• bazı insanların taptıklarına şahit olduğum piyano konçertosu. üzerine piyano konçertosu yazılmadı diyenlerle de tanışılmıştır.
  • üzerine hasretle titrenen konçertolardan biri olan bu yavrunun ilk yorumu 1803'ün bir viyana gecesine rastlar. beethoven'in bizatihi kendisini yansıtan anıtsal eserlerin ilk önemli örneklerinden kabul edilmesi bir yana, sağırlığının ve buna bağlı olarak buhranlarının arttığı bir zamanın ürünü olması da bu do minör'ün ne denli fevkalâde bir eser olduğuna kanıttır; ya da ben kanıtladım oldu bitti sevgili fırfır. konçertonun belirgin bir temi yoktur, sadece öznel hislerin yoğun boşanımı olarak dimağda yer etmektedir.

    ilk bölüm olan allegro con brio pek görkemlidir cancağızım, piyano ile orkestra tatlı-sert bir çekişme içindedir. ikinci bölüm largo'da, flütle fagotun diyaloğuna katılan piyanonun konuşmaları müzik edebiyatının has örneklerinden sayılır. bölümlerden üçüncü olan rondo: allegro scherzando'ya gelesiye zaten adamın kafası çoktan güzel olur, der ki: hadi hanım kalk beraber bir fokstrot çekelim!
  • en güzel yorumları annie fischer ve sviatoslav richterin ellerinden çıkanlardır.
  • yakın zamanda akbank oda orkestrası ile dinleyebileceğimiz yapıt.
    (bkz: uygarlık ve soykırım)
  • opus 37 olarak kategorize edilmiştir.
  • mozart piyano koncerto no 24'den de bayağı etkilenmiş bir eserdir. bu eserden, bestecinin çok sert bir olgunluğa o günlerde girdiğini anlaşılabilir.
  • eğer konçertoya sadece piyano eksenli bakılmaz ise rahatlıkla söylenebilir ki, maurizio pollini, claudio abbado - berlin filarmoni'nin 1992 yılında yaptıkları canlı kayıt öte bir şeydir. aslında, bu olay sadece üçüncü konçerto için geçerli değil, tüm konçertolar için geçerlidir: son derece gelişmiş bir tekniğin 4d'leşmiş kayıt teknolojisi, viyolonsellere ve kontrbaslara hak ettikleri değeri veren abbado'nun yorumuyla birleşince işitsel bir ziyafet harman olmuştur. pollini zaten aşmış; belirtmeye gerek yok.
  • emil gilels'in 1969'da george szell-wiener philharmoniker ile gerçekleştirdiği canlı 3. konçerto performans her beethoven hayranının arşivinde bulunması gereken bir kayıttır.(gilels-szell ikilisinin 1968'de clevland'da gerçekleştirdiği başka bir kayıt daha var mesela; o değil. bahsettiğim olay, 1969 yılı slazburg festivali etkinlikleri dahilinde gerçekleştirmiş. o festival de zaman makinelik bir hadiseymiş ya tam, neyse.)
  • fazıl say'ın bu konçertoya yazmış olduğu kadans muhteşem ötesidir.

    http://www.facebook.com/….php?v=156907697698&ref=mf
  • viyana klasizminin en brutal hali bu koncertoda vucud bulur. beethoven'in gencliginin en samimi eseri olduguna inaniyorum.

    ayrica fazil say'dan canli dinlemeden olmemek gerekmekte. buyuk piyanistler kusuruma bakmasin, zira fazil'in konserde dinleyiciyi getirdigi duygusal patlama durumuna yaklasan baska bir yoruma rast gelmedim. ya da koncertonun finaline mukabil "oharahereuyyyyyyy ! ! !" diye koltugundan firlayip elindeki konser programini saga sola vurmaya baslayan, asure gununden gelmis kilikli adam beni pek manipule etti. bilemedim.
hesabın var mı? giriş yap