• entry öncesi önemli bkz'lar: #157122122, #157131810

    biliyorsunuz ki gıdadedektifi yiyeceklerin içindeki maddeleri yorumlayıp paylaşan bir oluşum.

    kendileri, kurucularının bir şirketin şikayetiyle gözaltına alındığını instagram üzerinden açıkladılar. görsel

    ben şahsen kendilerini hiç takip etmiyorum, konu hakkındaki düşüncelerimi birebir açıklayan entry'ler için: #157120353, #157120576, #157121431
  • kimin gdo'lu tavuğuna kışt dediler acaba dedirten olay.
  • o adı meçhul şirket ülker değilse ben de bir şey bilmiyorum.

    devlete bak hizaya gel. adamlar göz göre göre milleti zehirliyor, en kalitesiz içeriği en pahalıya satıp, gramaj ve içerik oyunlarıyla 85 milyon insanın aklıyla dalga geçiyor; ama bunları dillendiren, araştırıp ortaya çıkaran ve halkı uyaran insanlar göz altına alınıyor. bu millet vallahi böyle bir zulüm görmedi.

    ekleme: bu arkadaşlar için "kafalarına göre iftira atıyorlar, para aldıkları şirketleri ifşa etmeyip, diğerlerini karalıyorlar." diyenlerin bu ve benzeri video'lar için ortaya koyabilecekleri sağlıklı bir karşı argüman var mıdır: https://www.youtube.com/shorts/rzpvw_y6yve

    her şeyi bir kenara bırakın; x bir ürünün yurtdışında satılanının tadıyla, türkiye'de üretilip satılanının tadı tamamen farklı. toplum, ürün içerikleri hakkında bilgilendirilmiyor. en dandik, insan sağlığına zararlı ve içerik olarak hiçbir değer ihtiva etmeyen ambalajlı gıdaları, fahiş fiyata yiyoruz. adamlar hala gelmiş "iftira karalama kampanyası" diyor. şirketler, ürünleri hakkındaki iddialarla alakalı çıkıp açıklama yapsınlar, tüketiciyi aydınlatsınlar; hatta bununla alakalı ilgili bakanlık çıkıp liste yayınlasın. bizim derdimiz "o ürün zehirli, bu ürünü asla almayın, şu üründen uzak durun." diye milleti gaza getirmek değil; halkın zihninde bir bilinç uyanmasını sağlamak. ama desene: karbonhidrat kemirmekten beyni sığır tezeğine dönmüş milyonlarca insanın zihninde ne bilinci uyanacak? el mahkum alıyor insanlar. sırf çocuklarının nefsini dizginlemek için marketten ucuz dandik ısıl işlem görmüş piliç sucuk alıp (güya adı sucuk), çocuklarına yediren anneler var. hiçbir şeyin gerçeğini, kalitelisini yiyemiyoruz. ne meyvenin, ne sebzenin, ne kahvaltılık ürünlerinin, ne etin, tavuğun vs. hiçbir şey eski kokusunda ve lezzetinde değil. peki burada suçlu kim? toplumu bu zulme maruz bırakan devletin mi, yoksa bu zehirleri üretip satan şirketlerin mi siz karar verin. yoksa yani özellikle bir markayı hedef almak değil ki niyetimiz; adı ülker olmuş, pınar olmuş, eti olmuş, banvit olmuş fark eder mi? olayın aslı bambaşka. iddia ediyorum ki bu ülkede, gerçek bir peynirin tadına bakamadan ölüp gitmiş yüz binlerce insan vardır. bu en basitinden peynir işte, varın gerisini siz düşünün.

    ---

    ekleme 2: adalet ilkesini çiğnememek adına, olayın içyüzünü merak eden sade bir vatandaş ve tüketici olarak şu entry'yi de paylaşma gereği duyuyorum: (bkz: #148086818)

    toplumda "yediğimize içtiğimize dikkat edelim, içeriğini araştıralım" gibi bir bilinç uyandırması açısından bu tarz sosyal medya hesaplarını desteklemek güzel şey; ancak işin rengi, bilgi dezenformasyonuna kaydığı anda değişir. ben şahsı tanımam, video'larının hepsini de izlemedim. başlık altında gıdadedektifi / musa özsoy hakkında aleyhte yazılan entry'leri de inceleyince; bu şahsın, ulvi amaçlarla ve masumane başlattığı davanın, gelinen noktada menfaate evrildiği gibi bir intiba uyanıyor. doğru ifşalarda bulunduğu gibi, tamamen saptırma ve cahilce şeyler öne sürdüğü de olmuş. konunun uzmanları bunları çeşitli bilimsel argümanlarla eleştirmişler.

