hesabın var mı? giriş yap

  • okyanus ,deniz,deniz altı manzaraları görmeye tahammül edememe durumu. nefes darlığı,aşırı kalp çarpıntısı ve bayılmaya yol açar.
    bu fobiye sahip olanlar için deniz huzurdan ziyade huzursuzluk demektir.
    daha çok denizin sonsuz gibi görünen manzarasında devasa yaratıkları düşleyerek korkarlar. gece deniz manzarasında oturamazlar. su altı belgeselleri izlemek demek onlar için kabus dolu bir gece geçirmek demektir.

    aynısından kaynımda yok. bende var.

    şuracıktaki linkte de konudan dem vurulmuş. bilmeyenleri için talassofobiye giriş niteliğinde olmuş.

  • bakın ülke olarak çok büyük bir fırsatı kaçırmak üzereyiz. açın cami kapılarını hacı dayılar doyasıya yapsın ibadetini.

  • adam diyor ki bizim toplumumuzda erkekler "özel hayat" kavramını suistimal ederler, karılarını evde bırakır giderler, aldatırlar. evde bırakılan, kendini oyalayacak işi gücü, aklını meşgul edecek bir fikri, meşgalesi olmayan kadınlar da dırdır ederler, adamı bezdirirler. ve hem kadınlara hem erkeklere genel bir eleştiri getiriyor ve diyor ki "türkler yalnız kalmayı, meditasyon yapmayı, tefekkürünü geliştirmeyi bilmez, dedikodu yapar, boş boş işlerle uğraşır." yani adam özetle diyor ki bu ülkenin insanları mıçmıç ilişkiler ve evlilikler yaşar, kendi iç dünyaları sığ olduğu için birbirinin tepesine biner, dedikodu eder, kadını da erkeği de yalnız kalmayı, kendini geliştirmeyi, birey olmayı bilmez, birbirine saygı duymaz, dolayısıyla bunların yapacağı evlilikten de bir halt olmaz, sadece zaman kaybıdır.

    ben burada ne kadın düşmanlığı, ne evlilik karşıtlığı görebildim. eleştirinin gittiği yer belli, ve o eleştirilenler de muhtemelen bu videoyu izleyip, ana mesajı anlamayıp "ilber hoca da evlilik boş iş diyo yea" şeklinde konuşacaklar orda burda.

  • üsküdar belediye başkanı hilmi türkmen’in yeğeni cihat türkmen; ilahiyatçı ama gençlik ve spor müdür yardımcısı. keşke liyakattan , kul hakkından da biraz rahatsız olsaymış. yiyin efendiler yiyin, doyuncaya tıksırıncaya çatlayıncaya kadar yiyin!

  • ali ismail korkmaz 'ın davasında açık kimliği ile cesurca tanıklık yapan kahraman.

    http://haber.sol.org.tr/…sandalyesinde-haberi-92270

    "2 haziran günü bir arkadaşımızla buluşup es park'taki gösterilere bakmaya gittik. gece 23.30 civarı evlere dağılmaya karar verdik. yanındaki arkadaşımı eve bırakmak için yunus emre caddesi'ni kullandık. kendisi caddeye yakın oturuyordu, geri dönerken çevik kuvvet toma'yla birlikte atağa geçti, grup dağıldı. ben de kaçtım, tanımadığım iki üç kişiyle ara sokağa girdik. akp il binasını biraz geçtikten sonra, nereden güvenli bir şekilde eve dönebileceğimi düşündüm. ara sokağa girdim, fırının bulunduğu sokağa. önümde yaşlı bir çift vardı. fırının orada polisleri ve sivilleri gördüm. polis biber gazı atmıştı, etkilendiğim için yaşlı öiftle fırına girdim. içeride iki polis vardı. o esnada polisler dışarı çıkmışlardı. 10-15 dakika bekledikten sonra gazın etkisi geçmiştir diyerek çıktım. tam o esnada bir göstericinin yakalandığını düşündğm, çünkü biri "yapmayın, etmeyin" diye bağırıyordu. sonra iki polisin bir genci yakaladıklarını gördüm. bu polislerden biri selçuk bal'dı. kapalı pazara doğru sürükleyerek orada darp ettiler. darp edenler arasında serkan kavak da vardı. darp ettikleri kişi düşünce polis dövmeyi bıraktı ama serkan kavak dövmeye devam etti. bu kişiler daha sonra fırının önüne döndüler, ben de fırının oraya gittim. tekrar gaz saldırısı başladığı için eve gidemedim, bir süre daha bekledim. daha sonra sokağa giren uzun boylu, kumral birini darp ettiler. dövdükleri kişi "yapmayın ben su almaya geldim" dedi.

