hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • kurmayı planladığım müze. başlayıp da bitmiş ilişkiler değil, ne başlayıp ne bitirilmiş ilişkiler. masada bir cep telefonu, içinde bir kaç güzel mesajin ardından yanıt gelmemiş son bir mesaj. bazı facebook dökümleri, sonra bir profil görüntüsü: asıl sevgili ile fotoğraf paylaşılmış. kenarda bir kanepe üzerinde yastık, yorgan. bir kenarda rakı masasında yalnız oturan bir adam figürü. sağda solda antidepresan kutuları. izmarit dolu bir küllük. falcının önünde duran bir kız. inbox (1). beklediğimiz, umutlandığımız, yenildiğimiz ve kabullendiğimiz bütün o anların can yakan anıları.

  • boyum 176 cm olduğu için içime su serpildi. balkona bayrak astım, şuan ailemle birlikte 10. yıl marşı söylüyoruz.

  • '' profesyonel fotoğraf makinasi aldim... yanında 3 sokak çocuğu, 9 güvercin, 2 yaşlı teyze ve 3 eli yüzü kırışmış ağzında sigara içen amca verdiler... ''

  • "canım kızım seni çok seviyorum ve çok özledim"

    gözlerim dolu dolu aradım. ben de onu sevdiğimi ve özlediğimi söyleyecektim
    - alo demek beni özledin annecim
    - yok ya mesaj atabiliyom mu diye denemiştim. geldi mi

  • cevabı ev yoğurdundan daha sağlıklıdır olan sorudur. düzgün, soğuk zinciri kırılmamış, tarihi geçmemiş, testleri yapılmış, bilindik markalardan alınmış yoğurt evde yapılan yoğurda göre her tür kontrolü yapılmış, süreci sterilizasyon açısından tamamen kontrol altında üretilmiş yoğurttur.

    doğallık safsatası peşinde koşup bir şey bilmeden konuşan trenderlara itibar etmeyiniz.

    bir şeyin bozulması iki faktöre bağlıdır:
    1- içinde çoğalacak zararlı organizma olması
    2- organizma varsa koruyucu olup olmaması

    insanlar koruyucu varlığından endişe duydukları için bozulmayan her şeye "koruyucu var" gözüyle olumsuz yaklaşıyorlar halbuki yoğurt ve süt ürünlerindeki pastörizasyon*, uht vb prosesler çoğalıp bozulmaya neden olabilecek organizmaları yok eder ve ekstra koruyucu gerektirmez. sizin ev yoğurdunuzun çabuk bozulması koruyucu olmaması açısından iyiyse de siz yine de çoğalabilecek organizmalar olduğundan zamanında tüketmeye ve iyi koşullarda saklamaya dikkat edin.

  • ne hissettiğini bilmeyen çocukların, onların yerine üşüdüğünü hisseden anneleri tarafından giydirilen hırkadır. bu anneler acıktığını hissetmeyen/bilmeyen kız çocuklarına da zorla yemek yedirirler.

  • cevabı "uzun vadede yok" olan soru.
    kısa vadede yüzleri güldüren bir çok başarısı vardır, fakat uzun vadede bu başarıların hepsi birer zarar olarak akpnin hanesine yazılmakta ve yazılacaktır.

