hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle uluslararası doğrama şekillerinden bahsetmek gerekirse;

    1- mire poix (bizdeki anlamı kuşbaşı) burada parçaların tamamı muntazam küp veya küpe yakın eşit ölçülere sahip olmalıdır. 3-4 tanesi bir yemek kaşığına sığacak büyüklükte olmalıdır. soğan, kereviz, kereviz kabukları, pırasa ve defne yaprağından oluşan gruba bu isim verilir. temel soslarda, çorbalarda, patates garnitürlerinde, et yemeklerinde, çeşitli sebzelerin etlerin ve kök sebzelerin doğranma şeklidir. çeşitli baharatlar (mercan, kök, kekik) doğranır. çeşitli sosların ön hazırlığında kullanılır. braise usulü hazırlanan yiyeceklerin (önce az yağda kızartılıp sonra demi glace sosta pişirilen yemekler) ön hazırlıklarında kullanılır. mire poix kullanıldığı yerlere göre iki şekilde hazırlanır.

    a)beyaz mire poix:
    mirepoix sebzelerin beyaz kısımları kullanılarak hazırlanır. kullanıldığı yerler; berrak çorbalarda, beyaz soslarda, beyaz etten hazırlanan yemeklerde ve su ürünlerinden hazırlanan yemeklerin hazırlama sularında kullanılır.

    b)normal mire poix:
    mirepoix sebzelerin kabuk ve yeşil kısımlarının da kullanılmasıyla hazırlanır. kullanıldığı yerler; kahverengi fondlarda kullanılır.

    2- macedonie: (bizdeki anlamı tavla zarı) mirepoix doğramanın küçüğüdür. senellikle sebze çorbalarında kullanırız. bir yemek kaşığına 8-10 tane gelecek şekildedir. yerine göre çiğ ve pişmiş etlerin doğranmasında kullanılır. bunun dışında; çeşitli et ve sebze yemeklerinin hazırlanmasında kullanılır.

    3- julienne (bizdeki adı piyaz) yarım veya bir bıçak sırtı kalınlığında, yaklaşık 3-4 cm uzunluğunda, ince çubuklar halinde ve aynı kalınlık ve boylarda doğrama şeklidir. her tür çeşit sebzelerde kullanılan bu doğrama şeklinde; önce eşit ince plakalar kesilir. soğanın piyaz şeklinde doğranması jülyen doğrama şeklindedir. bu kesimde sebzelerin hepsi eşit kalınlıkta olmalıdır.
    kullanıldığı yerler: çorbalarda, soğuk ordövr tabaklarının süslemelerinde, et yemeklerinin yanında, sebze garnitürlerinde ve salatalarda.

    4- brunoise (bizdeki adı sıçan dişi ya da yemeklik) sebzeleri önce julienne doğruyoruz sonra bunları küçük küçük mercimek tanesi büyüklükte doğruyoruz

    mire poix, macedone ve brunoise için http://img850.imageshack.us/img850/8859/dilim.jpg
    julienne için http://www.recipetips.com/…ting/julienne_strips.jpg

    bu dördünü bilmeniz sizin için yeterli. diğerlerini ben bile çok nadir kulanıyorum. birisi size böyle şöyle doğtra dediginde artık ne demek istediğini biliyoruz.

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    şimdi bu sebzeleri doğramak için bize bir adet bıcak gerekli. kendinize ait * bir bıçağınız olsun. bu bıçak ile sadece ve sadece sebze kesin. meyve ya da ekmek doğramayın. kör bıçak daha çok keser cümlesindeki kasıt, güç kullandığınız bıçağın sebzeyi kesmemesi sonucu sağa-sola kayarak elinize gelmesinden kaynaklanır.

    kendinize o yemek programlarında gördüğünüz devasa bıçaklardan almayın. bıçağınız elinizle kavrayabileceğiniz özellikte ve ağır olmalıdır. mümkünse ithal bir bıçak tercih edin. benim tavsiyem solingen dir. başlangıç için idealdir.

