ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iki satır kod yazdı diye binlerce lira maaş almak
-
bir fabrikada, büyük bir makine aniden durmuş. tamirciler geliyor, bir türlü çalıştıramıyor.
sonunda, yaşlı bir tamirci bulmuşlar. tamirci, makinenin etrafında dolaşarak, dikkatli bir şekilde kontrol etmiş. sonra, kendini izleyenlere dönerek;
"bana bir çekiç getirir misiniz?" demiş.
çekiç gelmiş. çekici eline alan tamirci, makineye yaklaşmış ve tespit ettiği bir yere çekici "tık" diye vurmuş. o da ne? makine, başlamış çalışmaya...
patron, son derece memnun. sormuş;
- borcumuz ne kadar?
- 1000 dolar.
- neee... çekiçle makineye şöyle bir vurdun, o kadar. bunun için mi 1000 dolar istiyorsun?
- evet.
- peki... o zaman bana ayrıntılı bir fatura düzenle. istediğin 1000 doların ayrıntılarını görmek istiyorum.
bunun üzerine yaşlı tamirci, faturayı düzenleyip, patrona uzatmış. patron, faturayı almış ve dikkatle okumaya başlamış;
çekiçle, makineye vurmanın bedeli: 1 dolar.
çekici nereye vuracağını bilmenin bedeli: 999 dolar.
toplam: 1000 dolar.
kızı olacağını öğrenince tüh diyen baba adayı
-
para sahibidir. videoda suratı düşen hatun da sırf bu yüzden katlanmıştır. katlanmaya da devam edecektir. seçimini mecburen 4. seçenekten, "para"dan yana kullanmıştır.
(bkz: modern seçilim)
¦ para + tip + zeka
¦ para + tip
¦ para + zeka
¦ para
¦ tip + zeka
¦ tip
¦ zeka
kıdem tazminatının kaldırılması
-
geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.
neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.
çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.
şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?
parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?
dünya tiyatro günü
-
devlet tiyatrolarında ücretsiz oyunların sergileneceği gün.
ücretsiz oynanacak oyunları devlet tiyatroları duyurmuş. şöyle:
istanbul devlet tiyatrosu; cevahir 1: ellerimin arasındaki hayat
cevahir 2: eğer bu bir film olsaydı
küçük sahne’de:ikinci dereceden işsizlik yanığı
çaycuma turne sahnesi’nde saat 15.00’te nice yıllara
küçükçekmece kültür merkezi sahnesi’nde:çiçeğim solmasın adlı çocuk oyunu
koz yatağı kültür merkezi’nde saat 14.00’te; purnima ve sırlar ormanı adlı çocuk oyunu üsküdar stüdyo sahne’de saat 13.00’te; : laylaylom adlı çocuk oyunu
izmir devlet tiyatrosu; konak sahnesi'nde saat 15:00’te:kurban adlı oyun,
urla belediyesi akm sahnesi'nde saat 14.00’te; lokomopüf adlı çocuk oyunu
bursa devlet tiyatrosu; avp sahnesi’nde saat 15.00’te; çığ adlı oyun
adana devlet tiyatrosu; hacı ömer sabancı kültür merkezi sahnesi’nde saat 20.00’de; hoş geldin boyacı adlı oyun
devlet tiyatroları sabancı uluslararası adana tiyatro festivali açılış oyunu olan tiyatro martı yapımı trabzon devlet tiyatrosu; atapark haluk ongan sahnesi'nde saat 13:30’da: hoş geldin boyacı adlı oyun
diyarbakır devlet tiyatrosu; cahit sait tarancı kültür merkezi orhan asena sahnesi'nde saat 11:00’de;sevdalı bulut adlı çocuk oyunu
antalya devlet tiyatrosu;geçmişten gelen kadın adlı oyun saat 20.00’de,
haşim işcan kültür merkezi sahnesi küçük salon 'da;nasrettin hoca bir gün adlı çocuk oyunu
erzurum devlet tiyatrosu; dt sahnesi'nde saat 14:00 'te; ayrılık adlı oyun
konya devlet tiyatrosu; demir adlı oyun dt sahnesi'nde saat 15:00 'te;
sivas devlet tiyatrosu; ziyaretçi adlı oyun atatürk k.m. sahnesi'nde saat 14:00 'te
kaynak
10 yaşında felsefe muhabbeti yapan çocuk
-
normal değildir. muhtemelen barış özcan gibi bir ailesi var ve çocuğa aşırı yükleme yapmışlar. bu yaşta bir çocuğun spinoza’yı anlaması mümkün değil. platon’un devlet kitabındaki soyut bağlantıları kuramaz. çocuğu telefondan, tabletten uzak tutalım diye bokunu çıkarmışlar. verirsin yaşına göre kitap onu okur. 150 günde 250 kitap nedir allah aşkına?
