hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi şöyle bir şey var ki, kediler nereye def-i hacet edeceklerini bilmiyorlar. bu alışkanlıklarını yetişkin kedileri izleyerek öğreniyorlar. "hmm bir yere giriyoruz, oraya çömeldikten sonra sabit bir yere gözümüzü kırpmadan bakıyoruz ve işimizi görüyoruz. sonra da böyle fışı fışı kollarımızı oynatıyoruz" şeklinde bir öğrenim söz konusu.

    ancak olayı yanlış anlayanlar da yok değil.
    kum kabına giriliyor, orada hacet gideriliyor. buraya kadar normal. bu noktaya kadar bir problem yok. ders iyi tatbik edilmiş, özümsenmiş. uygulama da kusursuz.
    ancak bundan sonra kritik bir hata var; pisliğin üstünü kapatma maksadıyla yapılan fışı fışı hareketinin kumun içinde yapılması gerekiyor. kum kabından çıktıktan sonra, parkelerin üzerinde değil. o yanlış. orada ezbercilik var.

  • bir fikrada laz karakteri nasil gulduru unsuruysa ve o soylem ne kadar irkciysa bu da o kadar irkci bir karikaturdur. ya da sunu soyleyelim: keske irkcilik boyle bir sey olsa idi.

  • -kaç yıllık evlisin?
    -2*
    -çocuğun var mı?
    -hayır.
    -olmuyor mu?

    hee olmuyor amk, herkes de sizin gibi evlendiğinin 2. ayında hamile kalacak değil mi?
    hayattaki tek başarınız bu zaten.

  • iktisat neydi? iktisat emekti...

    serbest piyasada fırsatçılık yapmak ve istediğiniz fiyatı çekmek için olması gereken şey belli: tekel olacaksınız ve fiyat esnekliği düşük bir ürün satacaksınız.

    tekel olacaksınız ki size gelmek zorunda kalsınlar
    fiyat esnekliği düşük olsun ki almaktan vazgeçemesinler

    ortalama bir esnaf bunu nasıl yapar?
    mesela köşedeki fırsatçı pizzacı dedi ki "ulan ben bi pizzadan, allah bereket versin, temiz 10 lira kazanıyorum, salak mıyım? basayım zammı 30 lira kazanayım" ve fiyatları haşırt diye yükseltti.

    başka pizzacı mı yok (tekel mi bu adam)?
    pizzadan başka bir şey yiyemiyor musun (ürünün fiyat esnekliği ne alemde)?

    e pizzacı patladı, işleri düştü, müşterileri kaçtı... ha belki diyorsun ki o muhitin gıda esnafı toplanıp anlaşıyor, örgütlü fırsatçılık (oligopol) yapıyor... ben de derim ki geceleri maske ve pelerin takıp ayin de yapıyorlar mıymış?

    zam işletmelerin sevdiği bir şey değildir, hele de sık sık yapılan zam. çünkü her şeyi geçtim masrafı vardır; onca menü değişir, bastırılır, güncellenir... her zam yaptığında müşteri mutsuz olur, talep düşer, hesap şaşar. bakın bu yüzden perakende de "shrinkflation" diye bir olgu var. sırf ürünün fiyatı değişmesin diye artan girdi maliyetleri ürünün miktarı düşürülerek karşılanıyor.

    yani istisnai vakalar dışında zam mevcut piyasa koşullarından dolayı yapılıyor, kabullenin artık şunu.

  • şöyle birşeydir,
    10bin tl vardir bakarsin olm alinacak arabalar en az 12bin.. 15binin olur bu sefer begendigin arabalara bakarsin hep 17,5 18 falan.. 25bin civari bakarsin e biraz daha ver sifir bi araba al abi dersin. sıfır bi arac bakarsin 40-50 arasi bi kac yasinda bmw yada audiler gozune carpar.
    o parayi gozden cikartirsin bu sefede bi suv sevdasi başlar oraya kadar cikmissin ya artik bunun sifirini alip yillarca kullanmak istersin derken

    neyse metrobüs geldi hadi grsrz

    yıllar sonra gelen edit (2016): bu fiyatlar euro 2 lirayken yapılan hesaplardı tabi. şimdi bu fiyatlarda hayal!

    2020 editi: araba almayı ev alma seviyesine çıkartan yönetime ne kadar teşekkür etsek az!

  • ne güzel danışıklı dövüş lan.

    onlar orta açıyor, a haber yayınlıyor. dünya 5 dakikalığına iğrençleşiyor. akp’nin 7 haziran’da iktidarı kaybettiği ilk seçim sonrası doğuyu kana bulayıp, halkı tekrar akp etrafında konsolide eden de bunlar değil miydi?
    hani hep büyük resim diye kafa s*ken, yatay çizgili krem rengi tişört giyen dayılar varya, keşke biraz iq’ları yetse de kendileri görse büyük resmi. aslında kim kimin müttefikiymiş.

    bakın beyler-hanımlar, ataşehir'de şimdiki ismiyle mustafa kemal, eski adıyla 1 mayıs mahallesi vardır.
    mahalle 70'lerden beri fanatiklik derecesinde sol bir mahalleydi. zamanında elin arjantilisi gelip belgesel çekti o mahalleyle ilgili.
    mustafa kemal ne kadar asi bir mahalle olsa da, bireysel suç oranı yok denecek kadar azdı. taa ki o bölgeye 2010'lardan sonra pkk girene kadar.
    mahallede artık uyuşturucu işi gırla. bunların girdiği bir yerde uyuşturucu olmaması imkansız.
    birinci ağızdan anlatayım; bu zevatlar polisle çatışıyordu, sonra koşarak gidip cemevi bahçesinden içeri atlıyordu. mahallenin alevi dedesi artık bunlara yalvardı ''bizi rahat bırakın, olay çıkarıp-çıkarıp bu kutsal mekana kaçmayın'' diye. amaç ne? polis biber gazıyla cemevine girsin, provakasyon olsun.
    bu örgütün tıynetini anlatmak için yeterli bir örnektir sanıyorum.

    bunu niye anlattım? pkk her zaman en büyük zararı sol fraksiyonlara vermiştir. bu haberdeki gezi örneğine de şaşırmadım. onu da karalamak istiyorlar. bir olayın kime fayda sağladığını düşünerek, gerçek müttefikleri tespit etmeye biz devam edeceğiz..

  • babam bakan olsa sakız aldırmazdı be dünyayı burnumuzdan getirirdi. allah'tan böyle bir sıkıntı yaşamadık.

  • bu duruma yol açan şikayeti gerçekleştiren şirketin ifşa edilmesi ve hiçbir ürününün satın alınmaması gerekmektedir.

    sağlıklı gıdaya ulaşmak temel bir haktır.