hesabın var mı? giriş yap

  • hedefleri bir garip operasyon. istanbul'un belki de en tontik, en chp'li, en kedici mahallesinde oturuyorum. işten eve gelirken 3-4 polis arabası ve ellerinde silahlarla tem polislerini görmüş anlam verememiştim. abi bizdeki en büyük terör kedi kısırlaştırma meselesinden çıkıyor burada ne işiniz var ya?
    kahrolsun federaller.

  • 10 milyona yakın ışid’liyi taliban’ı istanbul’a doldurup kendi 15 milyon vatandaşını topal ördeğe çevirenlerin iktidarında normal olan durum.

    bunlar kendi vatandaşına düşman. bunlar halkın bütçesine gelirlerine konan, belediyeyi haczeden, kredi vermeyen iktidar. 15 milyon istanbullu ve dahası ülkenin tamamı genel seçimlerde gereken cevabı verecektir. seçileli daha bir yıl olmadan corona olması da cabası.

    bunlar istanbul’un tarihi değerlerini cemaatlere, derneklere peşkeş çeken, bunlar akraba, eş dost vakıflara para, mal, arazi aktaran güruh. yukarıda da örneği çokça görüleceği üzere aktarılan paraların büyük bir kısmı sosyal medya köpeklerinin cebine girmektedir.

    bunların imamoğlu düşmanlığı aslında buradan geliyor. çünkü gelir gelmez ilk yaptığı iş belirli cemaatlere vakıflara olan hortumları şak diye kesmesi oldu. ağlayın ulan.

    önce beylikdüzü şimdi istanbul sonra tüm türkiye.

    edit: noktalama ve ekleme.

    edit: ayrıca bunlar türkiye’nin en değerli arazilerini üç beş dolar için satan, türk halkı değeri kalmamış tl ile yaşam mücadelesi verirken dolarla vatandaşlık satan, kendi vatandaşını fakir bir mülteciye çevirenlerin ülkesi.

    bunlar cumhuriyet hatta belki osmanlı tarihinde dahi görülmemiş düzeyde bankalara kâr yaptıranların ülkesi. faiz lobisine destek olan, besleyen biri varsa asıl bu iktidardır. açın bu kriz döneminde bankaların ettikleri kârlara bakın. tefecilerden daha fazla kâr yapıyorlar yasal şekilde.

    bunlar halkın %90’ınını iyice fakirleştirirken, %10’una sizden aldıklarını vermekle meşgul.

  • arabadan anlamayan erkektir. herkesin böyle bir uzmanlığı olmak zorunda mı amonyum karbonat? sen annenle ev eşyası bakmaya gitsen "bak bak daha ev eşyası bakamıyor" mu diyeceğiz?

    ağır zırva.

  • yemin ediyorum bunu bulduğumdan beri hayatım kolaylaştı.

    dişi ile bırbırbır bişi tartışıyorum misal, hali ile dişi dişi konuşuyor, öle olmaz, bu şöle gelmez derken bakıyorum olacak gibi değil.

    - diyorum ki, 8 numara çok gidiyor, imalat talebini konvansiyonel açmayalım, sadece 8 numara için açalım.
    - iyi de, bütün parçadan 4 tane 8 numara, 4 tane 7 numara kesince kalnanından 2 tane 6 numara, 3 tane 5 numara çıkıyor. büyük parçadan sadece 8 numara kesersek 6 tane 8 numara çıkar, kalanı ziyan olur.
    - e ama 5 numara nerdeyse hiç gitmiyor.
    - olsun, diğer numaralardan çıkarıyor onu mağazalar, tek tük satıyor zaten, artanları da seri sonu deyip maliyetine veriyorlar.
    - e 5 numara hiç üretmesek hiç?
    - birincisi 5 numara isteyen müşteri var, onu terk etmiş oluruz, ikincisi 5 numara yapmazsak 5 numaranın malzemesi zaten ziyan olacak.
    - 5 numaranın malzemesi ile de 8 numara yapalım diyorum işte.
    - miktar olarak aslında 5 tane 8 numara çıkaracak malzemeden şekil nedeni ile 1 tane 8 numara çıkıyor. yazık değil mi?
    - e ama 5 numara zaten satılmıyor, 5 numara yapmak da yazık.
    - 5 numaralar az da olsa satılıyor, kalanlar seri sonu ile en azından malzeme bedelini kurtarıyor. diğer numaralar kadar olmasa da kar bile ettiriyor yani.
    - ama onla da 8 numara yapsak, hemen satılacak, o da kar ettirecek.
    - ettirecek ama ne kadar ettirecek, eksik üretilen 5 tane 5 numaranın açığını kapatmıyor ki.
    - e ama 5 numara satılmıyor diyorum ya.
    - ya bak, mağazalar bunun hesabını yapmışlar zaten, çok üretilen numaradan yapıp ziyan olan malzemenin bedelini tane başına ekleyince tüm fiyatlar yükseliyor, satış adetleri düşüyor, onun yerine ziyansız imalat yapıp düşük adet bedeli ile çok satış yapıp, satılmayan ürünleri seri sonunda maliyetine vermek daha karlı ki mağazalar da bu şekilde istiyor.
    - ama 5 numara artıyor hep.
    - ... ya o diil de, ne dicem, kilo mu aldın sen?
    - neh? kilo mu almışım?! almadım ya? almış mıyım?
    - ya emin olamadım gerçi. biraz almışsın sanki ama, kıyafetten mi yoksa be?
    - kıyafettendir kıyafetten. sanmıyorum aldıımı. almamışımdır.
    - dur bi dik dur bakim, yok ya almamışsın, bana öle gelmiş. bol ya kıyafetin biraz. ondandır.
    - di mi? almamış olmam lazım zaten. dikkat ediyorum.
    - talebi ben konvansiyonel açıyorum.
    - tamam aç sen. ben gelcem şimdi.

    ayna aramaya gider.

  • kötü dediğimiz "bağzı" şarkıların aslında çok da kötü olmadığını ya da o kadar da berbat sözlere sahip olmadığını gösteren kişi ya da grup ama inşallah kişidir. grup olunca dağılıyolar falan sonra...

    özellikle dondurma gibisin baya güzel şarkıymış;

    kafesi parçalayıp attım özgürce sevebilmek için seni..

    iyi söz valla.

    edit: he bi de bence tanıdık biri çıkacak. sesi, eğer sesine efekt eklemiyorsa, çok tanıdık geliyor. tanıdık değilse de... bilmiyorum.

  • ale ile lager mayaları farklıdır. ale mayası fermentasyonda damacanann üstünden başlayarak alkol üretirken, lager (bizim efes) alttan mayalanır. ale mayalanması 2-3 hafta arasında tamamlanır ve doğal ya da yapay gazlanma işleminden geçer geçmez tüketilir. yapması ve üretmesi kolaydır. fermantasyon için oda sıcaklığı olması yeterlidir.
    lager (alman-çek ekolü) aynı sürede fermantasyonu tamamlamakla birlikte fermantasyonun 11c derece civarında (mayadan mayaya fark gösteriyor) olması şarttır. bu yüzden modern teknoloji ve klimalı sistemler öncesi almanlar yılın belli bir zamanında (yaz sonu) bu işe girişirlerdi.
    fermantasyon bitince 48 saat oda sıcaklığına çıkarılıp (di-asetil dinlendirme) ardından 1c de 6-8 hafta saklama (almanca lagering = depolama) gerektirir.