hesabın var mı? giriş yap

  • dedesini ve babasını kanserden kaybetmiş biri olarak hiç ama hiç üzülmediğim durum. ne üzüleyim lan? adam ın elinde kaç kişinin kanı var.

    sırf babamla aynı hastalığa sahip diye bir sürü gencin ölüm emirini veren birine üzülmem. sırf bu nedenle üzülen de gerizekalının önde gidenidir. ülke olarak neye empati duymamız gerektiğini bir türlü öğrenemedik.

  • ben kötü bir şey olduğuna inanmıyorum şahsen. şimdi selülit dostu denilen maddelere bakalım: kahve, çikolata, beyaz ekmek, pilav, tatlılar, kızartma.. dostu bunlar olan bir şeyden kimseye zarar gelmez arkadas.. ne diyor büyüklerimiz "bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim"..
    kankası kahve olan, çikolata olan bir şey kötü olamaz dostum.. yoo, yoo..

  • dün şehirden ve her şeyden uzak bir köy evinde orman manzarasına nazır oturuyordum. sobada çay demleniyordu. masada o günün gazetesi vardı. uzun zamandır yapmadığım "pazar gazetesi" okuma ritüelini gerçekleştireyim dedim. gazete kokusunu bile unutmuşum. alakalı olduğum her şeyden uzak bir şeyler okuma niyetiyle gazeteyi açtım gözüme çarpan ilk haber "ekşi sözlük yazarlarının favori filmi" oldu. gazeteyi fırlatıp ormana doğru koşmaya başladım.

  • geçtiğimiz 2 gün boyunca kampımıza ev sahipliği
    yapan-şimdi buraya güven islamoğlusesi gelsin- muhteşem bir coğrafya. özellikle istanbul’a nispeten yakın olması sebebiyle de doğasever herkesin şiddetle gidip görmesini ve kesinlikle kanoya binip ormanın içerisinde huzur dolu 2-3 saatlik bir gezintiye çıkmasını şiddetle tavisye ederim. nereye baksanız uçsuz bucaksız yeşillik görebildiğiniz bu ekosistemde şanslıysanız bölgede yaşayan farklı büyük kuş türlerini de rastlıyorsunuz. hem lotr seven biriyseniz koyu yeşil baltık alanda kürek çekerken ben iyi ki buradayım hissi (sevdiğiniz bir varsa yanınızda, ya da çok sevdiğiniz bir dondurmacı da dondurma yerken gelen o yaşama sevinci gibi olan his) sizlere de gelecektir pek eminim.

    bir de kano rotasının çıkış alanında muhteşem bir sazlık var, o sazlıkların görüntüsünü gün batımında çok seveceksiniz.

    sular çekildiği için yazın pek gidilemese de özellikle bahar aylarında harika bir kamp rotası olabilir.

    bir de kırklareli harika bir yer en ufacık bakkalında bile rakıların olduğu özel bir raf var.*

  • bana temmuzun 40 derecelik sıcağında klimayı açtırmadığı gibi camı da açtırmayan kesif ter kokulu, aylarca aynı tişörtü giyen bir art direktörü hatırlatan savaş türü. hayatımda ilk ve son kez birinin işten atılmasına sevinmemle noktalanan olaylar dizisi.

  • bendim. ama aradan geçen 17 sene içinde, o lisede yüzüme bakmayan tiplerin sıra sıra dizilip çıkma tekliflerine (o zamanlar çıkma teklifi vardı), "sen aslında ne kadar güzelmişsin, neden göstermedin" isyanlarına da tanık oldum. değişen neydi peki? saç stilim, saçımın rengi, biraz makyaj? değişen bunlardı, ama ben değildim. ben şimdi ne isem, lisedeyken de o idim. kahrolsun şekilcilik...

  • galatasaraylıyım.
    parçalı bizim canımız.
    beşiktaş'ı ya da başka bir rakibimizi elbette sevmem.
    ancak kazanılan büyük başarıları da delikanlı gibi takdir etmesini bilirim.
    uzun lafın kısası her takımın içinde bulunabilen istisnaları ayıklarsak büyük galatasaray camiasının bir üyesi olarak tebrikler beşiktaş. yolunuz açık olsun.

    not: tineri bırakıp uçak benzini içmeye başladınız. yeter olm. bu nasıl beşiktaş... tekrar tebrikler dostlar.