ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni zelanda'da camiye saldırı
-
teröristin yazdığı manifestodan alıntı; “en çok bu toprakların asla işgalcilerin vatanı olmayacağını göstermek için. son beyaz adama kadar, bu vatan bizim.”
21. yüzyılın en büyük hastalığının ırkçılık olduğunu bize tekrar göstermiş oldu.
ayrıca türkiye’de de olsa diye iç geçirenler olmuş buyurun bekliyoruz
edit:
manifestodan bir başka kesit "refahımız ve halkımızın hayatta kalması için göç edip topraklarımızda yaşayanları ezmeli, onları sınır dışı etmeliyiz." ne kadar benziyor bazılarımızın laflarına değil mi.
edit2: herifin silahının üstünde yazanlardan bazıları
732 tours (endülüs emevileri'nin paris'in güneyinde franklara yenilmesi ve avrupa'daki ilerleyişinin durması)
1683 viyana (osmanlı'nın avrupa'dan çekilme sürecinin başlaması)
turcofagos (türk yiyici)
atatürk hitler'i berlin'de ölümüne tokatladı
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
-kaça gidiyorsun sen?
-ikiyeee
-bana ilkokul üç espirisi yapabilir misin?(arkadaşlarla gülüşmeler fian)
-seneye yaparım
ekip iptal.
reis filminin gişede çakılması
-
yüzlerce insanı otobüslere doldurup sinema salonlarına taşımadıkları sürece olabilecek durum. miting gibi düşünün.
kerimcan durmaz
-
8 yıldır yazılımla uğraşan birinden çok daha fazla kazandığını düşündüğüm kişidir. sorry bro.
kaybettiğim şirket telefonumu almamın istenmesi
-
benim bildiğim böyle durumlarda telefonu ifadenizi alan polis almalı.
mandalina
-
pratik ambalajı ve de kendinden dilimli yapısıyla gönüllerde taht kuran, tasarım harikası zerzevat.
29 haziran 2016 sabahı hissedilenler
-
her sabah eşim ve ben ayrı arabalarla iş için yola çıkıyoruz.
her sabah acaba kırmızı ışıkta dururken yanımdaki doblo patlar mı? yahut eşim köprü trafiğine girdiğinde orada bir şey olur mu? diye endişe ediyorum.
her sabah yahut öğle üzeri kahve yahut yemek için dışarı çıktığımda yada metroyu kullandığımda yanımdaki meymenetsiz sakallı patlamak üzere de ben mi hissedemiyorum mu diye kendi kendime soruyorum sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi.
en çok da evdeki küçük oğlumu dert ediyorum.
bunu yaşatanlara, buna bilerek yahut bilmeyerek imkan verenlere lanet etmenin de bir faydası olmadığını görüyorum.
bu ülke hiç bu kadar kötü yönetilmemişti.
knorr türk halkının sağlığı ile oynuyor
-
türkiye'de satılan çoğu ürün için geçerli olan durum. kalitesizi türkiye kalitelileri avrupa tüketiyor.
saat dokuzu beş geçe çalan siren
-
şahsıma bir zararı yoktur.
ideolojik temelden bağımsız; saat dokuzu beş geçe uyuyan adamdan zaten hayır gelmez, ama baksan imkan vermiyorlar, imkan verseler o da mars'a koloni kurmak istiyor.