• bir beşiktaşlı olarak yıkılıp başka bir yerde yeniden yapılması gerektiğine inandığım stad. istanbul'un orta yerinde futbol stadı olması zaten absürdlüğün zirvesidir. yenisi aynı yerde yapılırsa istanbul'u ve tarihi katletmek olur. yıkılıp arazisinin bir kısmı yol genişletilmesi için kullanılsa geri kalanı da park olsa süper olur. beşiktaş da şehir dışında modern bir stad yapsın galatasaray örneğinde olduğu gibi.
  • bu stadın yaklaşık 40 yıldır üzerinde bulunduğu araziye bugün paha dahi biçilememektedir. dolayısıyla ola ki yıkılırsa yerine yapılacak stad kesinlikle aynı yerde olmalı, arazi her hangi bir hükümet yanlısı firmaya peşkeş çekilmemelidir. fenerbahçe'nin ve galatasaray'ın stadlarından bağımsız olarak beşiktaş'ın stadı ilelebet beşiktaş'ta kalmalıdır, aksi bir operasyon düşüncesinde onbinlerce beşiktaşlı stadını yıktırmamak için kendisini stad çevresine dahi zincirleyebilir, o derece bağlıdır beşiktaşlı inönü'süne..
  • beşiktaş'ın mabedi.
  • bir beşiktaşlı olarak yıkılıp başka bir yerde yeniden yapılmaması gerektiğine inandığım stat. inönü, orasıdır.

    ayrıca, hele de üstünde bu kadar oyunun, peşkeş emellerinin döndüğü bir ortamda; "toki yapacağına, kendi kendisine çöksün daha iyidir" dediğim stat.

    "bir yerlere doğru" biraz daha kaysın istediğim stat.
  • besiktaslilar kendini avutadursun; bu stad yikilirsa kesinlikle baska bir yere yapilacaktir. bu devirde, yildirim demiroren ve tayyip erdogan gibi iki liderin egemen oldugu bir memlekette bundan daha dogal bir sey olamaz.
  • bir de unutulan şöyle bir detay var:
    beşiktaş kulubü, inönü stadınının olduğu araziyi almadan önce, zaten bugün üzerinde bol yıldızlı bir otel bulunan eski stad arazisini vermişti. (bkz: çırağan oteli) (bkz: şeref stadı)

    şimdiki stadyumun olduğu bölgede, halihazırda swissotel ve ritz carlton oteli bulunmakta, o bölgede hayvani alışveriş merkezi ve otoyol-tünel inşaatları yapıldı, yakınında 3 adet vapur iskelesi, merkezi otobüs durakları ve metro-tramvay bulunuyor ve yenilerinden bahsediliyor. beşiktaş merkezi ile ilgili yolu yer altına almak gibi projelerden de bahsedilmekte ve yerin 7 kat altına inen bir otel inşaatı yapılmakta.

    inönü stadının bu bölgede yeniden, tarihi dokuyla uyum gösterecek bir mimaride, 40 bin kişi civarında bir kapasite ile yapılmasına karşı çıkılmasının önünde, sığ görüşlülük, kötü niyet ya da gizli saklı çıkar ilişkileri dışında bir açıklama getirmeyi mümkün görmüyorum.

    bir de şehir merkezinde böyle bir stadyum bikbik diyenler için, dereağzı tesislerinin bulunduğu fenerbahçe sahili ya da papazın çayırı çok mu şehir dışı; kimi yiyorsunuz?

    stadyumlar, okullar, kültür merkezleri, ibadethaneler, müzeler, tiyatrolar, kentin kültür mirası olarak şehir merkezlerinde bulunurlar; bu doğal ve gerekli bir süreçtir. bu fikre kültür bakanımızın da alışması gerekiyor.
  • dolmabahce sarayi, istanbul arkeoloji muzesiyle beraber yikilip otel yaptirilmasi gereken yapidir. ne o oyle eski pusku binalar yer kapliyorlar. bogazi bi manhattina benzetmek varken dokuntuleri bi an once temizlemeli. daha beylerbeyi sarayi, topkapisi var.. off yik yik bitmez..
  • akp iktidarından önce tarihi eser niteliğinde olduğu için çivi çakılmasına dahi izin verilmeyen, şimdi ne hikmetse komple yıkılıp yerine yeni stadyum yapılması izni çıkarılan stadyum.
  • yıkıldığı gün artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının anlaşılması gereken stad.

