hesabın var mı? giriş yap

  • iş hayatının getirdiği yoğunluk yüzünden ilişkiye vakit ayıramayan eşleri olan kadınlara saati 80 dolardan 40 profesyonel kucaklayıcının çalıştığı servis.

    daha çok kadınlar tercih ediyormuş.
    fiyat yükselmiş 2 günde, 72 dolardan 80 dolar olmuş...

    new york’ta yaşayan saski fredericks (41), polis memuru eşini ayda yalnızca birkaç gün gördüğü için bu hizmetten faydalanıyormuş.

    --- spoiler ---

    "kocam polis teşkilatında bir teğmen ve sürekli 7/24 devriyede. sürekli bir arada olamıyoruz çünkü ben new york'ta o ise connecticut'ta yaşıyor. eminim ki kocam beni kıskanmıyor .sürekli onunla iletişim halindeyim ve bu konuyu kendisiyle konuşuyorum. belki birbirimizi daha fazla görme imkanımız olsaydı birlikte çiftlerin sarıldığı seans hizmetine giderdik. kocamın bunu polis arkadaşlarına anlatabileceği bir şey olduğunu sanmıyorum ama kendisi açık fikirli biri. kıskanç olduğundan daha fazla korumacı bir karaktere sahip olduğu için ben güvende olduğum sürece o da mutlu oluyor."

    --- spoiler ---

    site

    video

  • bana dava açan başbakandır. bugün gerekçeli karar açıklanmış, ben de cumhuriyet gazetesinden öğrendim:

    http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=356270

    --- spoiler ---

    mahkeme yargıcı mustafa kara, gerekçeli kararını açıkladı. kararda, politikacılara hoşgörülü olmaları mesajı verildi. kararda; referandum öncesinde erdoğan dahil tüm siyasi parti temsilcilerinin siyasi eleştiri kapsamında birbirlerini sık sık eleştirdiğini anımsatan kara, “siyasetin doğası gereği de bu ‘sert, kırıcı ve incitici’ eleştiler karşılıklı olarak tolere edilmiş ve hiçbir siyasi tarafından da hakaret olarak değerlendirilmemiş ve katlanılmıştır” dedi.

    aihm ve yargıtay’ın düşünce özgürlüğü konusundaki kararlarına dikkat çeken kara, şunları kaydetti:

    “sanığın yazı içeriği kaleme aldığı düşüncelerin ifade ve eleştiri özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı, siyasi bir kişilik olarak toplum önünde bulunan ve her söz ve davranışının kamunun eleştirisine açık olduğu kabul edilen müştekiye ve müştekinin genel başkanı olduğu partiye hakaret kastı ile hakaret etmediği kanaatine varılmıştır.”

    --- spoiler ---

    mutlu olduğum bir başka nokta da şu: benim dava, benimki gibi (sırf blog yazıları değil, twitter ve facebook paylaşımları gibi) eleştirilere açılan davalarda emsal olarak gösterilebilecek.

  • o paraya araba alınmıyor o kadar karamsar olma asgari ücret alsan kendini sıkmadan 2 yılda kapatırsın.

  • “ok ancak geri çekerek atılır.hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir.
    nişan almaya devam et."
    (bkz: paulo coelho)

  • alkol vergisiyle maaş alan hacı hoca tayfasının başlattığı harekat. ekmeğinize ihanet etmeyin genç takkeliler..

  • ben de son dönemlerdenim sanırım.

    malatya'da okuduğumdan havacı bir albay gelirdi, 1.85-1.90 boyu vardı, fit vücut, hafif kırlaşmış saçlar. dışarıdan görseniz “ne donuk ruhsuz adam” dersiniz, it gibi de korkuyorduk zaten.

    ilk birkaç hafta geçti, alıştık. zaman zaman anekdotlar anlatıp, arada da espriler yapar oldu. o donuk bakışlı adam yeri geliyor gülümsüyor, yeri geliyor yunan'ın megalo idea'sını anlatırken kaşlarını çatıp 12 mil çerçevesinde yapılan icraatları anlatıyor. kıbrıs barış harekatına henüz bir teğmenken katıldığından anısı çok. pür dikkat dinliyorum dersleri, tarihe özellikle de savaş tarihine ilgim var. ders çıkışlarında arada sorular soruyorum, 5-10 dk sohbet ediyoruz. o sıralar 11 eylül olayları, afganistan'ın bombalanması, öcalan'ın yakalanması ve mahkeme süreci derken konu çok.