    -inşaat sektöründe yeni konut üretimini sağladılar, insanlar ev sahibi oldu, fakat bu binalar o kadar sosyal donatıdan yoksunlar ki, büyük ihtimalle 30 sene sonra büyük yıkım projeleri ile yıkılacaklar.
    - din alanında getirilen türban özgürlüğü ve ibadet uygulamalarının rahatlatılması konusunda insanları mutlu ettiler, ama uzun vadede devlet kurumlarında dini cemaatlerin kadrolaşmasının önünü açtıkları için de başları "parelel yapı" ile beladen ayrı kalmayacak.
    - duble yollar ile ulaşımı rahatlattılar, fakat bakım maliyetleri yüksek olan bu yollar uzun vadede bütçe için çok zararlı olacak. ki karayolları artık duble yol yapmama kararı aldı.
    - 3 cocugu teşvik ederek nufus artışını desteklediler, ama bu politikayı kadınların çalışma hayatında pozitif ayrımcılık veya cocuklar için eğitim ve sosyal hizmetlerin arttırılması ile desteklemedikleri için evin içine tıkılmış, fakirlik dar bogazında mutsuz anneler tarafından yetiştirilen bir nesil ortaya çıkacak.
    - dış politika zaten orta vadede hemen kendini gösterdi. herkesin birbirine kazık attığı ortadoğuya hakim olmak güzel bir rüyaydı. şimdi 2 milyon suriyeli göçmenimizi nereye sokacağımızı bilemiyoruz.
    - enerji konusunda yerel katkıyı arttırmak , dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemliydi. bunu sağlamak için her önüne gelene maden ve hes ruhsatı verdiler. şu anda toplu ölümler oluyor.
    - metrobüs gibi ulaşımı çok hızlandıran bir yatırım yapmıştır akpli istanbul belediyesi. 2007 den itibaren araçlar haric sadece yol için 500 milyon tl harcanmış, araçlar için ise hollanda'dan 150 milyon tl , almanya'dan ise 220 milyontl toplan değerinde otübüs alındı. toplamda 900 milyon tl maliyeti olan alt yapı yatırımını 8 sene sonra çöpe atıp metro yapmaya çalışmak zorunda kalmışlardır.

    ve en kötüsü:
    - dindarlığı kuvvetlendirmek adına, dindar insanları yüksek mevkilere getirdiler. kısa vadede bu olumlu etki etse de şimdi görülüyor ki bu insanlar müslüman ahlakına aykırı haram yeme, hırsızlık gibi işlere bulaşmışlar. uzun vadede müslüman görünüp aslında bakara makara diyenlerde, yani münafıklıkta patlama yaşanacaktır.

    daha gider bu etkiler. özetle düzgün hesap kitap yapılmadan yapılan işler hiç bir zaman müsbet sonuca varmaz.

  • bıyık fincanının ortaya çıkışı viktorya döneminde gerçekleşmiştir. 1800'lerin sonlarına doğru sosyal statü fark etmeksizin neredeyse tüm erkeklerin bıyığı vardı. otoriter bir görüntü yarattığı için de ingiliz ordusu üniformasının zorunlu bir parçası haline gelmişti. bu akım ingiltere'den avrupa'ya, oradan da kuzey amerika'ya büyük bir hızla yayıldı.

    bıyık bakımının dikkat edilmesi gereken pek çok hususu mevcuttu pek tabii. ideal bıyık; sıkı, sert ve çok uzun veya çok kısa olmamalıydı. bıyıkların bakımına fazlasıyla özen gösteren bazı erkeklerin gün boyu yanlarında küçük bir tarak taşımasıyla da karşılaşılmaktaydı. hatta daha iyi bir görünüm için çoğunun bıyıklarını boyadığını da söyleyebiliriz. bıyıkların sabit durması için balmumu kullanımı çok yaygındı. özellikle sıcak içeceklerin tüketimi karşısında balmumunun dayanıksızlığı büyük bir problem oluşturmaktaydı. çay ve kahve içerken balmumunun sıcaktan erimesi ve bıyıklara içeceğin bulaşması sorununa çözüm getirmek için 1860 yıllarında ingiliz çömlekçi harvey adams bıyık fincanlarını icat etti. bıyık fincanları bir anda öyle popüler bir hal almıştı ki adams yaklaşık 15 yıl sonra emekli olmuştu. bıyık fincanının özelliği fincanın içine yerleştirilen, kelebek şeklinde, içinden içmek için bir deliği olan aparat ile tasarlanmış olmasıdır. bu aparat bıyıklara destek vererek onları ısıdan ve sıvıdan korumaktadır.

    fincanların tasarımında genel olarak çini desenleri hakimdir. ilerleyen zamanlarda fincanın sahibinin adı veya baş harfleri ile özelleştirilebilir modeller de geliştirilmiştir. sadece fincan ile kalmayıp tabakları da eş olarak tasarlanıp satışları yapılmıştır. bir süre sonra normal fincanlara takılabilir parçaların üretimine de başlanılmıştır.

    ancak birinci dünya savaşı başlayınca bıyık bakımının imkansız hale gelmesiyle fincanlar gözden düşmüştür. bir dönem büyük bir amaca hizmet eden bu fincanlar şimdi antikacıların raflarını süsleyen ya da koleksiyoncuların eşsiz parçası olan objelerdir.