hesabın var mı? giriş yap

  • bizzat sahit oldugum vahim olay.

    ben ve nobet arkadaslarim acil servis resusitasyon bolumunde malum kisilerin hastasini hayatta tutmak icin cpr yaparken, bu kisiler resusitasyonu basip asistan hekimlere tehditler yagdirarak olayi izlemek istedigini ve onlarin gozlerinin onunde mudaheleye devam etmemizi soylediler. ıclerinden biri, daha sonra asistani darp eden kisi, polis oldugunu ve gerekirse bizi vurabilecegini soyledi.

    yaklasik 15 kisilik hasta yakini grubu gec de olsa guvenliklerin ve asistan hekimlerin mudahalesi ile disari cikarildi. bu sirada hastanin spontan nabzi geri geldi, cpr durduruldu. entube edilmis olan hasta mekanik ventilatore baglanip stabil hale getirildi. tam bu siralarda resusitasyonun kapisini zorla acip serum askilariyla iceri girdiler ve grubun onunde yer alan daha once de tehditler saydirdiklari resusitasyon sorumlusu olan asistan hekimi yumrukladilar. yine gec gelen guvenlik gorevlileri ve bizlerin araya girmesiyle grubu uzaklastirdik.

    polislerin gelmesinden sonra ortam sakinlesti ancak kimsenin hasta bakacak hali kalmadi. ona ragmen henuz hasta yogunlugunun oldugu saatlerde olmamiz nedeniyle hepsi islerine devam etti.

    olay tamamen kamera onunde olmasi nedeniyle "bu doktorlari iyi ki dovuyorlar, en iyisini yapiyorlar" diye konusan ve darp eden bu kisilerin caydirici bir ceza almasini umuyorum.

    ulkedeki cahillik sorunu asip, bu saglik calisanlarina uygulanan siddeti bitirecegimiz gunleri gormeyi diliyorum.

    edit: #46703863

  • vay arkadaş adını nasıl koydun bunun. alkışlıyorum. ben hayatta tarif edemezdim. uzun zamandır yaşamadım bu hissi ama ne zaman yaşasam hem hoşuma gider hem de korkarım. sanki ruhum bedenime sığmıyor gibi olur. kendimi bi bok sanarım.

  • bence kendi potamizin ustune bir oyuncu oturtalim rakip sutlarini kaleci gibi cikarsin. boylece hic sayi yemeyiz. sen bence bunu bir dusun.

  • (bkz: dutch)
    (bkz: netherlands)
    (bkz: holland)

    eski ingilizce'de dutch, insan topluluğu/halk anlamına geliyordu. hollanda ve almanya bir zamanlar kutsal roma imparatorluğu'nun parçası olduğu için dutch (ve tabi deutsch) o topraklardan gelen insanları tanımlamak için kullanılırdı. high dutch, imparatorluğun dağlık bölgesindeki (günümüz almanyası) insanlar için kullanılırken low dutch da daha düzlük yerlerin (günümüz hollandası) insanlarını tanımlıyordu.

    imparatorluk içinde ise düzayak yerlere netherlands yani alçak (nether) topraklar (lands) deniyordu. bu isim o kadar sık kullanılır olmuştu ki 1800'lerin başında bağımsız olan hollanda krallığının resmi adı oldu.

    holland ise eski ingilizce'de ağaçlı topraklar (holt land) anlamına gelirdi ve hollanda'nın kuzeyini tanımlıyordu. günümüzde ise hollanda'nın 12 bölgesinden 2'si olan noord-holland ve zuid-holland olarak kullanılmaktadır.

    günümüzde ülkenin ingilizce adı netherlands iken, hollanda'da nederlands olarak kullanılır. ingilizce'de hollanda'da konuşulan dile hala dutch denmektedir ki dutch kelimesinin dolaşımda olmasının birinci sebebi de muhtemelen budur.