    eve gitmek için ali ismail'in girdiği sokağa yöneldim. serkan kavak'ın pasajda saklandığını gördüm "ben çıkarken sen geriye kaç" dediğini duydum. bu sırada ali ismail korkmaz ile doğukan bilir'in sokağa girdiğini gördüm. ali ismail sokağa girmeden önce hüseyin isimli polis ve gaz maskeli polisi gördüm orada.

    polisler sokağın başında ara sıra pusuda yatıyorlardı. ali ismail sokağa girdiğinde hüseyin ve gaz maskeli polis tarafından yakalanmak istendi ama yakalayamadılar, onlar doğukan bilir'i yakaladılar. ben de ali ismail'le birlikte koştum ve saklandım. ali ismail'e doğru koşmadım, korkabileceğini düşündüm.

    ali ismail koştuğunda fırıncı tarafından yakalandı. ali ismaii kepenklere doğru hamle yaptı. kepenklere doğru ittirilince dengesini kaybetti. oradaki herkes tarafından darp edilmeye başlandı. sokağın giriş kısmından elinde cop olan, kır, uzun saçlı bir polis koşarak geldi. yüzünü korumak istemesine rağmen kar etmedi. son olarak kafasına aldığı darbeyle, başını kaldırıma çarptı ve bilincini kaybetti. bulunduğum yerden yüzünü hafızama kazıdım, gözleri kapalıydı. hiçbir şey yapamadım, öylece kalakaldım. daha sonra kendisine gelmeye çalışırken, mevlüt saldoğan tarafından ikinci kez darp edildi.

    kafasına özellikle çok sert darbeler aldı, sesini duyabiliyordum. ardından ali ismail bir hamle yaparak koşmaya başladı. bu kısım görüntülerde yoktu, ali ismail sokağın ucunda pusuya yatan hüseyin ve diğer polis tarafından üçüncü kez darp edildi. bu kişiler ali ismail'in bacaklarına vurdular, "tutun bunu tutun" seslerini duydum. ali ismail üçüncü kez darp edildikten sonra gözden kayboldu."

  • bulmak zor değil. bulduğunla sağlam gerçek bir ilişki kurmak, karşılıklı güven oluşturmak ve bir bağ kurmak aşırı zor. kimse kimseyi ne seviyor, ne değer veriyor, ne önemsiyor, ne ciddiye alıyor. her şey oyun, her söz yalan, her duygu geçici, her davranış sahte, herkes bencil, kararsız ve dandik. leş gibi bir döneme denk geldik.
    yani aşktan, sevgiden samimi ve ciddi beklentileri olan, iyi bir hayat arkadaşı isteyen, bir aile kurmak isteyen, düzgün bir ilişki, güzel bir evlilik yapmak isteyen insanların işi aşırı zor artık. bitik.

  • hamburger ekmeğinin 'gerçek' olduğunun vurgusunun neden yapıldığını anlayamadığımız sandviç.

    ayrıca sandviçin güzelliğinden ziyade adam normalde nasıl muamele görüyorsa, 2 dilim salam 2 dilim peynir görünce havalara uçuyor ya la. afiyet olsun.