    bir ders sonrası, fazla merakımı görmüş olacak, beni hava üssü'ne davet etti, annen babanla konuş, cumartesi 9.30'da kapıda ol, dedi.

    müthiş bir heyecanla gittim, annemler tabii ki ses çıkarmadı zira sefil bir öğrenciyim ve ilk defa ilgi duyduğum bir alan var. öss'ye 2 sene kalmış bende pek tık yok.

    gittim, nizamiyede bir 5-10 dakika kayıt, komutanın aranması derken nizamiyeye willys imitasyonu tuzla jeeplerden biri geldi. şöförü uzun dönem bir er, yanlış hatırlamıyorsam nereden tanıyorsun komutanı falan gibi sorular sormuştu. ben de ortama ilk defa girdiğimden çekinerek cevap vermiştim.

    bağırış çağırış tekmille odaya girdi, ben de arkasından girdim. “gel bakalım” dedi, oturdum. önce bir çay içtik, çayı şekersiz içemeyen biri olarak gıkım çıkmadı, şekersiz şekersiz içtim. sonra uzun gün başladı, üssü, hangarları ve heyecanımın zirve yaptığı jetleri gezdirdi. bir f4'ün pilot koltuğuna oturdum. o yaş için pahabiçilemez bir deneyimdi. ardından içine giremesek de komuta merkezini ve radar kulelerini gösterdi. tabii sayısız hikaye ile, önceden diyarbakır üssünden kalkıp nasıl gabar'da keşif yaptığını, suriye hava sahasına girip nokta operasyonlarını, middilli açıklarındaki it dalaşını… hepsini o sıralar kavrayamasam da, gözümde gitgide efsaneleşti albay.

    gün sonu eve dönünce gördüklerimi yaşadıklarımı yazmıştım, ama annem sağolsun bazı günlük defterlerimi atmış.

    neyse, albayımla iletişimim sürekli devam etti, bayramlarda aradım, bir sonraki sene başka birini derse gönderdiler, göremedim ta ki öss'ye kadar. bu dersler ve iletişim sonrası hava harp okuluna girmeyi ve pilot olmayı iyiden iyiye kafaya koymuştum. puanım da yeterliydi. öncesinde biraz konuştuk, bana sürekli zorluklarından bahsetti, alternatif mühendislik vb alanları önerdi. ama ben o heyecanla tüm aşamaları geçtim ve girdim.

    çok uzatmayayım, 2005'te mezun oldum, devam eden eğitimlerle 2010'da sayısız sorti, zorlu bir fiziksel sınanma sonrası f16 pilotu oldum. bu dönemde yaşadığım yıldırmalar, güç odaklarının mobbingleri çok yıpratsa da artık her şey geride kaldı diye düşünüyordum.

    kazın ayağı öyle değilmiş, tüm detayları veremem ama yaşadığım bazı olaylar hayatın daha kıymetli olduğunu gösterdi ve istifa ettim tüm tazminatları ödeyerek. 2014'te ticari tarafa geçip bir havayolunda pilotluk yapmaya başladım, halen de böyle devam ediyorum. ama gıpta ile bakmıyor değilim f16'lara, ne zaman malatya'ya gitsem o f16 sesi ile anılara dalıyorum.

    komutanıma gelecek olursak, ben pilot olmadan o emekli oldu. kurmay değildi zaten. albaylık son durak. ancak maalesef balyoz-ergenekon kapsamında haince tutuklandı emeklilik hayatı sürerken, sürekli iletişimde kaldık, her fırsatta hasdal'da ziyaretine gittim. sonradan öğrendime göre genelkurmay istihbarat'ta görev yapmış bize ders vermeden önce ve icraatları göze batmış. albayım 2021'de covid'den vefat etti, memleketindeki cenazesine katıldım, helallik alamadım ama ne hakkım varsa helal ettim.

    güzel bir ders, güzel bir uygulamaydı milli güvenlik dersi ve bir askerden dinlemek konuları. müfredatta artık olmaması çok acı.