hesabın var mı? giriş yap

  • diğer sağlık çalışanlarının oyları > doktorların oyları
    alın size çoğunluğun demokrasisi

  • bilal erdoğan'ın gündem değerlendirmesidir. hayatımda böyle kötü cümle görmedim birader, tam özne-yüklem uyumsuzluğu diyecektim ki bir baktım yüklem yok. bilal de sular seller gibi şakırdı aslında, gazetenin hatası herhaldsfghjk

    --- spoiler ---

    cumhurbaşkanı erdoğan'ın oğlu bilal erdoğan gazetecilerin gündemle ilgili sorularına, "bunlar bizim gündemimiz olmamalı. biz, milli birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya yönelik ucu nerede olduğu belli olmayan hep böyle dış mihrakların türkiye üzerinde oynadığı oyunların bir parçası olduğu aşikar" dedi.

    --- spoiler ---

    http://m.radikal.com.tr/…ilde_insa_edecegiz-1327683

  • bugün karşılaştığım vizyon sahibi görev adamı inşaat işçisidir. 3 saatlik bir işi vardı hemen hemen adam koca termos getirmiş yanında kola su enerji içeceği bile var termosta geldi işini yaptı ve gitti hiç sevmiyormuş insanlardan devamlı su kola isteyip yemek ısmarlatmayı. işimi yaparım paramı alırım ne gerek var insanlara yük olmaya diyor. giyimi oldukça düzgün önlükle çalışıyor ayağına galoş geçiriyor sanıyorum avrupa birliği yasalarına göre yetiştirilmiş numunelik bir işçidir.

  • tam boykot edeyim diyecekken zaten hiçbir şarkısını dinlemediğimi, hiçbir filmini izlemediğimi farkettiğim sanatçı. kimdi lan bu?

  • siyasal islam'ın final yaptığı süreçtir.

    ayasofya'nın ibadete açılmasıyla siyasal islam'ın elinde kalan son vaadi de harcanmış oldu. lost'un final bölümü gibi. onlarca yıldır bu anı bekleyen siyasal islamcılar dışarıya itiraf edemeseler de içlerinden "bu muymuş amk" diyecekler. reisçiler de bir hafta bayram edip sonra unutacaklar. bütün o gereksiz mega projeleri unuttukları gibi. çünkü siyasal islamın tüm vaatleri hayatın gerçekleri, çağın gerekleri ve halkın sorunlarıyla örtüşmeyen hamasi ve hayalci vaatlerdi. ister evinde namaz kıl ister ayasofya'da, bu senin ay sonu borçlarını ödemeni sağlamıyor. ve siyasal islam'ın gerçek sorunlar konusunda yapabileceği hiçbir şey yok.

  • çeşmeden sonra çoktan ve malesef ünlenmiş bir yer var hali hazirda gökova-akyaka . buradan sonra neresi olur derseniz malesef datça.
    malesef diyorum cunku 20 yilim buralar da gecti en bakir dönemlerine şahitim ve yavaş yavaş saçma sapan istekgram tayfası tarafindan istila edilmesine üzülüyorum.

  • büyük büyük halam derdi ki, depresyon kapıdan girince asalet bacadan kaçarmış. can sıkıntısından girilen her kuaför salonuna yazılmalı bence bu. ben bi gün lepiska saçlarımla gittim kuaföre, nasıl olacak sorusuna "valla bilmiyorum ya o arayacak ya da bu iş burda biter!" diye cevap vermişim düşün. "hanfendi onu sormuyorum, saçınız nasıl olacak?" sorusuna ise, "biraz kısa." diyebiliyorum sadece. ağlarken yol bile tarif edemem de. dünya umrumda değilken kısalığın karşılığı üç günlük dünya iken "katlı küt olsun bari..." diyorum. kesim işlemi başlıyor: bi terslik hissediyorum hafiften ama yarısında da çıkamam. gözlerim geride bıraktıklarıma sabitlenmişken salma hayek gibi girdiğim kuaförden ibrahim toraman olarak çıkmanın acısı taa yüreğime saplanıyor... (bkz: entry'e ara vermek)

    bu olay, arkadaşlar arasında o kadar alay konusu olmuştur ki, şanlı tarihime birinci toraman vakası olarak geçmiştir. evet bildiniz, ikincisi de olmuştur. hala arada bir hava topuna çıkma hissiyatım bundandır.

  • ahmet çakar: herkes paraya çalışıyor kardeşim. para vermeseler biz buraya çıkar mıyız? sen çıkar mısın apo?
    abdülkerim: semtten geçmem.

