ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
yazarların ilk mp3 çalarlarının hafızası
30 günlük nefis timelapse
-
açık denizde giden bir yük gemisinin güvertesinden çekilmiş nefis görüntüler..
özellikle gece çekimlerinde dünyanın düz olduğunu daha iyi anlıyorsunuz :)
tam ekran yap ve arkana yaslan öyle izle..
https://www.youtube.com/watch?v=ahrci9esjgq
saat kaç dedikten sonra saati kaçarken görmek
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
inci sözlük'teki cemaat direnişi
-
gece itibari ile gülümseten, insanların ne kadar mizahi bir yönünün olduğunu gösteren direniştir.
linki için: http://inci.sozlukspot.com/…renişe-başlamış-beyler/
--- spoiler ---
yeni bir efsane doğuyor
"namaza duran adam"
10 saattir aynı yerde namaza duran adamı görenler namaza durmaya başladılar. namaza duran adamlara polis müdahale etti
--- spoiler ---
son günlerde yaşanan statik elektrik çarpmaları
-
bana özel sandığım bir durum. üç gündür günde birkaç doz çarpılıyorum.
edit 1: başlığı açan kayıp. arkadaş son kez çarpıldı sanırım?
edit 2: geri geldi, yanlışlıkla silinmiş entry.
14 ağustos 2016 devletin nakde çevirilmesi
-
okurken "yok anasının amı" dediniz değil mi?
evet, öyle.
ido tatlıses'in tamam paylaşımı yapması
-
ibrahim tatlıses beyninden vurulmuşa dönmüştür.
türk'e kurşun sıkmayan 200 sosyalist yunan asker
-
izmir'in işgali yıllarında, "kardeşime kurşun sıkmam" dedikleri için inciraltı'nda yunan krallığı'nca kurşuna dizilen yunanistan ordusu mensupları.
ölümlerinin yıldönümü olan 4 ocak tarihinde izmir'de anılmaktadırlar.
ilgili haber için bakınız: http://www.radikal.com.tr/…izmirde_anilacak-1263366
yurt dışında yaşamak
-
normalde pazartesi sabahi sendromu, cuma aksami mutlulugu olan biri degilim ama pazar gunleri uyandigimda gune mutlu baslarim hep.
karsi apartmanin tam benimki hizasindaki dairede bir teyze yasiyordu. iki yil boyunca her pazar sabahi bu bayragi asiyordu, bugun oldugu gibi:
http://i.hizliresim.com/e39avb.jpg
yurt disinda yasadigimiz icin nadiren karsilasilan boyle seyler hosuna gidiyor insanin. iki yillik komsuyuz fakat neden sadece pazar gunleri bunu yaptigini merak ediyordum. ayni apartmanda olsak belki kapisini calar, kahvesini icerdim de, durum bu sekilde olunca sadece pazar sabahlarina mutlu uyanmakla yetindim uzun zaman.
yaslica biriydi. ara ara balkona ciktiginda gorurdum. babanne minnoslugu vardir ya hani. aynisi iste. bundan bir ay kadar once teyze yine biraz rahatsizlanmis olacak ki, ayda bir eksik olmayan ambulans yeniden gelmis goturmustu fakat bu defa diger gun getirmedi. bir hafta oldu, bir ay oldu getirmedi.
bir aydir pazarlarim bayraksiz geciyordu. yokluguna alismasi zor oldu. bugun uyandigimda bir baktim ki bayrak yeniden asilmis. cok mutlu oldum. iyilesmis teyze dedim. durumu facebook sayfamda anlatinca, arkadaslarim "gitsene ziyaretine oglum yaa" dedi hep bir agizdan. cesaretimi toplayip nasil becerdiysem kendimi karsi apatmanda buldum hasta ziyareti edecegim resmen.
kapiyi bir adam acti, ogluymus. durumu basindan anlattim ayakustu, boyle boyle dedim iste en sonunda geldim. iceri buyur etti sagolsun, esi ve cocuklari da vardi ama teyzeyi goremedim salonda. herhalde icerde yatakta dinleniyordur dedim kendi kendime cunku bayrak var disarida. sonra basimdan asagi kaynar sular dokuldu "gectigimiz pazar kaybettik annemi" deyince.
