hesabın var mı? giriş yap

  • erişilebilirlikte (yaygınlık ve ucuzluk) -> elma
    sağlıkta -> elma
    bal gibi meyve yemek için -> incir
    tat standardı (lezzetin tekrarlanabilirliği) -> muz
    mutluluğa etkisi & coşku faktörü -> yeşil erik
    ağızda bıraktığı his (patlaması, suyu, lezzeti) -> nar
    serinlemek için -> karpuz
    lezzetinin zirvesindeyken en güzel olan meyve -> kavun
    jüri özel ödülü -> şeftali

  • titanik'in o gece buzdağına çarptığı bölge tam bir buz dağı tarlasıydıq. yani titanik o buz dağına çarpmasa bile bir diğerine çarpması oldukça yüksek bir ihtimaldi. bunun sebebi de titanik'in ilk seferini çok talihsiz bir zamanda yapmasıdır. kışın kuzey kutbunu kaplayan buzlar kışın bitmesiyle mart ayı gibi erimeye başlar. ama tamamen erimez, aksine ana kütleden kopan büyük buz parçaları denize düşer, ki biz bunlara buz dağı deriz. bu büyük buz kütleleri nisan ayında kuzey atlantik'e kadar inmiş olur, yani tam titanik'in yolu üzerine. titanik'in battığı gece california adlı yolcu gemisi titanik'in battığı buz tarlasına rastlamış ve motorlarını durdurarak geceyi geçirip buz bölgesini gün ışığıyla daha rahat geçme kararı alır. bu tehlikeyi de kablosuz radyo aracılığıyla titanik'e bildirir. titanik'in radyo operatörleri o gün boyunca bozuk olan radyoyu tamir etmişler, radyo akşama doğru çalışmaya başladıktan sonra ise birikmiş olan yolcu mesajlarını iletmeye başlamışlardır. tam bu sırada gelen kulak tırmalayan yüksek frekanslı california'nın mesajına titanik radyo operatörü "kapa çeneni, meşgulüm" cevabı verir.
    fakat titanik yolculuğu boyunca çeşitli gemilerden buz dağı uyarıları almıştır. mürettebatın bu uyarıları ciddiye almayıp titanik'in hızını düşürmemelerinin sebebi şüphesiz dönemin muazzam gemi inşa tekniğidir: kompartman tekniği denilen bu yolla gemi su hizasının altından kompartmanlara bölünür ve bu kompartmanların arası su geçirmez duvarlarla bu duvarlar arasında ki geçiş ise su geçirmez kapılarla sağlanır. eğer gemi bir yere çarpar ve su almaya başlarsa su geçirmez kapılar kapatılacak ve yalnızca darbeyi alan kısım suyla dolacak, dolayısıyla gemi iskele veya sancak tarafına hafifçe yatsa dahi batmayacaktır ve yardım gelene kadar bekleyecektir. işin ilginç yanı sadece bir kaç ay önce titanik'in kardeş gemisi olimpik bir savaş gemisiyle çarpışmış ve iki kompartmanı suyla dolmasına rağmen yüzer vaziyette kalarak limana geri dönmüştür. bu sırada titanik inşa aşamasındaydı ve olimpic'in tamiri için bazı parçaları sökülerek olimpic'e takılmış bu da titanik'in ilk seferini daha geç bir tarihe ertelemiştir. buzulların kuzey atlantik'e indiği nisan ayına.

    titanik gibi olimpik sınıfı gemiler 4 kompartmanı suyla dolsa dâhi su üzerinde kalabilecek şekilde tasarlanmıştır. bu ve henüz bir kaç ay önce ki olimpik örneği şüphesiz mürettebatın bu gemiye güvenini arttırmış ve buz tarlasına girerken hız kesmemişlerdir. geminin batması ise temelde buz dağına çarpma şekliyle alakalıdır. çünkü titanik buz dağını muhtemelen 45 saniye kadar önce farketti ve dönüşünü yapmaya çalıştı. ancak dönüşünü tamamlamadan buz dağına sancak tarafından çarpar ve bu çarpma buz dağına paralel gidildiği için uzun bir süre devam eder. yani titanik buz dağına sürte sürte tam 5 kompartmanı hasar alarak buz dağını geçer, oysa gemi buz dağına baştan çarpsa bu kadar kompartmanın hasar alması olanaksız olur ve titanik yüzer vaziyette kalabilirdi. ama tabiki mürettebat o anda bunu düşünemezdi, tek düşünce çarpışmanın önlenmesiydi, bunun için yapılan manevra ise talihsiz bir şekilde geminin su altındaki kısmının boydan boya yarılmasına ve tam 5 kompartmanın suyla dolmasına neden oldu. ne demiştik? yalnızca 4 kompartman...

    bu arada şunu da ekleyeyim ki titanik batarken yardıma gelen carpathia adlı yolcu gemisi titanik'in girdiği buz tarlasından geçerken buzlar yüzünden zikzak çizerek, hızını düşürerek ve buz dağlarına bakan bir sürü gözcü ile titanik'in battığı noktaya ulaşır. titanik'in o mayın tarlasına tam yol ileri girmesi aslında felaketin habercisiymiş.

