ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çinlileri japonları ve korelileri ayırt edememek
-
kendilerinden bol bol görünce ayırt etmek de kolaylaşıyor aslında. örneğin gördüğünüz bir asyalının heryerinden belirgin bir şekilde tat akıyorsa, o korelidir. tat akışı azsa, japondur. tatsız tuzsuz, nemrut bir şeyse de çinlidir.
koreli dediğimiz insanın hal ve tavırları; sarsaklıkla, komiklikle harmanlanmıştır. yanlarına gidip kulaklarını ısırmak ister misiniz mesela, bu oldukça belirgin bir kriterdir. japon ağırbaşlı, çinli aksidir. bunların kulaklarını ısırsan, kalkar elinin tersini indirir. halbuki koreli en fazla haşşşşş çinçæ der, ya da nah yapar**. kulaklarının ne kadar tatlı olduğunu ayrıca belirtmeme gerek yok sanırım. siz bana yine de güvenmeyin tabi.
bunun yanında koreliler tuhaf tepkiler verirler, bağıra çağıra konuşurlar, el şakası desen gırla. ancak yanlarına gidip konuştuğunuzda seslerini duymakta bile zorlanabilirsiniz. şaşkınlıkla size bakarlar. sonra samimi olunca bağırmaya tekrar başlayabilirler. burası önemli. oturaklı bir insan profili çizmezler ancak bu 3 millet içinde en çekingen grup korelilerdir.
fiziksel özelliklerden bahsedecek olursak, koreli suratı tabak gibi düz ve çoğunlukla köşelidir. japonların ağız yapıları, korelilerinkine göre daha belirgindir ve yüzleri yuvarlak, yanakları sıkılmalıktır. çinlilerin genel, belirgin bir surat yapıları yok sanırım. her türlüsüne rastladım, farklılık da çok benzerlik de. yalnız üstten basık kalkık burun ve dışa doğru bir ağız yapısı çinlilerde biraz daha baskın oluyor. ten rengi olarak da japonlarda beyaz ten, çinlilerde ise esmerlik hakimken, korelilerde her ikisi de gözlemleniyor.
estetik ameliyatlarının yaygınlığından ötürü yüz hatları konusunda koreliler oldukça yanıltıcı olabiliyorlar aslında. kalkık ve düz bir burun, yuvarlak büyük gözler, v şeklinde çene kore'de oldukça popülermiş. estetik ameliyat olmamışlarsa ve çift göz kapağı sahibi %25lik azınlık içinde değillerse; korelilerin bakışları biraz sinirliymiş izlenimi verir. en çekik göz de korelilerde olur zaten. japon gözü daha yuvarlak; çinli gözü ise yukarı doğru kaşlardan çekiktir.
net bir genelleme yapamasak da bu izlenimler büyük oranda ayırt etmeye yarıyor. eheh kolay gelsin.
şortlu kadının başına geleni biliyorsun o...pu
-
"50 yaşındaki" ahlaksız, şerefsiz, haysiyetsiz ve aciz bir yobazın, kızı yaşındaki insana sarf ettiği utanç verici söz. işin en acı tarafı da böylesine çirkinlik dolu ifadeye bile destek veren, "onlar da şort giymesinler canım" diyerek çanak tutan milyonlarca kanı bozukla aynı havayı soluyor olmamız. bu ülkede akıl sağlığını korumak çok zor, resmen açık hava tımarhanesinde yaşıyoruz.
lcw ve defacto fiyatlarının saçmalaması
-
son zamanlarda yerli markaların yaptığı saçma fiyat artışıdır. hemen bir iki örnek verelim:
mevsimlik ceket
%100 polyester kaban
mevsimlik bir cekete 900 tl yazabilmiş, kumaşı beş para etmez kabana da aynı şekilde. eyvallah ekonomi, iplik, pamuk her şey çok pahalandı. fakat yerli markalar her zaman zara, bershka gibi markaların 3’te, 4’te biri fiyat olurdu. şu an ise lcw zara ile neredeyse aynı, 200-300 tl oynuyor. online’da yalandan indirim kuponu yollayıp duruyorlar.
fiyat bindiriminin sebebi belli ama. “nasıl olsa yabancı turistler bu fiyata da alıyor” düşüncesi. o zaman kim takar vatandaşı. kendi insanına bu kadar düşman başka bir ülke gördünüz mü?
kız öğrencilerin ibretlik hafızlık kapışması
-
güldük eğlendik yeter, imam hatipler kapatılsın artık.
microsoft'un güle güle windows xp reklamı
-
(bkz: ağlattın piç)
bir pikap dolusu işid militanı
-
en küçük terör ölçü birimi
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.
sıkılınca sahibinden.com'da arabalara bakmak
-
geçen sene arabamı satacağım zaman "ulan ilana 1200 kişi bakmış bir kişi bile aramaz mı" demiştim. o aramayan ibneleri buldum. herkese selam.
mazhar alanson'un sanatçı genci yayından kovması
-
gencecik bir çocuk hevesle sana bir şey yapmış,
şu yaptığına bak.
gerçi aldıklarını kaybediyormuşsun.
sana bir şey vermeye değmez.
cumhurbaşkanı verse kaybolmasın diye, bir yerlerine sokar saklardın.