• öncellikle sözlük anlamını şuraya bir koyalım.

    --- spoiler ---
    1- bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesi
    2- kalıcılık, ölmezlik
    --- spoiler ---

    hayır beka beka diye kıçlarını yırtıyorlar, seçmeninin %99'u bu kelimenin anlamını bilmiyordur.
    yeniden kelimeye dönelim. milleti tehdit ettikleri şey, devletin, milletin, toprağın elden gitmesi. hem de bunu kıçı kırık yerel seçimlerde yapıyorlar. o milletin sosyal hayatını devam ettirmesi, kalitesinin artmasına dair hiç bir argüman öne süremiyorlar.
    evet bir beka sorunu var ama bu sorun bu milletin sorunu değil. en saf haliyle kendilerinin sorunu. gittikçe eriyorlar, bitiyorlar ve yok oluyorlar. onlar da bunun farkındalar.
  • yemin ederim tiksindim şu kelimeden.

    kusacağım ya
  • türk dil kurumu bu kelimenin kullanımını yasaklasa devlet bahçeli cümle kuramaz.

    yılmaz özdil nasıl atatürk'ü sömürüyorsa devlet bahçeli de bu kelimeyi sömürüyor.
  • enteresan bir şekilde 31 mart 2019 seçimlerinde adı geçen 4 büyük partinin, 4 genel başkanının soyadlarının başharflerini oluşturmaktadır ve aynı seçimde en çok kullanılan argüman olmuştur.

    b. bahçeli
    e. erdoğan
    k. kılıçdaroğlu
    a. akşener
  • uğruna kitlelere kin tohumları saçmakta beis görülmeyen.
  • arapcasinda kef ile degil kaf ile yazildigindan telaffuz edilirken k inceltilmeden soylenen kelime. incelterek soyleyince arapca "aglama" demis oluyoruz. (devletin bekasi = devletin aglamasi vs.)
  • insanlığın en muhtaç olduğu mefhum. bu meseleyi iki bakış açısıyla ele alıyorum.

    1) insan perspektifinden
    2) varlık perspektifinden

    ... ... ...

    birgün birisinden ilahın insana en büyük nimetinin hayat olduğunu duydum. buraya kadar kabullenmiştim. eyvallah dedim. sonra dedi ki: "bu yüzden cehennemde rahmet vardır." haydaa! kafalara gel. şimdi konu başlıklarını toparlıyorum izninizle: ateş, taş ve insan yanıkları, sonsuz azap = rahmet.

    (bkz: süpanallah kardeş ibretlik paylaşım)

    neyse baktılar ben "coşkunun en sağlam atıyla geliyorum". sakinleştirdiler. tansiyonumun çıktığını düşünenler ayran, yükseldiğini düşünenler limonata getirdi (veya tam tersi). ikisini de içince nötrlendim. nötr bir şekilde mesele üzerine yönelmeye çalıştım.

    şimdi düşündüm de bunun üzerine ayrı bir entry yazmak lazım...

    direk sadede geliyorum... aşağıdaki iki madde "neden beka olgusu en büyük ihtiyacımızdır?" sorusuna cevap vermeye çalışmıştır.

    ... ... ...

    1) insan perspektifinden "beka":

    ölümün bizim için ne ifade ettiğini sorsan nihilistler ve mevleviler hariç çoğumuz ayrılık deriz herhalde. çünkü, senin ölmenle senin için anlamı olan herşeyin yokolması arasında zahiren bir fark yoktur.

    "ölüm insanın küçük kıyametidir."
    franz kafka

    (desem beğenirsiniz... ama hayır bu söz nasreddin hocanın bi fıkrasında geçiyor.) bu aşamadan sonra asıp keseriz modundan pamuk şekeriz moduna alıp pollyanacılığımsı bir yaklaşımla entriyi birazcık kokulu silgi kokutmak istiyorum.