    6 yaşımdan beri,önce babamın omzunda, sonra yanıbaşında ve en son artık pederin tribünden elini ayagını cekmesi ile kendi arkadaslarımla 94-95 sezonundan 2011'e kadar gittiğim 150'den fazla maçın ardından ali sami yen'in yıkılması ile tt arena'ya sadece 2 kere gitmiş olmam ve benım gibi yüzlerce insan olması bir fikir vermeli.

    çünkü tt arena'da sokak yok, buluşma sohbet yeri yok, park yok; sizin stadınızın yapılacağı yerde de kazan olmayacak, semt ve çarşı olmayacak.

    siz de aynı bizim gibi stada sadece maç izlemek için gideceksiniz, hiç bir çekici yanı olmayacak maç günlerinin. bir umut, ebesinin nikahındaki stadınızda maç izlemek için yine semtte, kazanda buluşacaksınız ama eski tadı olmayacak. çünkü etrafınız siyah-beyaz olmayacak, kaldırımlardan siyah beyaz atkılı tanımadıgınız insanlar geçmeyecek. siz maç atmosferinde olacaksınız ama caddeler,sokaklar,cafeler,meyhaneler kendi çapında olacak.belki de stadınızın yerine yapılan plazadaki çalışanlar alacak önceleri karşılıklı siyah-beyaz çektiğiniz tanımadıgınız adamların yerini.
    bir tek siz sap gibi kala kalacaksınız orada. farkedilen ama dillendirilmek istenmeyen eksik bir zevk ile demlenecek, maç öncesi rutin sohbetinizi yapacaksınız arkadaşlarınızla. maça yarım saat kala değil, artık 2-3 saat kala ayrılacaksın demlendiğin yerden. malum, yol uzun artık. betonarme stadyum bekler seni...

    gidecek gireceksin stada. offf ne stad bee diyeceksin. derbi maçlarda cehennem olur burası ezeriz feneri gs'yi diyeceksin ama olmayacak. cehennem değil, insan kalabalığı olacak orası. hiç bir zaman inönü'deki zevk yaşanmayacak, sadece ilk derbi maçına kadar öyle zannedeceksin. mesela derbide kazandığında, tribün yanına kayıp rakip tribününü ablukaya alamayacaksın. polis copunu çekene kadar "koyduk mu " tarzı marşlar ile rakip taraftarları çıldırtamayacaksın. çünkü o stad en modern stad... "3 dakikada 50.000 kişi boşalıyor, 80 tane kapısı var" denecek. maçın son düdüğü ile tempo tutacak adam kalmayacak cevrende. sonra zaten kapalı tribün çoktan kafeteryaya inmiş olacak. onlar da gelemeyecek ablukaya almaya rakip taraftarı.

    maç sonu,stadtan cıkınca etrafına bakacaksın. bir bok yok. toplu konutlar, ana yollar, koca koca boş araziler göreceksin. bakacaksın insanlar bu dağ başında kalmamak, bir an önce evine gitmek için otobüs,metro vs. her şeyi kovalıyorlar. galibiyetmiş,kutlamaymış kimsenin umrunda değil. yok öyle artık 20-30 kişi zafer şarkıları söyleye söyleye barbaros'a,çarşı'ya doğru yürümek. ya efendi gibi aracına biner evine gidersin ya da kalırsın orada dağ başında.

    belki yıllar sonra sen dönüp çocuklarına inönü'yü,oradaki ortamı anlatabileceksin ama unutma hiçbir zaman çocugunu elinden tutup inönü'ye götüremeyeceksin.
  • tanım : dolmabahçe sarayı'nın zeminini kaydıran stad. ama ne hikmetse istanbul'da nereden bakarsanız bakın gözüken gökkafes, swissotel the bosphorus, bomonti tüneli ve taksim'den inen yüzbinlerce otomobil, otobüsten oluşan trafik seli ve kadıköy iskelesi'nin yanına yeni yapılan otel bu zemini kaydırmıyormuş (tabi yersen)
hesabın var mı? giriş yap