"ama bayrak disarida?" dedim, "hep o asardi pazar gunleri."
anlatmaya basladi: "annem buraya kirk sene once, daha yirmi yasinda bile degilken gelmis istemeye istemeye. ondan sonra evlenmis, biz olmusuz, duzen kurulmus, is-guc derken bir daha mumkun olmamis ve geri donememis. annemler turkiye'den ciktiktiklarinda bir pazar gunuymus. icine dert olmus geri donus yapamamak ve neredeyse on yildir her pazar gunu bu bayragi asip gecmisi yad ederdi. ataturk'u, turkiye'yi hep cok sevdi. hepimize asiladi. simdi gelenek haline getirdigi bu bayrak gorevi bize gecti ve anisini yasatiyoruz. yine her pazar bizim tarafimizdan asilacak. cocuklarim da benden sonra asmaya devam edecek." dedi. bir yandan dinliyorum, diger taraftan dokunsalar aglayacagim gozlerin dolulugundan adami goremiyorum, kirpmaya korkuyorum. "hic komsum yok" diye mizmizlik ediyormus. "keske onceden gelseydin buraya ve tanissaydiniz" dedi. daha kotu oldum.
"bilseydim gelmez miydim hic?" diyebildim sadece. teyze ile tanisamamak hayatimin sonuna kadar icimde yara kalacak sanirim.
sinan çetin'in çekeceği filme isim önerileri
-
(bkz: ağzıyla içemeyenler)
youtube'dan izlenerek halledilen en son iş
-
ben, kalorifer tesisatını değiştirdim!
yorgun argın geldim asansör beklerken apartmanın giriş katındaki teyze seslendi bana. kimi kimsesi yok biliyorum. adamakıllı parası da yok "kombi çalışmıyor bi bakar mısın?" dedi. geçiştirecektim ama hava eksi sekiz derece! kombisi yanmazsa teyzeye ne olur?
içeri girdim bi baktım kombinin basıncı düşmüş su bastım kombiye. iki üç dakika lafladık. bu arada bi baktım ki mutfaktaki kalorifer borusu arkadan çatlamış. yerlere şıp şıp su damlıyor.
"teyze boru çatlamış çalışmaz bu kombi" dedim. teyzenin anlamaz bakışlarıyla birlikte sucumu aradım. durumu anlattım.
"abi şunları, bunları satın al ben yarın gelirim." dedi. not aldım. "borcumuz ne olur?" dedim.
"5.000 olurda sana 4'e yaparız" dedi. o an kafamda 5.000 lira kazanmak için kaç saat çalışıyorum diye düşündüm. düşündüm. düşündüm.
adamı iptal ettim. bi anlam veremedi.
gittim sucunun dediği malzemeleri almaya. dört - beş dükkan gezdim. en sonunda açık bi nalbur buldum aldım dediklerini fazla fazla.
450 lira tuttu! (o da çok ya neyse)
geri geldim evime çıktım. yemeğimi yedim üstümü başımı değiştirdim. pcyi açıp youtube a girdim. beş on video izledim. pc ile birlikte teyzeye geri indim.
teyzeye dedim ki "çayın var mı?" kafasını onaylar anlamda salladı.
önce suyu kes peteği sök...
adamın istediği şeyleri aldıkta bende boru kesme makası yokki!
geri çıktım komşuları gezdim bulamadım. bir bıçağı ocakta ısıtıp boruyu kestim. ama bu sefer de peteği bağlayacak kadar pay kalmadı. boruları birbirine bağladım. kombiyi yaktım çalışıyor.
teyzeye dedim ki "bugünlük bu petek iptal, gece yatarken mutfağın kapısını kapalı tut. yarın hallederiz."
çünkü malzemelerim eksik, ertesi gün temin etmem lazım.
teyzeyle çay içtik, lafladık.
teyzenin evi ısınınca çıktım yukarı.
ertesi gün iş yaparken bir yandan yeni videolar izledim. bu sefer eksik parçaları nasıl yapacağımın planını yaptım. almam gereken ekstra parçalar vardı.
teyzeye geri gittim.
yeniden yapmaya başladım. bi sonraki çay molasına kadar tamamladım. tekrar denedim çalışıyor!
bu arada şunu söylemem gerekir ki, kombi - petek - ısınma gibi alanlarda herhangi bir bilgi birikimimde yoktu. youtube sayesinde 4000 lira masraftan kurtuldum.
rapidshare
-
100 mb'den 8 partlık dvdrip filmlerle hatırlayacağız seni yüce rapidshare. unutursak kalbimiz kurusun.
evine giren hırsızı öldüren adamın tutuklanması
-
amk memleketinde en güzel meslek hırsızlık, hem çalıyorsun hem sürekli mağdursun.
bana bizim mahalledeki birilerini anımsattı bu durum.