    ölüm bizim için ömrün tükenişi ve bekanın zevali anlamına geliyor. beka: bakilik. yani sonsuz yaşama sahip olma özelliği olduğu için ölüm bizi bu özellikten direkt olarak men ediyor. sevdiğimiz herşeyi yitirdiğimiz bir olay bu...

    uyumayı seviyor musun? artık uyku yok. yemek yemeyi seviyor musun? artık yemek yok. bilime aşık mısın? artık bilim yok. itlik hergelelik? o da yok. ona buna aşık mısın? o bir iki aya sensizliğe ayak uydurup yeni ölü adaylarıyla hiç ölmeyecekmiş gibi devam edecek. anneni, babanı, kardeşini, eşini, dostunu, akrabalarını, soyunu sopu... dur lan o başka biryerdi.

    velhasıl senin için ölüm varsa. sevdiğin herşeyin bir sonu var. neden? çünkü, senin ölmen onlar için ne kadar büyük sorunsa senin için yüz kat daha büyük bir sorun. çünkü, onlar bir kişi kaybettiler, sen ölerek herkesi kaybettin. ölüm sevdiğimiz herşeyi yitirdiğimiz bir hadise olduğu için ölümsüzlüğe aşığız onu istiyoruz ve en çok sonsuz hayata (bekaya) ihtiyacımız var.

    ... ... ...

    2) varlık perspektifinden "beka":

    yine kokulu silgi moda devam. ama bu aşamada bencilliğimizi üç noktanın üstünde bırakıp aşağı indik. şimdi sonsuza kadar yaşama isteğimizin bizimle değil de sevdiğimiz varlıklarla olan bağına bir göz atacağız.

    sevdiğimiz bir kişiyi düşünelim. annemiz olur, babamız olur, okuldaki hocamız olur, üniversitede fotokopici asım abimiz olur vs... bu sevdiğimiz kişinin yokluğunun bize getirisi nedir? acı. çok basit bir mantık denklemi bize bu cevabı verir aslında. "lezzetin sonu acı, acının sonu lezzettir."

    çocukken bir köpeğimiz vardı. sarılıp uyurdum. çocuk yüreğimle öyle severdim ki o köpeği ailemden biri olmuştu. yıllarca bize bekçilik etti. ailemizin bir üyesi oldu artık. ama tasma olayına oldu olası alışamamıştı. tasmasını çıkartam kaçıyordu sürekli zırtapoz. arada dışardaki erkeklerle sürtmesi de cabası. tabi biz görücü usulünden yanayız.

    neyse birgün baktım bizimkiler benden birşey gizliyorlar. babam çıktı gizlice. gitti biyerlere. sonradan öğrendim ki eski bir bahçede sevdüceğümün cesedine ulaşmışlar. bir gün babamla dolaşırken beni götürdü oraya gösterdi. tabii biraz geç gösterdi çok etkilenmiyim diye herhalde. çünkü ben geldiğimde hayvanın cesedi bildiğin çikolata olmuştu.

    şimdi ölümü benim canımı acıtıyor mu? bunun cevabı önemli değil çünkü, soru işareti şurda... onun ölümsüzlüğüne ihtiyacım var mı? evet var. neden? çünkü, ölümü çok canımı acıttı. ki bu benim dünyamdaki güzel bi köpekken siz anneniz, babanız, abiniz, kardeşiniz, arkadaşınız vs... için bu olguya ne kadar muhtaç olduğumuzu düşünün.

    sevdiğimiz bütün varlıkların bekasını istiyoruz ve buna muhtaçız.
  • ks. berat albayrak'ı kurtarma antlaşması.
  • kusma hissi uyandıran içi boşaltılmış sözcük, ölümsüzlük.
    mhplilerin iki lafından biri.
    bu ülkenin beka problemi yoktur ama bazi siyasilerin kendi bekalarının soz konusu olduğu gerçek.
    stepnenin bekası olmaz. kısa süreli kullanım içindir.
  • cümle içinde kullanımı: (bkz: devletin bekası)
hesabın var mı? giriş yap