hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: lan boyum 1 38 bisey soracam
    soru: boyum 138 cm yedek astsubay olur muyum

    5. tüfek kadar boyun var amk ne astsubayi

  • annem, ben dört ya da beş yaşlarındayken gündelige başladı. babamın fırında (fırın işçisiydi), abilerimin okulda ve annemin gündelikte olduğu karanlık kış günlerinde evde tek başıma kalmaya korkar ve annemin evin anahtarını boynuma asmam için yaptığı kolyeyi başımdan geçirip dışarı çıkardım; bilmediğim sokaklara girip orada kaybolmak için. kaybolup, evi bulmaya çalışırken vaktin daha hızlı geçtiğini keşfetmiştim çünkü.
    sevgiliyi beklemek de biraz bunun gibi bir duygu. boynunuzdaki anahtar yerine kalbinizde sevgisi, aklınızda imgesi, dünyaya açılıp vakit geçsin diye kaybolmak sevgiliyi beklemek.

  • reyhanlı'da onlarca vatandaşı öldükten sonra düğüne gitmeyi ihmal etmeyen kişilerin beyanı.

  • ''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.

    saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.

    gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.

  • en üst katta tefeci-sermaye yani kapitalist oturur. kapıyı açması için güzel bir sebep lazımdır.

    onun altında asker oturur ki kısa zamanda yönetimi ele geçirecektir. baskıcı yönetimi işçi sınıfına yeni çözümleri, fikirleri hayata geçirmesi için fırsat tanır.

    onun altında seçilmiş yönetici oturur ki kısa zamanda baskılara dayanamayarak yönetimi seçimsiz devredecektir.

    onun altında memur oturur ki yönetimle-çekişmeyle işi yoktur. tek derdi artan masrafları sineye çekip, geçimini sağlamaktır.

    en altta işçi-köylü oturur ki şark kurnazıdır. çalışkanlığı, uyanıklığı ve cesareti ile kısa zamanda zengin olacaktır. lakin ne kadına ne de eğitime saygısı yoktur. varsa yoksa kazıklananacak adam, varsa yoksa karaborsadır.

    ****

    film, türkiye'nin fotoğrafını mükemmel bir şekilde çekmiştir.

  • üçlü uçak koltuklarındaki orta kolçak/kol dayama yeri tartışma yaratabiliyor. burada hakkın kimde olduğu konusu kültürel normlara ve bireysel bakış açılarına bağlı olarak değişebilir.

    genel olarak, orta koltuktaki gariban yolcunun, pencere veya koridor koltuklarındaki yolculara kıyasla daha az alana ve konfora sahip olduğundan, her iki kolçağı da hak ettiği düşünülür. (vicdanen bana da doğrusu bu geliyor.) ancak, uçaklarda kol dayama haklarına ilişkin bir kural yoktur. pratikte, yolcuların kolçakları paylaşmaları ve birbirlerine karşı düşünceli olmaları beklenir.

    kolçak paylaşımına yönelik bazı yaygın yaklaşımlar şöyle:

    1. ortak kullanım: yolcular, her bir kişi kolçağın yarısını kullanarak alanı eşit olarak bölebilir.

    2. tek kol kuralı: bir yolcu kol dayanağının kabin koridoruna daha yakın olan ön yarısını kullanırken, diğer yolcu koltuk arkasına daha yakın olan arka yarısını kullanır.

    3. zaman paylaşımı: yolcular, uçuşun farklı dönemlerinde dönüşümlü olarak kol dayanağını kullanabilirler.

    sonuç olarak en iyi yaklaşım, koltuk arkadaşlarınızla kibarca iletişim kurmak ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmaktır. yanınızdaki tanıdığınız biriyse zaten bu konuyu daha rahat halledebilirsiniz. bu tür durumlarda başkalarının kişisel alanlarına karşı düşünceli ve saygılı olmak çok önemlidir.

  • telefona bakacağım diye önündeki araca dalmış şofördür. birilerinin canını almadan işten çıkarılması isabet olmuş. hem cana hem de devlet malına kasıt var, savunulacak bir tarafı yok, yaptığının bedelini ödemiş.