hesabın var mı? giriş yap

  • ulan çok güzel bi özellik de; herkesten sil yerine benden sil dedim. şimdi mesajımı herkes görebiliyor, ben göremiyorum ve tabiki silemiyorum da. benden sil diye seçenek mi olur laa. sizin yapacağınız işi skym .

  • büyük büyük halam derdi ki, depresyon kapıdan girince asalet bacadan kaçarmış. can sıkıntısından girilen her kuaför salonuna yazılmalı bence bu. ben bi gün lepiska saçlarımla gittim kuaföre, nasıl olacak sorusuna "valla bilmiyorum ya o arayacak ya da bu iş burda biter!" diye cevap vermişim düşün. "hanfendi onu sormuyorum, saçınız nasıl olacak?" sorusuna ise, "biraz kısa." diyebiliyorum sadece. ağlarken yol bile tarif edemem de. dünya umrumda değilken kısalığın karşılığı üç günlük dünya iken "katlı küt olsun bari..." diyorum. kesim işlemi başlıyor: bi terslik hissediyorum hafiften ama yarısında da çıkamam. gözlerim geride bıraktıklarıma sabitlenmişken salma hayek gibi girdiğim kuaförden ibrahim toraman olarak çıkmanın acısı taa yüreğime saplanıyor... (bkz: entry'e ara vermek)

    bu olay, arkadaşlar arasında o kadar alay konusu olmuştur ki, şanlı tarihime birinci toraman vakası olarak geçmiştir. evet bildiniz, ikincisi de olmuştur. hala arada bir hava topuna çıkma hissiyatım bundandır.

  • indirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.

  • ısı ve sıcaklık; futbol ve şiddet, saygı ve yalakalık gibi arasında belli bir fark olan iki kavram değil, iki apayrı olgudur ama aynı futbol ve şiddet, saygı ve yalakalık örneklerinde olduğu gibi sürekli birbirleriyle karıştırılırlar. dolayısıyla fark, ancak iki olgunun ayrı ayrı tanımını yapmakla açıklanabilir.

    ısı, bir enerji türüdür. diğer enerji türlerine çevrilebilir. her madde de belli bir miktar ısı içerir. ısı birimi olarak enerji birimleri kullanılır (joule, kalori, vs).

    sıcaklık ise maddenin bir hal özelliğidir. madde ısı enerjisi aldığında sıcaklığı genellikle artar. aslında madde herhangi bir şekilde enerji aldığında sıcaklığı genellikle artar. dizel motorda piston havayı sıkıştırdığında havanın sıcaklığı mazotun yanma sıcaklığına ulaşacak kadar artar, mazot silindire püskürtüldüğünde elektrik kıvılcımı olmadan yanar. bir ataşı alıp belli bir noktasını deliler gibi bükerek veya bir bozuk parayı elinize sürterek sıcaklığını artırabilirsiniz. sıcaklık birimi derecedir, fizik, kimya vb erbabı arasında "derece celcius", "derece fahrenheit" diye okunur. (not: 20 santigrad derece 10 santigrad derecenin iki katı sıcak değildir, isteyen 10 ve 20 santigrad derece sıcaklıkları fahrenheit'a çevirip görebilir. 1000 joule 500 joule'ün iki katıdır.)

    fark herkes tarafından anlaşılabilsin diye bu iki kavram arasındaki bazı nüansları söyleyelim: iki farklı maddeye aynı ısıyı verdiğinizde sıcaklıkları aynı miktarda artmaz. iki madde arasında ısı farkı olması ısı akışına yol açmaz, sıcaklık farkı olması ısı akışına yol açar. ısı akışının hızı maddelerin arasındaki ısının değil, sıcaklığın farkına göre değişir. 10 derecede 10 gram suyla 20 gram suyun sıcaklıkları aynıdır, ama 20 gram suyun ısısı 10 gram suyunkinin iki katıdır. bir maddenin ne kadar genleşeceği o maddenin sıcaklığına bağlıdır, ısısına değil. (hesaplarken genleşme katsayısı sıcaklık artışıyla çarpılır, ısı artışıyla değil.)

    bakın burada iki kavramın birbirine karışmasına zemin hazırlayan bir duruma şahit olmaktayız. üçüncü paragraf boyunca sıcaklık artar, sıcaklığı artırabilirsiniz falan yazdım. halbuki başka yerde olsa ısınır, ısıtabilirsiniz derim, değil mi? sıcaklığın artmasına ısınma denmesinin de bu iki kavramın birbirine karıştırılmasında payı vardır.

    gündelik hayatta fark önemli değildir. "ısı 40 derece" denildiğinde herkes anlar. bir şeyin sıcaklığını artırmak istediğimizde genellikle ısı uygularız, uygulamadığımız zaman da yapılan işin adı 'ısıtmak'tır. zaten fizik profesörleri bile kütlelerinin değil ağırlıklarının 70 kilo olduğunu söyler. ancak fark vardır ve sadece gündelik hayatta önemli değildir. dükkan sahibine gidip "kestiğin faturayla tuttuğun stok kaydı arasındaki fark da çok gereksiz bir detay yani, ikisinde de malın senden çıktığı belli" dediğinizde dükkan sahibi size kafa atabilir, ya sabır çekebilir veya doğrusunu anlatıcam diye adamda kafa bırakmayabilir. aynı adam bilimle, teknikle ilgili bir iş yaparken "ısıyla sıcaklık arasında fark mı olurmuş" dediğinizde de aynı seçenekleri önünde bulacaktır.

    (bkz: kutle ile agirlik arasindaki fark)

  • motoru kullanan kişi 50-60 saniye önce daracık bir yerden arabanın sağından geçiyor ve yoluna devam ediyor.

    dayı ile olan sahnesinde ise solda kaçacak geniş bir alanı olmasına rağmen ve hafif gaza yüklense çok rahat geçeceği halde bunu yapmıyor. acemi diyecem ama pek acemiye benzemiyor. kural mural demesin kimse, motorcu kurallara uyan birisi olsa ilk sahnede o dar yerden geçiş yapmaz.

    dayı emekli albay triplerinde ani bir çıkış yapıyor. dayı o çıkışı yapmasan dibine kadar haklısın, o tehditler yaşına yakışmamış.

    sonuç: her ikisi de hatalı. motorcu kameralara oynamış.

  • sevgiliye kapiyi kapatma sansi vermek istemiyor da olabilir. ben o kadar parayi sen kapiyi carpasin diye vermedim zalımın kızı.

  • ücretli köle arayan dallamaların salladığı çalışan türüdür. yerden göğe haklıdır.

    açık söyleyeyim, yukarıdaki üç soruyu bana biri iş görüşmesinde sorsa, kalkar giderim. her insan evladının da bu üç soruyu soracak kadar haysiyetten uzak bir işletmeyle karşılaştığında kalkıp gitmesi taraftarıyım. kimsenin size köle muamelesi yapmaya hakkı yok. üç kuruş maaşa çalıştırdığı adamı tapulu malı zanneden şerefsizler çalışacak adam bulamayınca akılları başlarına gelir diyeceğim ama o zaman da "işsizlik yok iş beğenmiyorlar" diye ağlamaya başlar bunlar. cehennemin dibine kadar yolları var. çalıştıracak adam bulamayıp topu atsınlar da meydan insanlığını kaybetmemişlere kalsın.