  • kendisinin youtube kanalı, içerik ve şekil itibariyle bir youtube kanalının nasıl olması gerektiğine örnek teşkil eder. çok iyi bildiği bir konuda *, konuyu tüm detayları ve bilimselliği ile ele alıyor, izleyiciye mutlak surette yeni bir bakış açısı kazandırarak bir yarar sağlıyor. konuyla ilgili oluşturmaya çalıştığı standartlarla birlikte, videoları bir kerteriz noktası haline geliyor.

    kahve endüstrisindeki markalara bağımlı kalmadan, reklam kokan hareketlere girişimeden tüm gerekli maddi desteği farklı sektörlerden sponsorluk alarak ya da takipçilerinin bağış yapabildiği platformlardan (bkz: patreon) da yayın yaparak tarafsızlığını çok iyi koruduğunu ekleyebiliriz. böylelikle bir influencer görüntüsü ile kendi adını kötüye çıkarmıyor ve yeri geldiğinde bir çok markanın kafasına kafasına vurabiliyor. giriş tipi kahve öğütücüleri için yaptığı çalışma buna örnektir. yayının sonunda çekinmeden, bu öğütücülerden alacağınıza kahve aldığınız yerde öğütün daha iyidir, diyebilmiştir.

    kahveye olan ilgim on küsür yıl önce başladığı zaman kahvedelisi'nin entryleri bana rehber olmuştu. yeniden kahveyle ilgilenmeye başladığım bu zamanlarda ise hoffman'ı izlemek, bir ileri seviyede benzer bir etki yaratıyor diyebilirim.

    kanalından son yayınlanan videosu ise bir miktar bizden. bir grup sivil toplum örgütü gönüllüsü, suriyeli mültecilerin ülkemize kattığı kahve kültürünü anlatan bir video çekmişler ve şu anda hoffman'ın kanalında yayında.

    https://youtu.be/qdflas57_su

  • bence bu açık sağ-sol mevzusundan ziyade, uykulu olmak ve uykusuz olmanın aynı manada kullanılmasıdır.

    çok uykulu hissediyorum: uykum var

    çok uykusuz hissediyorum: uykum var.

    bundan büyük açık mı olur?

  • müthiş yazıdır.

    link

    siteye gitmeye üşenenler için amme hizmeti:

    --- spoiler ---

    tarihe not düşmek için sormuştum zaten

    tam 32 gün önce yazdım “nerede bu uçaklar başlığı” ile.

    marmaris'te idim, canım orman gözümüzün önünde cayır cayır yanıyordu.

    alevler büyüyor, yangının içinde canla başla söndürme çalışmalarına katılanlar, gökten gelecek bir yardım bekliyordu, yangın söndürme uçaklarını.

    o uçaklar asla gelmedi.

    bir ormancı şehit oldu.

    ben de ilgili bakan'a, yani bekir pakdemirli'ye sordum.

    “- yangın söndürme uçakları kiraladığınızı biliyoruz. bu uçaklar nerede?

    - bu yangına neden müdahale etmediler?

    - yangın söndürme uçaklarının nasıl ve nerede kullanılacağına kim karar veriyor?

    - bu yangına uçaklarla müdahale etmeyip genişlemesine izin verilmesinin özel bir amacı var mıydı?

    - uçakları kullanmayanlar, kullandırtmayanlar hakkında bir işlem yapılacak mı?

    - yerli ve milli türk hava kurumu'nun uçaklarını yangın söndürmede kullanmamaya devam edecek misiniz?

    - bu inadın bir nedeni, bir gerekçesi var mı?

    - hayatını kaybeden orman personeli için üzülüyor musunuz?”

    ve altına da şöyle bir not düştüm,

    “bu sorularıma yanıt alma ihtimalimin çok düşük olduğunu biliyorum.

    ama bazen sorular yanıt almak için sorulmaz nelerin yanıtsız kaldığının tarihe not düşülmesi için sorulur.”

    dün aynı anda 20 yerde yangın var.

    bakanlık ise 3 uçakla müdahale edildiğini söylüyor.

    thk uçakları ise hala yerde.

    “bakanlık kiralamıyor, bari biz kiralayalım” diye arayan belediye başkanı ise kayyum yönetimindeki thk'da bir yetkiliye ulaşamıyor.

    zaten belediyenin aramasına gerek yok.

    orada biraz liyakatli biri olsa yapacağı belli.

    “ulan memleket yanıyor” diyecek ve kendi karar verip bu uçakları uçuracak.

    yangına gönüllü müdahale edecek.

    o koltukta ben oturuyor olsam, yapacağım net bu.

    isterse suç olsun, isterse ceza alacak olayım.

    “orman yanacağına ben yanarım” deyip o uçakları bakan'a rağmen uçururum.

    peki türkiye yanarken thk kayyumu neredeymiş biliyor musunuz?

    ben görmedim ama kendi söyledi.

    düğündeymiş düğünde.

    keşke bir de tarağı olsaydı.

    ülke yanarken taranırdı.

    --- spoiler ---