hesabın var mı? giriş yap

  • cevabı bir o kadar saçmadır. scooter kişilerin kaldırımda yürüme hakkını gaspetmektedir. kişilerin haklarını kısıtlamadığın kadar özgürsün. daha fazla scooter olması kişilerin haklarını gaspetmektir. kaç kişinin istediği kaçının istemediği ile çözülmez. bazı akepe yalakaları da zenginin malını savunuyor gene.

  • kendisine şiir yazdığım über alman forvet:

    fiorentina'daki hali sakın unutma
    beşiktaş'a dil uzatma sebepsiz
    sen yine top oynardın ama
    euro 2016'ya gidemezdin şerefsiz.

  • şu dünyada yavrusu yanında olan bir anne ayıdan daha tehlikeli tek şey kadıköyde 10 kişi kalmış bir bejekedir.
    not: gs

  • judeo-christian mitolojide elma, bilgi ağacının yasak meyvesidir; ilk insanlar adem ile havva ile birlikte sahneye çıkar ve insanın cennetten dünyaya düşme vesilesi olmuştur.** yunan mitolojisinde herakles'ten yapması istenen on iki zor işten biri hesperides bahçesindeki yunan hayat ağacından yetişen altın elmalardan birini koparmaktır. bu elmaların aşk tanrıçası afrodit'in armağanı olduğu söylenir. aslında aşağı yukarı her kültürün kendine özgü elma hikayesi vardır.

    henry david thoreau'ya göre 'kesinlikle en soylu meyve'dir elma. new york kentinden* (bkz: big apple) macintosh* bilgisayarlarına kadar birçok şeyi temsil eder. ingiliz'in dilinde, bir çocuk, anne ve babasının gözündeki elmadır (bkz: the apple of my eye)*; kötü bir şey ise 'çürük elma'dır. süleyman'ın şarkısı'nda elma ağacı sevgiliyi temsil eder.**** nazım'a göre, elma, biz onu seviyoruz diye onun bizi sevmesine gerek olmayandır. (bkz: tahirle zühre meselesi) elma, yılların cemal süreyya'sını cemal süreya yapandır. (bkz: elma/#1787285) rivayet olunur ki newton'un kafasına düşerek aklını başına getiren ve böylece yerçekimi kuvvetini keşfetmesini sağlayan da yine elmadır. salvador dali içinse elma, bir rahibenin kıçı ya da bir kafatasındaki göz yuvası olabilir pekala.

    işin ironik yanı şudur ki bir botanikçi bakış açısıyla aslında yalancı bir meyvedir elma. (bkz: yalancı meyve) armut, ayva, muşmula ve üvez gibi elma da rosaceae* familyasına mensup ağaçlarda yetişen, özel türden çekirdekli bir meyvedir. ama gerçek meyveler gibi etli kısımları döllenmiş yumurtadan oluşmaz; onların çevresinde eklentili olarak büyür. bugün yediğimiz elmalar zamanında orta asya dağlarında yetişen yabani malus sieversii'den alınma malus domesticus adlı ağaçtan geliştirilmiş çeşitlerin meyveleridir.

    dünyada bu çeşitli renklerde, çekirdekli, etli ve kabuklu meyve kadar anlam yüklenmiş ve sembolik statü kazanmış meyve -herhalde- yoktur.**

  • babillilerin tanriya ulasmak icin insasina basladiklai kule.
    yapilis amacindan dolayi cok yuksek olduguna dair genel bir yanilgi soz konusudur.
    abarti yukseklikte olmamakla beraber kule yedi katli bir ziggurat seklindedir ve her kati tanriya giden yolda bir asamayi sembolize eder.
    1.kat tasi, 2.kat atesi, 3.kat bitkileri, 4.kat hayvanlari, 5.kat insanlari, 6.kat gokyuzunu ve 7.kat da melekleri sembolize eder ve bir insan ancak butun bunlari ogrenip anladiktan sonra yani yedi basamagi sirayla ciktiktan sonra tanriya ulasabilir...

  • bir gün apartmanın aşağıda arkadaşlarla oturmuş muhabbet ediyoruz. bir yaşlı amca geldi yanımıza dedi ki: neden bu kadar sigara içiyorsunuz! kaç saattir sizi izliyorum birini atıyorsunuz birini yakıyorsunuz! bir de böyle sert sert konuşuyor azarlar gibi bizi. şimdi belli babamızdan büyük yaşı ne diyelim. dedik amca içiyoruz işte. napalım. bırakın! dedi. ben bıraktım! 60 yıl içtim ben bunu! bırakalı 5 yıl oldu! yeniden doğmuş gibi oldum! insanın her şeyini etkiliyo! şimdi anlamıyosunuz gençsiniz bunu bile etkiliyo! (şeyini işaret etti) içmeyin şunu! dedi. dedik amca bırakamıyoruz. zamları bahane edip bıraksak yolda dolu paket bulsak yine başlarız. olmuyor napalım. anca bir hastalığımız falan çıkacak korkucaz öyle herhalde. sonra dedik amca sen 60 yıl içmişsin bunu, 5 yıl da olmuş bırakalı. kaç yaşındasın ki sen? dedi 70 yaşındayım! 5 yaşında başladım! koptuk biz... sallıyo sandık. 5 yaşında sigaraya mı başlanılır? dedi ki: ben 5 yaşındayken toprak yiyormuşum! köyden biri babama sigara içir buna bırakır toprak yemeyi demiş! hem toprak yedim hem sigara içtim!

  • eğer varsa üniversitelerin hayvan hastanelerine gidilerek aşılabilecek sorun.

    benim oğlanı da kısırlaştırmak gerekti, bir veterinere gittik "%50 yaşar, %50 ölür. fiyat 300 tl" diyince "kasaba söylesek kedinin takımlara satır vursa yaşama ihtimali daha yüksek, dalga mı geçiyorsun sen" diyerek çıktık. üniversite vet. fakültesi hayvan hastanesi'ne giderek 30 tl operasyon, 10 tl elizabeth yakalığı, 5 tl'de ilaç* parasıyla 45 tl'ye çok güzel ilgili ve alakalı bir hizmet aldık.

    fırın gibi ısıtıcının** olduğu cihazda 4 saat kedinin ayılmasını bekleyip 20dk'da bir "narkoz sebebiyle gözü açık olan kedinin gözleri kurumasın" diye suni göz yaşı damlası damlatmaları, sürekli ilgi ve alakaları da ayrı bir güzellikti.

    gelen sorular üzerine edit: izmir ege üniversitesi ve sivas olmak üzere iki farklı hayvan hastanesinde de hizmet çok iyi. ege'nin güncel fiyatları bilmiyorum ama yukarıdaki yazan olay sivas'da 6 ay önce gerçekleşti.

  • terbiyesizdir. gerçek anlamda terbiyesizdir. ailesi terbiye vermemiştir. kişisel alan nedir bilmez. saygı nedir bilmez. her an her şeyi yapabileceğini sanır. burada onu savunan saygısızlar da vardır. bu ego değil arkadaşlar bu özel hayattır. öğretmenin de özel hayatı var. saygı duymanız gerekiyor.
    benim de bir öğrencim gece 3 te ödev göndermişti ertesi gün neden bu saatte gönderdin diye sorduğumda “daha erken ben 5 te uyuyorum” demişti. işte dünyayı kendi etraflarında dönüyor sanıyorlar. o uyumamışsa kimse uyumamıştır sanıyor.