  • aralarında barselonanın bulunmasının diğerlerine hakaret olarak gördüğüm şehir. eğer amacınız güzel deniz kıyısı akdeniz falansa, fransız veya italyan rivierasına gidin çok daha güzel yerler var. barselona kötü şehir değil tabiki, gidip gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer. sadece diğer alternatiflerin yanında sönük kalıyor.

    roma çok güzel bir şehir. bir zamanlar bilinen dünyaya hükmetmiş, kimsenin karşısında duramadığı roma imparatorluğunun başkenti. zamanının en güzel şehri kesinlikle. tarihe ilginiz varsa ilk gitmeniz gereken yer. paris ve londra gibi büyük değil ama içi dolu bir yer. tarihi yaşayabileceğiniz bir şehir. bana sorarsanız roma tek başına paris ve londrayla kapışmaya yetmez. yanına floransayı da eklemek gerekir.

    paris gerçekten çok güzel bir şehir. tarihi var, sanatı var, kültürü var. şehrin her bölgesinde farklı bir şey yaşandığını görüyorsunuz. hangi yaşam tarzını severseniz sevin gidebileceğiniz yerler var. müze gezmek istiyorsanız yine fazlasıyla var. alışveriş için yine fazlasıyla var. bir italya olmasa bile mutfakları da çok güzel. kısacası kıta avrupasını tke bir devlet alırsanız, parisi başkent yapmaktan başka bir çareniz yok.

    londra ise inanılmaz bir şehir. parisin o farklı büyüleyici yanını göremezsniz belki ama çok farklı bir dünyaya görürsünüz. londranın en önemli özelliği modenliği ve klasiklii size bir arada sunabilmesi. çok eski yapılar içine gezerken bir anda kendinizi 21.yüzyılın içinde buluyorsunuz. müze anlmaında parise fark atar. avrupanın en güzel müzeleri burada. parklarında oturup 1-2 saat bile geçirmek ayrı bir güzellik. hele sincapları falan beslerseniz o tatlı bakışları size hayat enerjisi verecektir.

    kısacası benim sıralamam londra>paris>roma>>>barselona. evet barselonaın burada olmasını hiç anlamıyorum. istanbul barselonadan çok daha güzel bir şehir mesela. barselonayı görmek için diğerlerini ertelemeyin derim.

    edit: bu arada aklıma gelmişken şu sözü de ekleyeyim. "men did not love rome because she was great. she was great because they had loved her" -g.k. chesterton
    yani insanlar romayı muhteşem olduğu için sevmedi; roma insanlar onu sevdiği için muhteşemdi.

  • öğrendiğiniz zaman ne yapacağınızı şaşırırsınız, eliniz ayağınız birbirine karışır, boğazınıza bir yumru yerleşir, hemen inkar edersiniz, kabul etmezsiniz, edemezsiniz 20 yıl boyunca anne dediğiniz insanın aslında teyzeniz, babanızın da enişteniz olduğu gerceğini. sonra sakinleşir ve düşünmeye başlarsınız fizyolojik ailem beni neden istemedi. sorup soruşturursunuz doğum kontrol yöntemleri siz doğduğunuzda yaygın olsaydı, hayatta olmayacağınız gerceğini öğrenirsiniz. sonra annenizi daha çok seversiniz size bu kadar düşkün olduğu için, üzerinize titrediği için, bir melek olduğu için. ona gerceği bildiğinizi hemen söyleyemezsiniz üzülmesin diye. babanız gözünüzde gercek bir kahramana dönüşür çocukları olmuyor diye annenizi yarı yolda bırakmamıştır sizi her şeye karşı korumuştur. fizyolojik ailenizden nefret edersiniz sizi piç gibi ortada bıraktığı ve aileniz ve sizin durumunuz iyi olduğu için bu size söylemelerini ve bundan maddi menfaat sağlamaya çalıştıkları ve bunu söyleyip sizin dünyanızı nasıl karartıklarını düşünmedikleri için.

  • şöyle bir paylaşımda bulunması yeterli.

    http://hizliresim.com/l1ajrj

    ne kadar çoksunuz. her geçen gün çoğalıyorsunuz. oraya o yorumu yazsan ne yazmasan ne.. bu mudur sosyalleşme anlayışın?

    şu kodumun internetini bizim milletimiz kadar boşa kullanan yoktur herhalde.