    ülkeye hollanda diyen diller:
    - arnavutça
    - arapça
    - çince
    - danca
    - estonca
    - farsça
    - ibranice
    - izlandaca
    - japonca
    - lehçe
    - macarca
    - makedonca
    - sırpça
    - slovakça
    - swahili dili
    - türkçe
    - vietnamca
    - yunanca

    ülkeye netherlands diyen diller:
    - afrikanca
    - almanca
    - belarusça
    - bulgarca
    - felemenkçe
    - hintçe
    - isveççe
    - korece
    - letonca
    - litvanca
    - norveççe
    - rusça
    - tayca
    - ukraynaca

    ülkeye bambaşka bir şey diyen diller:
    - çekçe: nizozemi / nizozemsko
    - endonezce: belanda
    - fince: alankomaat
    - fransızca: pays-bas
    - galce: yr ıseldiroedd
    - irlandaca: an isiltir
    - italyanca: paesi bassi
    - ispanyolca: paises bajos
    - katalanca: països baixos
    - portekizce: paises baixos
    - romence: tarile de jos
    - slovence: nizozemska

    #iyibilgi: hollanda nüfusunun %78,6'sı hollandalı, %5,8'i ab vatandaşıdır. bu ikisi dışında en yüksek nüfus %2,4 ile türk nüfusudur.

  • poor things, türkçe adıyla "zavallılar", yunan yönetmen yorgos lanthimos'un 2023 yılında sinemaya damga vuran olağanüstü filmi. yazının hemen başında belirtelim, poor things şimdiden sinema tarihine altın harflerle yazılan bir klasiğe dönüşmüş durumda. film, sinemaya aşk seviyesinde tutkun her izleyiciyi sonuna kadar doyuran, 7. sanattan insanın ruhuna akan her türlü estetik unsuru içinde barındıran ve sinemadan beklediğiniz her şeyi eksiksiz karşılayan, muazzam ötesi bir yapım.
    şimdi bir tür bilim kurgu/fantastik/kara komedi olan poor things'in bu sıra dışı başarıyı yakalamasına neden olan parametreleri bir bir inceleyelim;
    (istemeden de olsa, okurların keyfini kaçırmamak adına yazıda spoiler bulunmayacaktır.)

    a.) tony mcnamara tarafından yazılan uyarlama senaryo
    filmin senaryosu, iskoç yazar alasdair gray'ın aynı adlı romanından uyarlama. avustralyalı yazar mcnamara ve yönetmen lanthimos, daha önceden yönetmenin çok başarı elde eden 2018 tarihli the favourite filminde de beraber çalışmışlardı. mcnamara bu filmde de lanthimos'un eline mükemmel işleyen bir metin vermiş. bir tür modern frankenstein uyarlaması da olan senaryonun, toplamda 5 adet felsefi katmana sahip olduğunu ve her katmanın seviyeyi yükselterek, içerdiği alegorilerle seyircinin beynini ziyadesiyle çalıştırdığını da belirtmek gerek. (feminizm, absürdizm, sürrealizm, postmodernizm, sembolizm)

    b.) emma stone tarafından mükemmel yorumlanan sıra dışı karakter
    kariyeri özellikle 2010'lu yıllardan sonra çok büyük yükselişe geçen stone'un bella baxter performansı, hiç unutulmayacak türden ve bu performansın şimdiden sinemaya damga vurduğunu söylemek yanlış olmaz. böylesi bir meydan okumaya şahit olmanın verdiği hazzı kelimelerle tarif etmek çok zor. üç kelimeyle; "anlatılamaz, görmeniz lazım."
    (stone'un bu meydan okuması toplamda 6 fazı kapsıyor. bunlar; bebeklik, ergenlik, gençlik, olgunluk, dönüşüm ve kendini gerçekleştirme)

    c.) yorgos lanthimos'un yönetmen dokunuşu
    "böylesi bir post modern romanın beyaz perde uyarlamasını hangi yönetmen çekmelidir?" diye sorsanız, cevap elbette ki lanthimos olurdu. çünkü yönetmen 15 sene önce tamamı yunanca ve yunan oyuncularla çektiği dogtooth'tan beri, yakından izlenen ve her filmiyle sanatını ilerleten çok başarılı bir yönetmen. poor things ile kariyer zirvesine ulaşan yönetmenin, burada pik yapıp, inişe geçmesini elbette istemem. 50 yaşında ve şu an elleri alev alev yanan yorgos'un, vizyonunun tükenmediğine inanmak istiyorum. çünkü bu sanatın, o'nun gibi direktörlere şiddetle ihtiyacı var.