artık insanların kitaptaki kelimeleri içinden teleffuz ederek bitirmenin kitap okumak olmadığını anlamaları lazım. kısa zamanda çok kitap okumanın hiçbir faydası yoktur. aslında kitap okumanın da hiçbir faydası yoktur. kitap sizi düşünmeye sevk ediyorsa faydalıdır aksi halde izlenilen filmden farklı değildir, kısa zamanda uçar gider. birkaç kitabı sindirerek okuyun.
kitap okuyan ama kendi fikri olmayan yığınlar çoğalıyor. kitap kutsanıyor.
edit: schopenhauer
yaran fıkralar
-
adamın biri bara girmiş.
üç duble viski içtikten sonra barmene dönmüş ve;
-“ödeyecek param yok, ama cebimde 25 santimlik bir piyanist var. sana istediğin her şarkıyı çalabilir..” demiş.
barmen sert bir ses tonuyla;
-“hadi oradan sarhoş” demiş.
adam o anda elini cebine atmış. 25 santim boyunda gerçek bir piyanist çıkarmış. üstelik piyanosu da önünde...
barmen şaşkın bakışlarla;
-“türk marşı” diyebilmiş kısık bir ses tonuyla.
bir döktürmüş ki sormayın, 25 santimlik piyanist...
-“bu nasıl iş” demiş barmen şaşkınlık içinde barda içen adama...
adam cevap vermiş;
-“hurdalıkta bir lamba buldum, bin yıllık. parlatmak için ovarken içinden bir cin çıktı. bin yaşında, çökmüş ve kulakları da zor duyuyor.”
elini öbür cebine atmış, çok eski bir lamba çıkarmış. barmenin önüne koymuş.
-“ovala ve dilek dile” demiş...
barmen ovalamış lambayı hakikaten ihtiyar, ayakta zor duran bir cin...
cinin bir eli kulağında; “haa... hii...” deyip duruyor barmene...
barmen düşünmüş ve hemen bir dilek dilemiş;
-“burada bu sigara dumanı ve içki kokuları arasında, iki ciğerim de perişan hale geldi. bana iki yeni ciğer” demiş.
hooop!..
barın başında, pos bıyıkları, kocaman şapkaları, yeşil kırmızı kılıkları ile iki yeniçeri belirmiş.
barmen adama dönmüş ve;
-“bu nasıl bir cin?!.. yeniçeri değil, yeni ciğer istemiştim” demiş.
adam barmene cevap vermiş;
-“ya ben 25 santimlik piyanist mi istedim sanıyorsun!.."
debe için teşekkürler. fıkraların devamı gelecek... :)
edit: bu fıkra mükerrerdir...
osman hamdi bey'in mihrap tablosu
-
1901 yılında, jean leon gerome'nin "tanagra" isimli heykelinden esinlenerek yapıldığı düşünülen tablo. "yaratılış" olarak da bilinir.
yerdeki kitapların arasında kur'an-ı kerim, zend avesta (zerdüştlerin kutsal kitabı) ve sakiya muni (budistlerin kutsal kitabı) bulunduğunu söyleyenlerden biri de, aynı zamanda osman hamdi bey'in kardeşinin torunu olan, prof. dr. edhem eldem'dir.
" tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. o da bir budizm kitabı. dolayısıyla belli ki osman hamdi bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş."
edhem eldem röportajı
viki
ayasofya'da 80 yıllık hasreti sonlandıralım
titanik rose'un jack'i tahtaya almaması
dövme yaptırılası sözler
-
"evet. kalıcı dövme.
hayır. acımadı."
misanthropy
-
"dünyayı sarmalayan ince tabaka üzerinde hastalık vardır. bu hastalığın adı insandır"