hesabın var mı? giriş yap

  • 1) anket görünce dayanamadım diyip sadece kendisini övebileceği ankete yazanlar, gösteriş budalaları

    2) fakirliğini geyiğe vurmuş tam olarak neyi amaçladığı belli olmayan pis fakirler

    3) her başlıktan espri çıkarmaya çalışan geyik canavarları

    4) ciddiye alıp saatinin markasını yazan ötesini düşünmeyen insanlar

    5) zengin olmayıp zenginmiş gibi yaparak ilgi çekmeye çalışan zavallılar

    tiplemelerini barındıran anket.

  • ismini zühtü koyup, sırt üstü yatmayı ögrettim diye bissürü eleştiriye maruz kaldıgım kus modeli. millet konusmayi ogretiyo, naapcak kardesim kus konusupta bakkala gidip ekmek mi alcak? hayvancagız sırt ustu yatmayı ogrendide en azından hayatını ayakta gecirmicek artık.

  • iddia sahibi (bkz: ahmet ercanlar). başka sözüm yok.

    edit: bu abdülkerim müthiş bir adammış ya baksanıza nokta atışı kafaya koymuş, barış daha büyük bir adammış ki kafasıyla kimsenin olmadığı noktaya indirmiş, icardi çok daha büyük adammış ki 20 metre depar atıp 18 yaşında çocuğun yetişemediği topa vurmuş da kaleci yumurtlamış gol olmuş. plan da tıkırı tıkırına işlemiş, top 1 metre öteye gidip barış'ın kafasına çarpmasa, icardi'nin önüde kalmasa plan bozulacakmış, hatta top ve kale seçimini fenerbahçe kazansa bu plan direkt devre dışı kalacakmış muslera hemen planı kurup manipule edip topu almış ahahaha. hepsi plan içinde müthiş işlenmiş, siz bu zırvaya inanırsınız, zaten fenerbahçeliler her şeye inanıyor. ligden çekilecektiniz, galatasaray ümraniye maçında şike yapmıştı ne oldu o işler sahi yine iddia sahipleri aynı kişilerdi. fenerbahçe taraftarını kandırmak ve kullanmak çok basit, size hem acıyorum hem üzülüyorum.

  • eğer adli tıp "poğaçalar her şeyin farkındaydı" diye rapor verirse adam kurtulabilir. daha önce yaptın bunu adli tıp yine yap.

  • "18 yaşında özgür, istediğine karar verebilir cinsiyetini bile değiştirilebilir saygı duyarsınız ama 2 buçuk yaşında doğuştan vegan olmasına siz karar verirsiniz." çok modernsiniz yahu*

  • travmatik bir dönemdir.

    bana kalırsa diğer büyük şehirlerde yaşayanlarla birlikte, özellikle istanbullular daha derinden hissetmiştir bu süreci. televizyonlarda acayip acayip programlar olurdu. saadettin teksoy, medyumlar, ister inan ister inanma programı*, sıcağı sıcağına vb. programlar o dönemin acayipliklerindendi. saadettin teksoy'un, a4 kağıdının altına çakmak tutarak, kağıtta cinlerin suretinin oluştuğunu iddia eden adamı konuk ettiği bölümü hiç unutamam mesela. sıcağı sıcağına programı'ndaki "çivici katil"e ne demeli! ister inan ister inanma gün ortasında yayımlanan, cam yiyen adam, ne bileyim yokuş yukarı kendiliğinden çıkan araba gibi haberlerin yapıldığı bir gerilim şöleniydi.

    sonra sokaklar da acayipti. her gün televizyon'da yürüyüş yapan memurların, işçilerin grevlerinden bahsedilirdi. bu o kadar fazlaydı ki faili meçhuller ve boğaz'da günlerce yanan tanker gemisi gibi önemli hadiselerle aklıma kazındı. sular yoktu istanbul'un göbeğinde ve günlerce de gelmiyordu. annemin kaç defa, kapı önüne gelen tankerden kovalarla su aldığını hatırlıyorum. bu tankerle su sağlanamayan mahallelere belediyelerce gönderiliyordu. köşe başları çöplükten geçilmiyordu, sokaklar yağmur sularıyla dolup taşıyordu.

    insanlar da acayipti. "ömür boyu aydınlık için bir dakika karanlık" gösterileri yapılırdı istanbul'da. akşamın bir vakti herkes penceresinde tencere tava çalardı ve seri şekilde ışıklarını açıp kapatırdı. bane şehri ele geçirmiş sanırdın. ben bütün bunlardan korkardım. parliament gece kuşağı'nda eski batman'i izlerken, beton yorganın altından korka korka tavana bakardım. tavanda, sobanın alevgizinin açık olmasından ve güğümün ve sobaya asılmış birkaç parça çamaşırın neden olduğu korkunç şekiller olurdu. o yüzden kalkıp da televizyonu kapatacak cesareti bulamaz ve bir başıma yattığım oturma odasında sabaha kadar açık kalırdı tv. sabah kızar, yaygarayı kopartırdı annem. okulda öğretmenim marangozdan yaptırdığı sopayla döverdi biz çocukları. neyse ki sınıflar en az 80 kişilik olduğu için sıra sık sık bana gelmiyordu. ne tv, ne sokaklar, ne okul, ne aile benim gibilere istediği sükunu vermiyordu.

    edit: birkaç tarih açısından bakarsak 94 yılını da bir miktar geçmiş karanlık dönemdir.