  • abd'de yazılım muhendisi maaşı ortalaması yıllık $82.000

    avrupa'da €42.000

    bir mercedes cla avrupada €23k
    yıllık maaşın yaklaşık yarısı+sınırsız sayılabilecek sosyal imkan

    abd'de $27k
    yıllık maaşın üçte biri+ultra ucuz benzin ve yaşam giderleri

    (lüks segmentin en düşük üyesi) ikinci el mercedes cla'nın türkiyede fiyatı 150 bin tl...
    buradaki muhendisler yilda 450 bin ya da 300 bin+sosyal sahiplenme mi kazaniyorlar da yaşam standartları düşsün?

    buradaki mühendis de isveçteki muhendis de yilda 60 bin kazanabilir ama o 60 binler aynı alım gücüne sahip değil

    (stockholm'den parise ucak bileti 30 euro, venediğe 70 euro...haftasonu git gel, otel 100 euro...
    ıstanbuldan venedige ucak bileti 400 tl, parise 700 tl...oteller 430 tl...nah gider gezersin, ancak pazar günü aydosa kebaba gidersin)

  • kolombiya medyasına sızan pilot/kule konuşmalarından, uçağın yakıtının bittiği ve elektrik donanımını kaybettiği anlaşılıyor. bu bilgi, kazadan yaralı olarak kurtulan hostesin "yakıtımız bitti" ifadesiyle de örtüşüyor.

    pilotun, "total electrical failure" ifadesini kullanması bana acaba yakıtın bitmesinden bağımsız olarak başka bir sorun mu yaşandı diye düşündürttü ama büyük ihtimal elektrik aksamının kaybının sebebi de uçağın yakıtının bitmiş olması. bildiğiniz gibi, uçaklarda yakıt/batarya kaynaklı elektrik arızası yaşanması halinde devreye giren, ram air turbine adı verilen ufak rüzgar jeneratörleri bulunur. uçağın dışında bulunan bu pervanenin ürettiği elektrik ise, uçağın çok temel işlevlerini sürdürmesine yeterlidir. (mesela, sully filmine konu olan, hudson nehrine acil iniş yapmayı başaran us airways uçağı, bu jeneratör tarafından üretilen elektrik sayesinde son ana kadar kontrol edilebilir kalmıştır.) çok büyük bir ihtimalle , oldukça dağlık bir bölgeden geçen la mia havayolları uçağının, minimum kaynakları kullanarak süzülme olayını gerçekleştirmesine imkan olmadı.

    engin air crash investigation tecrübeme dayanarak söylemeliyim ki, uçakların yakıtının bittiği kazalarda en çok rastlanan sebepler, gösterge arızası ve yakın sızıntısıdır. uçaklara, acil durumlarda kullanmaları için gerektiğinden daha fazla yakıt konur ve başka hiç bir sebep olmadan bir uçağın yakıtının bitmesi pek görülmüş bir şey değildir. (air canada'nın 1983'te, kg yerine pound cinsinden yakıt ikmali yapılması nedeniyle yakıtı biten uçağı geliyor aklıma. o uçak gimli havaalanına süzülmeyi başarmıştır mesela).

    yakıt ikmalinde yapılan bir hata, gösterge arızası ve yakıt sızıntısı bu olayın en olası sebepleri gibi gözükse de, bazı uzmanlar uçağın menzilini de dikkat çektiler. lamia havayollarının websitesinde 2965km olarak verilen menzil, medellin ve santa cruz arasındaki mesafeden kısa. bu bilgi sonradan siteden kaldırılmış olsa da, uzmanlar uçağın en iyi ihtimalle maksimum menzilini uçtuğunu söylüyorlar. yani ortada, british aerospace 146 modeli uçağın kapasitesinden daha uzun bir mesafeye uçurulmaya çalışıldığı bir durum da olabilir.

    şu an eldeki bilgilere dayanarak felaketin, zaten maksimum menzilini uçmaya çalışan uçağın, bir sebepten dolayı yakıt ikmalinin doğru yapılmaması ya da havada yakıt kaybetmesini takiben bütün elektrik aksamını kaybetmesi dolayısıyla düştüğünü söyleyebiliriz. oldukça dağlık olan bölgede, rüzgar jeneratörü kullanarak en yakın havaalanın süzülmek de büyük ihtimal mümkün olmadı.