hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi burda çok önemli bir konu var. bir fıstık uzmanı olarak konuya girmeden önce insanların büyük bir çoğunluğunun fıstığı doyana kadar yemediğini ve gerekli karşılaştırmayı yapacak düzeyde olmadığını düşünüyorum. kilosu 500, 600 lira olan bir kuruyemişi kim nasıl yesin zaten.

    kıymetli arkadaşlar, siirt fıstığı genellikle iri, ana çatlak oranı yüksek ve yağ oranı düşük olan bir fıstık çeşididir. dolayısıyla siirt fıstığı içindeki yağ oranının düşük olması sebebiyle kuruyemişlik olarak tüketilmesi daha hafif ve insana bıkkınlık vermeyecek düzeyde bir fıstıktır. iri yapılı ve ana çatlak oranının yüksek olmasıyla da yenirken daha rahattır. yani demem o ki siirt fıstığı kuruyemiştir, çerezliktir.

    değerli yazarlar, gelelim antep fıstığı ismiyle bilinen esasen şanlıurfa ve kahramanmaraş'ta daha fazla üretilen fıstığa. bu fıstık çeşidi de ana çatlak oranı az, boyut olarak küçük ve daha fazla yağlıdır. yağ oranının fazla olması yiyen insanlarda bıkkınlık ve tiksinti oluşturacak seviyeye gelebilir hatta hassasiyeti olan insanların fazla tüketmesi sıkıntı olabilir. çatlak oranının düşüklüğü yerken zorluk çılarttığı gibi boyutunun ufak olması da kavurma işlemi sırasında tadının kaybolmasına neden olabilir. iyi ustaların elinde işlenmesi gerekir ki genelde iyi usta yoktur herkes kafasına göre işler. ama yağ oranından dolayı tatlılarda çiğ halde pişerken mükemmel bir aroma bırakır bundan dolayı tatlılarda bolca kullanılır.

    yani demem o ki fıstık çerezlik ise siirt, tatlılık ise antep.

    ayrıca belirtmem gerekir ki siirt fıstığı piyasada her zaman daha pahalıya satılır eğer daha ucuz görüyorsanız muhtemelen ikinci kalite olabilir ya da o seneki rekolteyle ilgili de olabilir. bunu bilen üreticiler şu an antep'te dahi siirt tekin anacı dikmeye başlıyor.

  • tanimini yaparken kendi icinde celi$ir gibi "gorunen" olgu. icgoru, en sek tabirle ki$inin kendisini kar$isina alarak onunla empati kurabilmesi becerisi olarak dillendirilebilir. evet, ilk nokta bunun bir yetenek oldugudur. kismen dogum hediyesi, kismen geli$tirilebilen kabilinden gormek yanli$ sayilmasin. -ki farkindalik surecinin en onemli enstrumanlarindan birisi oldugu da su goturmez. ikinci olarak da kendi celi$kisine deginmek gerek, tabi bu celi$ki dumduz bir baki$ acisinin urunudur, onu da belirtelim. ama icgorunun, kendi dinamigi geregi bilincin kendisine di$aridan ula$tigi bir eylem olarak $u soruyu sordurmasi cok muhtemel: "insan kendisine nasil di$aridan bakabilir? bilinc hali kendi varolu$uyla bir butundur, birbirlerinden ayrilamazlar!" zavalli zihnin, icgoru kavramiyla kar$ila$tigi daha ilk saniyede kendi varligini, devamliligini surdurmek adina urettigi ilk soru bu olsa gerek!

    icgoru anlik bir deneyimdir, o anda icinize kendinizle ilgili duygu, du$unce, cikarim ve sonuclarin aktigini hissedersiniz. kendinizi tamamen bir ba$kasi olarak algiladiginiz o tuhaf dakika aslinda cok net bir farkindalik katmani yenilenmesi olarak tezahur etmektedir. bilmenin en guzel hallerinden birisidir, cunku bu bilmenin hammaddesi tamamen icinizden cikan, zihnin etrafinda bir tur atip yeniden bilincinizle butunle$en bir datalar butunudur.

    icgoru bir vecd vaziyetidir, esrime yaratir. ruhunuzun derinliklerinde, havada asili duran tuglalardan birisinin daha ait oldugu yuvaya otururken cikarttigi o tatli tikirtiyi duyar, bu sesin evrenin tinisiyla ayni armonik kalipta salinim yaptigini farkedersiniz.

    gulumsersiniz.

  • hey gidi hey.

    liseliler bilmez.

    bu eylemin sonucunda, müzik çaların oyunun müziklerini tıkır tıkır çalması olasılığı %90 gibi bir şeydi.

  • üç sebeptendir.

    1- zekice kurgulanmış bir sci-fi yazacak kadar bilime yakın bi' halk olmamamız.
    2- adam akıllı bi' sci-fi yapımı için oldukça yüksek miktarda yatırım gerekmesi.
    3- izleyici kitlesi bulunmaması ve yapımın kendini amorti edemeyeceği gerçeği.

  • sen ver yabanci dizileri filmler, ver instagrami, ver facebooku, ver foursquarei, ver twitteri, herkes birbirinin hayatindaki en guzel anlari gorsun, kimse sikintilari dertleri tasalari gormesin, sonra bu kadini mutlu etmeye calis.

    kardeslerim bakin. ben senelerimi insan psikolojisine vermis adamim. bu olaylarin bu kadar farkindayim. guzel bir hayat yasiyorum, ortalamanin cok ustundeyim. buna ragmen sabah benden daha zengin birini gordum mu canim sikiliyor. adamin yasiyla hemen kendi yasimi oranlayip, onun zamaninda nelere sahip olup olamayacagimi hesapliyorum. ben bile bu kadar maruz kalmisken, bu kizlar nasil maruz kalmasin.

    sonra ne oluyor? komsusunda gordugunu kendisinde bulamayan kadin mutsuz oluyor.
    1) adami begeniyor parasi az geliyor.
    2) parasi iyi oluyor, adami begenmiyor.
    3) parasi iyi adam iyi, adam bunu sallamiyor.
    4) her sey tamam, bu sefer aileler, baldizlar vs. isin icine giriyor bok oluyor.

    bu ulkede mutlu olmak kolay mi a dostlar? her sey mutsuz olmamiz ustune dizayn edilmis.

    ey genc kadinlar, beklentinizi yukseltmeyin. yaninda mutlu oldugunuz, size deger veren birini bulursaniz evlenin gitsin.

    sozlukte zaman gecirmek de bir yasa kadar.