hesabın var mı? giriş yap

  • ne zaman bir yerde görsem, tasarımla ortadirek arasında gittikçe büyümeye devam eden boşluğa lanet ediyorum. tasarımlar güzelleştikçe, bizden hızla uzaklaşıyorlar. çünkü daha önemli vatandaşlık görevlerim var. geçmediğim köprünün parasını ödemek gibi, bayburt'a kütahya'ya havaalanı yaptırmak gibi, kalyon'a, cengiz'e ihalaler kazandırmak gibi... bunun için de vergi cennetindeki hurilerden biri olarak, daha fazla vergi ödeyip ne zaman yolda kalacağı belli olmayan bir arabaya binmek zorundayım.

    xc90'la da ilişkimiz bu şekilde. tam diyorum bu ay 1000 tl arttırdım böyle giderse, 1000 ay sonra 116. doğumgünü hediyesi olarak kendime bir tane alırım, binmesem de olur evin salonuna çeker iki lafın belini kırarım ama olmuyor. vergi tanrıları boş durmuyor. biriktirdiğim her tl'yi anında vasıfsız hale getiriveriyorlar.

    hal böyle olunca da, üretim bandından çıkmış bir üründen çok, sonsuz güçteki bir kudret tarafından tasarlanmış bir cennet dekoruna benzeyen xc90'a binmek de hava boşluğunda yok olup giden bir düşünce olarak kalıyor. bari her parası olana satmasalar. toefl, kpss falan sorsalar.

  • işim gereği yılın %70'i seyahat ediyorum. bu uçuşların önemli bir kısmı yurt dışı. uçuşlarım da genelde thy ile. tabi thy nezdinde çok çok çok küçük bir kalem olsa da ben de thy'ye para kazandırıyorum. benim kazandırdığım para ile sponsorluğu destekliyorum. helal olsun benim param müjdat gezen gibi aydın sanatçılara verilen sponsorluklara.

  • hergün facebook'ta 100 paylaşım yapan insanın, doğumgününde o gün hiç facebook'a girmemiş gibi yapması, paylaşım yapmaması, cool takılması, duvarına yazılanların sonlanmasını beklemesi.

  • ahaha dediğim islamcı akpli açıklaması.

    evet adamlarda diktatör vardı, en sonunda öldürüp haftalarca direkte asılı beklettiler.

    bir de seçim falan demeyelim lütfen ki seçim kazanmayan diktatòr neredeyse yok,
    sen devletin tüm kurumlarını parti teskilatı gibi kullan,
    80 bin cami ve tüm diyanet kurumları direk senden gelen propaganda metinlerini okusun,
    polis-asker muhalif bastirmaktan başka bir işe yaramasın,
    devlet hazinesinden kendine ait 9378383 tane yayın kuruluşu oluştur ve 7/24 propagandanı yapsınlar,
    yargı muhalif parti başkanları dahil tüm fark yaratabilecek muhalifleri tutuklatsın,
    ilçe başkanların bile mahkeme sonuçlarına karar versin,
    üstüne ohal ilan et bu şartlar altında seçime gidilsin ve yetmesin milyonlarca mühürsüz oy sayılsın sonra kalk seçim kazandım de.

    daha tüm bunlara rağmen beğenilmeyen seçimlerin yenilenmesi, daha da olmazsa kayyum atanması gibi durumalar da var.

    bu seçim meselesine ancak cahillikten tarikat şeyhlerine kendini badeleten kitle inanır.

  • yakında kokusu çıkacak olan olay. müşteriler showroom'da araçların kapısını kapattıklarında bir düğme tetikleniyor ve tok_kapi_sesi.wav sesi hoparlörden veriliyormuş. türkiye'deki satışlarına emisyon hilesinden daha fazla zarar verecektir.

