hesabın var mı? giriş yap

  • dünya lideri türkiye’nin diplomasız baş ekonomistinin ülke ekonomisini getirdiği hal: merkez bankası memurları kapalıçarşıda tekerlekli çelik sandıklarla döviz toplarken görüntülenmiş.

    yakında tarım bakanlığı memurlarına da pazarda limon sattıracaklar.

    edit: iletişim başkanlığı, yayımladığı dezenformasyon bülteni adlı, ismiyle müsemma belgede bu haberi yalanlamış. "türkiye cumhuriyet merkez bankası (tcmb), kapalıçarşı’da doğrudan herhangi bir döviz alım satım işleminde bulunmadığı gibi, haberlere konu olan görsellerde herhangi bir tcmb çalışanı bulunmamaktadır" demiş.

  • "sevmiyorsa yapmasın", dediğim erkektir. bence de erkeklere makyaj yakışmıyor, hoş olmuyor, doğal halleri daha güzel. ama sevgilim illa istiyorsa yine de karışmam, kendi makyajı sonuçta, sevgilisi de olsam beni ilgilendirmez.

  • istanbul'da yaşamaya başlayalı 2 hafta oldu. kendisini sabah işe gitmek için bir iki kez deneme mecburiyetinde kaldım.

    sanatçı ruhum boş durmadı;

    açtırdılar fanusu,
    yokladılar anüsü,
    her şeyi unutturur,
    avcılar metrobüsü.

    ne kaldı avcılara,
    katlandık acılara,
    ellettik hacılara,
    avcılar metrobüsü.

  • bir kaç markette bu ifadeyi gördükten sonra anladım ki, herhalde yumurtası lezzetli ve kaliteli bir tür tavuk ya da bir kızılderili ismi, artık bilmiyorum.

  • beşir - behlül'ü serada gördüm
    adnan - kiminle gördün beşir, kiminle?
    beşir - behlül ile.........bihter.

    adnan yardırarak koşar, yalıya girer, yatak odasına çıkar, kapıya dayanır, kırar ve içeri dalar.

    (30 saniye sessizlik, adnan'ın soluk alıp vermesi, behlül'ün ağlak gözlerle adnan'a bakması)

    adnan - koşun beşir sayıklamaya başladı, saçma sapan konuşuyor bir el atın da hastaneye kaldıralım....bu arada beyaz çok yakışmış bihterim....e hadi ama

  • türk askerlerinin inanılmaz yalnız bırakıldığı, adeta gözden çıkarıldığı savaş. türkler amerikalıların ve ingilizlerin hatasından dolayı 3 gün boyunca yüzlerce kilometre yolda hiç bir zırhlı desteği olmadan, yürüyerek çekilmek durumunda kalmışlardır. yıllar sonra açıklanan ingiliz belgelerinde, 'türkler onları orada yalnız ve techizatsız bırakmamızdan dolayı bize çok sinirlenecekler diye düşünmüştük. ama hiç bir tepki vermediler' şeklinde geçmiştir bu olay.
    türkler ise bugün bile sözde müttefiklerinin kendilerini sik gibi ortada bırakmış olmalarını tartışmazlar da nasıl kahramalık yaptık, çok kaybımız oldu ama tarih yazdık zihniyetindedirler.
    zaten batı için türkler bu nedenle vardır, asker diye koy bi yere ölsün, sonra kendini kahraman sansın... biz kendi insanımıza ve hayatına değer vermedikçe kimse de bize vermeyecektir değer. ileri olmak ve geri kalmak'ın arasındaki ayrım burada sanırım.

  • irfan'ın yeğeni can'ın sürekli soru sorarak ihsan'ı çıldırttığı her diyalogun dahil olduğu kategori. birini hafızamı zorlayıp yazayım dediysem de yazınca pek yarmadı.
    can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
    ihsan: hayır sorma can.
    can: ama ihsan amca, çok önemli.
    ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
    can: aa nerden bildin ihsan amca?
    ihsan: soru neydi ki?
    can: sorma dedin ya ihsan amca.
    ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!

    yıllar sonra gelen edit: venusteki limon agaci’nın söylediğine göre portakal değil yeşil biber.

  • bu memlekette doğmuş büyümüş ve halk tarafından meclise temsilci olarak gönderilmiş bir kişinin dili, eğer o devletin resmi dili değilse, bu o kişinin sorumsuzluğudur, devletin değil.