    yine de tüm bunlar; bizi türkiye'de pür-i pak ürünlerin yedirildiği, devletin bu konuda taviz vermediği, temiz ve sağlıklı gıdalara ulaşımın kolay olduğu gibi bir çıkarıma götürmez. biz bu gıdadedektifi ve benzeri arkadaşların, "hakikat içeren ifşaat" video'ları üzerinden yürümeliyiz. bakın bu iş çok ciddi. hadi paketli ambalajlı gıdalar bir yana dursun; ben yaklaşık 2 seneden fazladır limon yiyemiyorum. normal bildiğiniz limon. birbirinden farklı lokasyonlarda, değişik market ve manavlardan onlarca kez limon aldım, hepsi dandik. bundan birkaç sene öncesine kadar yediğim o sapsarı, keserken etrafa freşh koku yayan, sıktığım yemeğin lezzetini iki katına çıkaran limonları bulamıyorum, yok. diğer sebze ve meyve kalemlerinde de aynı durum geçerli. marketlerde 400 gramı 110 tl'ye satılan dana kıyma resmen bembeyaz, kavururken balçığa dönüşüyor, çünkü yarısı yağ. elalemin almanyası en alelade marketlerinde kilosu 10 euro'ya kıpkırmızı kıyma satıyor ve sadece %5 yağ. açın aldi marketi inceleyin et ürünlerini en basit örnek. diğer et ürünü kalemlerini mukayese etmiyorum bile. onları zaten artık sen ben yiyemiyoruz.

    bu noktada herkesin soracağı soru şu olmalı: neredeyse çeyrek asırdır bu ülkeyi yönetenler, bizi neden bu fecaatin, bu gıda felaketinin ve varlık içinde yokluğun karanlığına terk etti? çoluk çocuk bir hafta sonu ailecek kahvaltı etmek isteyen insanlar; neden ne idiği belirsiz ısıl işlem görmüş piliç sucuk, kaşar adı altında "eritme peynir" yemek zorunda kalıyor da, gidip adam gibi temiz, güvenilir fermente dana sucuk yiyemiyor, adam gibi bir peynir yiyemiyor? veya ne bileyim; eskiden tavaya iki tane kırınca bizi doyuran yumurtalar, şimdi s-m-l-xl diye kıyafet bedeni gibi ayrılıp, l olanlarının bile sarıları minnacık çıkıyor? yahut, üç tarafı denizlerle çevrili dediğimiz türkiye'de, niçin insanlar uygun fiyata balık yiyemiyorlar? devlet, en temel ve elzem ihtiyaç olan temiz ve güvenilir gıdaya ulaşımı neden bu kadar zorlaştırıyor? bu gibi soruları, paketli gıda terörü üzerinden, soruları daha da çoğaltarak sormalıyız.

    ---

    ekleme 3: şu saatte dahi mesaj atıp tebrik eden, artık yediği içtiği hiçbir şeyden lezzet alamadığını dile getirip "ah eskiden..." diye devam eden hasret dolu cümlelerle şikayetlerini paylaşan, "bi daha x markanın ürünlerini eve sokmam" diyerek mesaj kutumu hacı baba tekkesine çeviren, gıda terörünün yarattığı vahim durumla alakalı fikirlerini sunan, aynı dertten muzdarip olduğumuz tüm dostlara topluca teşekkür ediyorum.

    ayrıca bu vesileyle uzaylılara da bir not bırakmak istiyorum: eğer istila mistila muhabbetine buralara gelirseniz, giderken beni de götürün yiğitler. yetti gayrı buraların havası suyu çekilmez oldu. her türlü deneye okeyim. çekin kurtarın beni bu hayattan.
  • bu duruma yol açan şikayeti gerçekleştiren şirketin ifşa edilmesi ve hiçbir ürününün satın alınmaması gerekmektedir.

    sağlıklı gıdaya ulaşmak temel bir haktır.
  • bazi merciiler sosyal medyanin nasil calistigini cozemediler hala.

    gidadedektifi sayfalarini daha meshur edip daha fazla takipci kazandiracak olaydir.
  • gıdadedektifi isimli, sosyal medyayı kullanarak para kazanan kişinin yurtdışına çıkmaya çalışırken göz altına alınması.

    x postu

    bilindiği üzere bu hesap, canı istediği firmaları kafasına göre ve hiçbir yetkisi veya bilgisi olmadan, yanlış okuduğu etiketler ile kötüleyen bir hesaptır.

    artık ücret ödeyenlere de pozitif paylaşım yapan, diğerlerinde zehir dediği şeylere bu firmalarda zehir demeyen derdi popüler olup, influcerlık yaparak para kazanmak olan bir hesaptır.

    iftira attığı firmalardan biriyle davası olduğundan dolayı göz altına alınmış gibi görünüyor.
  • şaşırdınız mı? adam insanlara yararlı bir şeyler yapmaya çalışıyor. türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğü hakkında bir fikir vermiştir umarım.
  • vay be…. nereden nereye… uğur dündar olacaktı ki, firmayı basıp ağzına ağzına çakacaktı şimdi o. çocuğu diye…

    türkiye tam tersine döndü artık firmalar halkı uyaranları tutuklatıyor.
  • millet elinde tuzlukla koşmuş yine. bırakın adalet işini yapsın.

    sayfasında yayınladıgı iddiaları ispatlar umarım.
  • gözaltına aldıran firmayı da öğrensek de bir daha almasak. skandal olaydır. ülke hiç iyi yere gitmiyor.
hesabın var mı? giriş yap