ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yakutça
-
türkiye türkçesinden ve diğer şivelerden çok farklı olmasının sebebi olan türkçedir. yakutlar, orhun kitabelerinde kurıkan adıyla geçmektedir. daha sonra kuzeye çekilmişler ve ana türk kütlesiyle bağları kopmuştur. benzerlikleri veya farkları incelemek gerekirse :
türkçe:_____saka t:
ağız_______ayak
ayak_______atak
bacak______but
baş________bas
burun______burun
dergi_______nada
dil__________dıl
dis_________dis
dost________cöge
dudak_______uvaz
el___________eli
erkek________toyon
göz_________karak
hatun_______kotun
kaş_________kas
kirpik_______gılamas
kol_________kol
kulak_______kulgah
parmak_____darbak
sağol_______bahıba
tırnak_______tıgırak
yagmur_____sambır
yıl__________sıl
yurt_________surt
yüz__________süs
megafonla adam azarlayan trafik polisi
-
iki trafik polisi arabası yanyana ilerlemektedir.
sivil herhangi bir arabaya "34 ..... kenara çekermisiniz" diyerek hayatının hatasını yapar polis. diger arabadan cevap yetistirmekte zorlanmaz polisler.
"kenara çekermisiniz diyen dillerini yesinler senin."
abdülaziz bayındır
-
güneşin dünyayı aydınlatmadığını güneş ışınlarının dünyada zaten var olan "gündüz" varlığına çarptığını iddia eden kişi. bu beyanlarını izleyebileceğiniz videoda surat ifadesi ve vücut diline bakarsanız. iyice saçmaladım bakalım nasıl toparlayacağım telaşını açıkça görebilirsiniz.
ankara sisi
-
2.5 yaşındaki kızımın sis yorumu: bu ne ya, her yerde bir şey yok.
danilo zanna
-
acun ile çalışan çoğu kişinin aile düzeninin bozulması ve boşanmaları tesadüf olabilir mi?
the matrix resurrections
-
hayalimdeki matrix 4 ismi. cuk oturmuyor mu allah için!
yılmaz özdil'in 2500 liralık özel basım kitabı
-
atatürk'ü kullanıp para kazanmaya doymamış birinin yeni hedesi.
bununla sürekli allah ve bilmem ne diye kitap çıkaran adamlar arasında cidden ne fark var?
ümraniye
keriz silkeleme odaklı geliştirilmiş şeyler
-
urunler, eylemler ve sistemler butunudur bunlar.
aklima gelen ilk sey: denge bilekligi. bunu takip dengede kalacağını sanan mallar vardi galiba bi aralar. vay abi be.
5 kilo bali 100 liraya satmak, titan saadet zinciri ve ciftlik bank da aklima gelen digerleri. cok varlar cok...
yaran olaylar
-
şimdi efendim bizim bir kooperatif var yüz kadar üyesi olan buranın da son dönem bir başkanı var, benim de aram iyidir sohbetleşiriz arada. olay başkanın başından geçiyor;
başkan orta boylu 60’lı yaşlara yakın kumral bir abi..
kendisinin yüzünde aslında çok da göze batmayan lekeler var.
bir gün başkan bey’in hanımı kendisine “arkadaşlarının laserle buna benzer lekeleri yok ettirdiklerini” başkan beyin de lekelerinden kurtulması için bir yol olduğunu kendisine aktarıyor ama bizim abi pek umursamıyor..bir gün, iki gün, beş gün derken “ e madem öyle gidelim yaptıralım diyor” ve özel muayenehanesi olan bir dermatologun yolunu tutuyorlar..
işlemler yapılıyor, doktor “ güneş kremi, pomatlar filan reçete edip güneşten 6 ay kadar korunmasını istiyor”, ayrılıyorlar.. başkan son dönemlerde hep şapkalı bir şekilde maske de olunca sadece gözler açıkta .. laser işlemi öncesi başkanın yüzünde leke var mı anlamadığım adam da laser sonrası kabuk bağlamış şekilde siyahlaşmış yara izleri mevcutlaşmış, iyileşmeyi bekliyor.. soramıyorum da “ abi yüzüne ne yaptın” diye
olay bundan sonra başlıyor;
başkan bizim üyelerden birisine yazılı bir tebliğde bulunmak için kapısını çalıyor, neyse hoş beş muhabbet, üye kişi doktor başkanın yüzündeki lekeleri görünce başkana soruyor, “ne zaman yaptırdınız, kime yaptırdınız” gibi..başkan da yakın dönemde özel bir muayenehanede yaptırdım, hatırlamıyorum hocam diyor ama mutsuzluğunu da dile getirince doktor da diyor ki “sorun değil bunlar çözülür ama mevsimsel olarak çok yanlış bir zamanda uygulamış doktorunuz diyor”
neyse eve geçiyor başkan bey, eşine durumu anlatıyor, üyelerden bir doktorun “mevsimsel olarak yanlış zamanda yapıldığını ama güneşten kendisini koruması gerektiğini” söylediğini ifade ediyor..
başkan bey elde telefon google’ı açıyor, bizim üye doktor kimmiş diye ad soyad bakıyor. adı ali veli olsun.. hanıma sesleniyor bizim işlemi yapan doktorun adı ali veli miydi diyor,
hanımı diyor evet ali veli, başkan sesleniyor “e bu adammış bana laser uygulayan”..
tebliğ esnasında ne doktor hastayı tanıyor, ne bizim başkan doktoru.. abi diyorum nasıl tanımazsınız bir birinizi “yüzümüzde maske var, kafasında bandana var, ben doktoru çıkartamadım o da beni, eşin zorlamasıyla adını bile bilmeden işlem yaptırdım” diyor, doktora gelince hastayı yani başkanı o da tanımıyor üstüne bir de kendi yaptığı işte kendini gömüyor, diğer yandan başkan “ ulan ayak üstü sohbette işlem yapan doktora saydırmadık iyi ki diyor” ama ilk fırsatta karşılaştığımızda “hocam işlemi siz yapmışsınız ya bana” diyeceğim diye de gülümsüyor..
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
şehirlerarası otobüste cam kenarı diye aldığın koltuğun, iki cam arasındaki plastiğin olduğu yere denk gelmesi.