  • baslik: kafesini nadiren açabiliyorum yemin ederim ailemizi perişan etti

    bir tanidiğimin hediye ettiği jago cins papağanimi satiyorum.o tanidiğimla da bütün ilişiğimi kestim.alana daha önce kerpeten (papağanin ismi) tarafindan parmaği koparilan kardeşimin kullandiği ilkyardim setini bedava vereceğim.zamaninda bir petshopa sattiğimda adam bana parami iade etti ve 3. fotoğrafi bana yolladi.diğer kuşlarla da fazla anlaşamamiş.

    gerekli gördüğüm bazi önemli notlar;
    asla kafesini açmayiniz.
    açarsaniz elinizden haydari eksik etmeyiniz.
    kerpetene asla agresif tavirlar göstermeyiniz.
    olur da yem vermek için kafesine yanaşirsaniz 3 kişiden az olmayiniz.
    yem olarak herşeyi verebilirsiniz yemek seçmez.(bamya, kurufasülye, kabak)

    kopan uzvunuzu buzla dolu bir tencere veya benzeri bir kap ile en yakin devlet hastanesine giderseniz çok geç kalmiş sayilmazsiniz.
    alan arkadaşa hayirli olsun.

    http://www.sahibinden.com/…110291wqqpxqqdisplayitem

  • bu çok ciddi bir konu arkadaşlar.eğer bu polisler birbirlerinden güç alarak,bir şeylerinde ört bas edilebildiğini görerek böyle bir olaya kalkışmış iseler burda devletin ciddi deredece bu konunun üzerine gitmesi gerekir.çünkü bu herkesin başına gelebilecek bir olay olmuş oluyor.polislik çok hassas bir meslek.darbeden sonra 10 bin 10 bin birçok polis alımları oldu. 6 ayda polis oldular.vatandaşa nasıl davranacağını bilmeyen bir çok kişinin bu mesleği yaptğını düşünüyorum.yaşları genç, karakolda kendilerine kimsenin dokunamayacağını hissetmiş olup gaza gelmiş olabileceklerini düşünüyorum.çok dikkatli olunmalı 11 kişiden bahsediliyor.elbet içlerinden birisi birgün vicdan yapıp olayın gerçek yüzünü açığa çıkaracaktır.

  • kötü bir dönem geçirmiş ve sevilen kişiden ayrılmış bir şekilde ailemi ziyaret etmek üzre uçağa bindim. duygular tavan. tek yapmak istediğim kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uyumak. fakat koltuğuma oturur oturmaz başladım ağlamaya. zaten ağlak bir insanım ama insanların içinde genelde ağlamam. tutamadım kendimi, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. yalnız hıçkırık yok, damla damla gözyaşlarım süzülüyor. ama nasıl, dur durak bilmiyor. ben bir tane siliyorum, ardından iki tane daha geliyor. önce yolcular soruyor ne var diye, bir şey yok diyorum. sorular arttıkça hostesler olaya dahil oluyor. ne var diyorlar, bir şey yok diyorum ama damlalar aksini söylüyor. uçağın bir bölümü durmuş beni izliyor artık ve yolcular aralarında konuşmaya başliyor, neden ağladığıma dair teori üretiyorlar. bu arada yer görevlileri de olaya dahil oluyor. iyiyim diyorum, kimse inanmıyor. uçak bir türlü kalkmiyor, herkes ağlamama yoğunlaşmış şekilde bana bakıyor. yanımdaki norveçli kadın yolcu, uçuş boyunca elimi tutabilirsin diyor. iyiyim, teşekkür ederim diyorum. o da inanmıyor. sonradan hollandalı olduğunu öğrendiğim bir adam yanıma gelip bir paket cips uzattıyor. "iyi gelir ye," diyor. durumun saçmalığına gülümseyip cipsi kabul edip uçuşa hazır olduğumuzun sinyalini verince herkes alkışlıyor ve gözler üzerimden çekiliyor.

    sorunlarımı cipsle aşmama yardımcı olan hollandalı amcaya "büyüksün" diyorum.