hesabın var mı? giriş yap

  • oruç tutup fakirlerin halinden anlıyoruz da mesela bir ay olsun, altımıza ferrari çeksinler zenginlerin halinden de anlayalım.

  • hakkında bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım başlık.

    başlık sahibi arkadaşa teşekkür ederim ama fanboy olarak ben bile apple maps daha iyidir demiyorum yahu.

    evet bazı ufak tefek şeylerde iyi işler çıkartıyor ama genel olarak en iyisi demek en azından bugün için abesle iştigal etmektir.

    istanbul için konuşmak gerekirse açık ara yandex.navigator en iyisi

    adres arama, yol tarifi, hız sınırı, eds bilgisi, trafik bilgisi, çevrimdışı harita özelliği sunması, 3d modelleme, yol tarifinde yolda seyir halinde iken yolda gördüğümüz tabelalara göre yönlendirme yapması ve aklıma gelmeyen bir çok özelliği ile yandex gerçekten çok çok önde.

    google maps navigasyon olarak benim ikinci sıramda. uygulamanın çok karmaşık bir arayüzü var. bu uygulama esasen bir navigasyon olsa da aslında google'ın reklam kaynağı olduğu için harita reklam kaynıyor. siteleri bile otel zannediyor o derece. trafik bilgisi tutarlı, alternatif yol iyi ama bunları çok kötü bir arayüzle yaptığı için insanın eli gitmiyor. uydu görüntüsünün çamur olması da cabası.

    street view ve rehber özelliği ise rakipsiz. sırf bu sebepten dolayı telefonumdan asla silmiyorum.

    apple maps ise sadece apple telefonlarda çalışıyor olsa da arayüz olarak derli toplu. trafik bilgisi çok zayıf daha doğrusu neredeyse hiç göstermiyor ama nasıl doğru tahmin ediyor ben de bilmiyorum. yol tarifleri ise şöyle sorunlu örneğin yandex ve google, bağcılar esenler bakırköy yazarken apple maps k12 karabayır çıkışı gibi şeyler yazıyor. en önemli artısı navigasyonu başlat ekranı kilitle dönüşlerde açılıp sonra ekranı kapatır diyelim ki istanbul'dan bursa'ya gidiyorsun 98 km düz gideceksin navigasyon kilit ekrana geçer 10 km kala otomatik açılır ekran. arka planda hepsi çalışıyor ama kilit ekrana görüntüyü bir tek apple veriyor.

    sonuç olarak ben en iyisinin apple maps olmasını istesem de maalesef sıralamam

    1 - yandex
    2- google
    3- apple

    not: ben üç navigasyonu da sessiz konumda kullanıyorum bu nedenle değerlendirmemi buna göre yapıyorum.

  • kendi elinle hazırladığı sözlük yazarı modelinin hışmına uğramış. yapma etme diyerek sözlüğü terk eden yüzlerce iyi yazarın arkasından el sallayıp, ''işimdeyim gücümdeyim'' modunda takılmıştı. nazmiye demirel'in söylediği gibi ''hayata tersinden bakan herkesin buluştuğu yer değil artık ekşi sözlük''. hayata tersinden az bir şey bakana dava açıldığı, ''sen sus lan denişik'' diye saldırıldığı yer.

    az bir şey uzun yazı okudu mu kafası karışan, türkiye'de ortalama hakim düşüncenin ötesinde bir şey duymak, okumak, dinlemek istemeyen insanların çoğunluk olduğu bir yer burası. onun içindir ki, kendi kurduğu platformda, 'her şey benim bilgim dahilinde' dediği sözlükte değil, bambaşka yerlerde otisabisinin yazılarının linkini paylaşıp bir anlamda o'nun savunmasını yapıyor.

    aslında o da ''denişik'' ve onun da susturulması lazım. şimdilik acun gibi kısa yoldan köşe dönmede rol modeli olduğu için idare ediliyor. yarın ne olur bilinmez.

  • kaçırdığı golden sonra 16. yy'daki atalarına kadar sövdüğüm adam. attığı golden sonra da 16.yy'a kadarki bütün atalarının taşaklarını öperek özür diledim onlardan.

  • balkonda gündüz vakti uzanmış film izliyorum, hangi film hatırlamıyorum; derken bir sahne geliyor, etraf karanlık, karakterle göz göze geliyorum, "hmm korkuyu, çaresizliği çok güzel yansıtmışlar" diye düşünüyorum ki göz göze geldiğim kişinin filmden bir karakter değil, ekrandaki yansımasına mal mal bakan ben olduğumu anlıyorum. allah belamı versin.

  • otobüsten inmek için düğmeye geç basanlara, otobüs şoföründen geliyor;

    - iki günde 3g'yi öğrendiniz, bir otomatik kapıyı yıllardır öğrenemediniz!

  • fenerbahçe takımı* şampiyonlar ligi maçı için sevilla'ya gidiyor, kameralar da uçakta. kamera sağa dönüyor, deivid almış yanına vederson'u milletle uğraşıp muzurluk yapıyor, arkaya dönüyor selçukla uğur türkü falan söylüyor, yanlarında kezman yine depresyonda pencereden bakıp memleketini düşünüyor, kazım her zamanki gibi izole olmuş psp'de maç çeviriyor. sonra objektif birden alex'e dönüyor, profesör geçmiş bi kenara takmış gözlükleri dostoyevski okuyor. işte bu adam böyle olduğu için alex de souza.