenmek 4 ayda mümkün. hatta sıkı bir şekilde 4 ay boyunca çalışırsanız iş bulabilecek kadar kendinizi geliştirmeniz de mümkün. ama "ehhe artık yazılım biliyorum yıllık 150 bin dolar kazanırım" hayalleriniz için biraz daha düşünmeniz gerekiyor. dananın kuyruğu da zaten burada kopuyor.

    4 ayda öğrenebildiğiniz yazılım yukarıdaki verdiğim mahalle bakkalı kıvamında olacaktır. çünkü artık öyle yazılım teknolojileri var ki, 20 senedir bu işin içinde olan beni bile bunları görünce koca bir oha çekiyorum.

    dünya genelinde yazılım işi gerçekten çok ilerlemiş durumda. bizim değil 4 ay, 40 yıl uğraşsan bile anlayamayacağın teknolojiler ile uğraşıyorlar.

    bugün 4 ayda öğrenebildiğin yazılımı belki bundan 10 sene sonra 4 günde öğrenebileceksiniz. ya da 4 ayda yapabildiğiniz bir projeyi ileride 4 saatte yapabileceksiniz.

    yani evet 4 ayda yazılım öğrenmek mümkün ama bu herkesin öğrenebileceği bir konumda olduğu için diğerlerinden hiçbir farkınız olmayacaktır. kendinizi sürekli geliştirmediğiniz sürece kısa sürede öğrendiklerinizin hiçbir işe yaramayacağını kendiniz de tecrübe edebilirsiniz.

    şuanda yazılım teknolojileri bizim öğrenme hızımızdan çok daha hızlı ilerliyor.

    yani evet 4 ayda bir yazılım öğrenmeniz pek de mümkün. ama öğrendiğiniz şey koca bir kumsalda tek bir kum tanesi gibi olacaktır.

  • bir gün istiklalde dört arkadaş elde biralar yürüyoruz. gitar çalıp para toplayan bir şarapçı gördük. biz de sarhoş ve genciz, yanına oturduk. o bizden içki istedi, biz de ondan şarkı. çalıp söylerken adam bize ”ne çalayım” diye sordu. o sıra haluk levent'in kağızman şarkısı her listede bir numaraydı. benim de nereden aklıma geldiyse geldi ve ”kağızman çal be” dedim. tam o sırada arkamdan bir ses ”ne çalsın, ne çalsın!” dedi. kafamı bir çevirdim haluk levent. dört kişi, alkolün bokunu çıkarttık diye düşünürken haluk gülümseyip karşımızda dikiliyordu.

    bizim grupta kahkahalar ve gülüşmeler

    abi dedik gel sen söyle bari.
    yok dedi işim var ama dönüşte uğrarım..
    iç sesimiz direkt ”yalaan” diye fısıldadı. uğramayacaktı.
    ama dönüşte uğradı! ve bizi de utandırdı.

    siz dedi çalın ben amcaya para toplayacağım...
    yoldan geçenleri çevirip gitar çalan şarapçı için tomarla para topladı.
    şarapçı belki iki üç ayda kazanacağı parayı bir gecede haluk levent sayesinde kazanmıştı.

    işi bitince teşekkür edip gitti haluk. sonra biz de dağıldık

    o zamanlar sosyal medya yoktu. adamın kariyeri desen zirvedeydi. peki o zaman bu adam bunu neden yaptı?

    sevin, sevmeyin ama ben iyi kalpli bir insan olduğuna bizzat şahit oldum. o yüzden bana samimiyetsiz de gelmiyor.

  • yer, ingiltere'de hukuk ingilizcesi kursudur*.birkaç italyan dallama, türkiye ile ilgili klasik deve, arap alfabesi ve türban sorularını sıralamaktadır. o sırada araya ingiliz hoca girer.
    - türkiye 1923'ten beri demokrasiyle yönetilmekte çocuklar. atatürk'ün yapmış olduğu devrimlerle, birçok avrupa ülkesinden çok daha önce cumhuriyet rejimine geçmişlerdir. sizin ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmezken, türkiye'de bu hak tanınmıştır.
    (bkz: oha filan olmak)