    d.) yardımcı oyunculardan alınan toplam performans
    emma stone dışında, willem dafoe, mark ruffalo ve ramy youssef de inanılmaz başarılı. diğer oyunculardan hiçbiri gözünüze batmıyor ve hepsinden tek tek kuvvetli performanslar alınmış. elbette yönetmenin vizyonu, bunun nedenlerinden bir tanesi. ancak emma stone'un bu aşırı dominant karakteri altında ezilmemek ve güçlü bir sinerji yaratacak kadar, oyuncuların başarıyla sergilediği bu teatral yetenekleri sebebiyle, bir ara kendimi broadway'de sahnelenen bir oyundaymışım gibi hissettim.

    e.) güzel görselliğin gözlerinizi mest etmesi
    ilk defa bir lanthimos filmi, bu derece üst düzey bir görselliğe sahip. elbette ki bunda filmin bütçesinin, yönetmenin önceki filmlerinden daha büyük olmasının da payı var. ileri derece estetik kaygılarla çekilmiş karelerle ve adeta rönesans tabloları kalibresinde resimlerle süslü olan film, sadece sinema sanatı değil, tüm güzel sanatların hayranlarını mest edecek düzeyde bir sanat eseri. (çekimler, filmde belirtilen ülkeler dışında yapıldıysa da, londra, lizbon, iskenderiye, marsilya ve paris'ten en çok, lizbon sahnelerini içeren görsellik iddialıydı.)

    f.) prodüksiyon kalitesinin mükemmelliği
    poor things sadece metin yazarlığı, yönetmenlik ve oyuncu yorumları olarak değil, prodüksiyon tasarımı, tema müzikleri (jerskin fendrix'in bestelerine bayıldım), makyaj, görsel efekt ve kostüm anlamında da kusursuz bir film. lanthimos filmini adeta mükemmeliyetçi bir kuyumcu gibi işlemiş ve bizlerin beğenisine sunmuş. bu film, hiçbir parametrede aksamayan, sinir bozucu bir mükemmelliğe sahip.

    g.) filmi modern klasik yapan yenilikçi/bağımsız ruh
    zavallılar'ın şimdiden klasik hale gelmesindeki en önemli parametre. poor things, çok düşük bütçeli bir film değil. ancak aynı zamanda avangart, yenilikçi ve bağımsız sinema sanatı ruhuna da sahip. işte filmin bu 4 yapraklı yonca olma durumu, filmi 2023'ün en ileri seviye sinema eseri olmasına yol açıyor ve geçen senenin diğer büyük yapımlarından pozitif anlamda ayrışmasını ve o'nun sıra dışı bir klasik haline gelmesini sağlıyor.

    işte lanthimos'un filmini modern klasik yapan parametreler böyleydi. film 9 şubat'ta ülkemizde de gösterime girecek. 2023 yılının yıldızı en kuvvetli parlayan bu olağanüstü filmini, "kesinlikle kaçırmayın" diyerek yazıyı noktalayalım.
    (letterboxd puanı : 5/5 link)

    not : poor things'i izlemeden önce, eğer hala izlemediyseniz, 2015 tarihinde görsel efekt dalında oscar da kazanmış olan, son yılların en iyi bilim kurgu yapımlarından olan "ex machina" yı da, mutlaka izleyin derim.
    ex machina (2014/imdb)

  • "uzlaşmacı bir tavırla memur olduğunu sabit bir gelire sahip olduğumu bu cezanın hem ağır hem de lüzumsuz olduğunu söyledim diğer polis cebinden çıkardığı telefonla beni videoya kaydetmeye başlayınca sinir krizi geçirdim"

    yalan.. yalan söylüyorsun. polis sana "bana ne öğretmensen" dedi, sen de ego patlaması yaşadığın için çığlık atmaya başladın. nasıl beni ciddiye almaz? ben akademisyenim, diye düşündün. çığlıklarından ürken polis de "başıma iş açacak" diye sonra seni çekmeye, kendini güvence altına almaya başladı.

    yalancının birisin.