    herhangi bir sebzeyi doğrarken dikkatinizi bıçağı tuttuğunuz ele değil sebzeyi tutan elinize verin. o anda endişe etmesi gereken sebzeyi tutan parmaklardır. bıçağın sırt kısmını sebzeyi tutan elinize dayadığınızda elinizi kesmeniz imkansızlaşır.
    bu şekilde değil, http://www.arastiralim.com/…/11/parmak-dogramak.jpg
    bu şekilde http://t2.gstatic.com/…z-hlhddd_pex-cnrsyr5jerx&t=1 bıçağın sırtı ellerimize dikine değil, paralel olması gerek.

    http://video.google.com/…docid=-2052142828309501024

    yukarıdaki video ya dikkat ederseniz ustamız bıçağın sırtını sol eline dayayarak doğrama işlemini gerçekleştiriyor. burada doğradığı sebzenin büyüklüğüne sol eli karar veriyor. kıssadan hisse; bıçağın sırtını sol elinize dayadığınızda, sol elinizi sebzenin üzerinden ne kadar geriye çekerseniz o kalınlıkta doğrarsınız. bıçak tutan elinizin bıçak tutmaktan başka hiçbir işlevi yoktur.

    doğrama işlemini evinizde salatalık ile teker teker doğrayarak başlayabilirsiniz. üzerine düşerseniz 2 saatte videodaki ustamızın doğradığı hızda, bir hafta sonra da tv programlarındaki gibi doğramaya başlarsınız.

  • --- spoiler ---
    benim tek bir yellow king tahminim var: o da terk edilmiş okulun önüne ilk gittiklerinde, terk edilmiş çayırı makinesiyle biçen sakallı koca adam. rust adamla konuşmaya yeni başladığında ledoux ile ilgili telsizden anons gelmişti de, marty kornaya abanıp rust'ı çağırmıştı. işte kaç zaman sonra, konuşmayı yarım bıraktığı bahçıvanın olduğu okula giden rust, duvarda bir sürü resimler ve bir ahşap heykel daha bulmuştu. okuldan şüphelenmiş, ancak bahçıvandan hiç şüphelenmemişti. ben şüpheleniyorum arkadaş.

    o sakallar da takma gibi duruyor zaten. dahası herif o çim biçme makinesinden bi kalksa hodor'dan bile dev bence...

    --- spoiler ---

  • altındaki yorumlar ibretlik.

    --- spoiler ---

    "eşinin başını da en yakın zamanda kapatır umarım somurtan surat"
    --- spoiler ---

    sizin gibiler yüzünden hayattan soğudum yemin ederim. "vatan hayını" edersiniz adamı siz.

  • "-gelirken winston light alır mısınız?" notu üzerine almayı unutan kurye, yemekten sonra içersin deyip kendi sigarasından vermeyi teklif eder. yok önemli değil deyip geri çevrilir. 5 dakika sonra kapı çalar, yemekten sonra içilir der gene ve paketi uzatır. kıyamam be.

  • metro istasyonunun bile metroya yüreme mesafesinde olmadigi bir sehirde söylenince gülünc kacan laf. ulan taksim meydanindanki metro girisinden trene varincaya kadar taksi tutsan 20 lira yazar be.

  • üniversitede -tamamen can sıkıntısı ve boş zaman fazlalığından- daha önceden geçtiğim bir dersin* sınavına girip uydurma bir isim yazmış, sınavdan da en yüksek notu almıştım. notlar açıklanınca deli gizem olmuştu. lan bir de üstüne ilan panosunun önündeki kalabalığa karışıp "kim lan bu zibidi, hepimizin toplamı kadar not almış" diye galeyancılık yapıp sempati toplamıştım.
    vay ebesine ne güzel günlermiş lan.

  • bir de demiyorlar mı "karıncalar zeki hayvanlardır" diye. klavyeyi ısırıyorum sinirden. lan nasıl zekâ bu. demin nereye gidiyordun şimdi ne yapıyorsun. diyecek laf bulamıyorum bu geri zekalılara gerçekten. bildiğin ebleh bir hayvan. diğer yönü de kapatsan yine terse yürür ha. ehehehe. lan o taraf kapalı zaten. ahahah. salak ya.

  • oy utanmasını sevdiğim, kazada kafası patlayıp beyni camdan dışarı fırlayınca daha da güzelleşecek canısış.