• anavatanı malezya olan, fakat hindistan ve endonezyada da yetiştirilmeye başlanılan ve bircok ilacın yapımında kullanılan bitki
  • pan yapımında kullanılan bitki.
  • kanserojen madde. bildiğin kanser yapıyor ağızda diş bırakmıyor insanı insanlıktan çıkarıyor ama vakadaki insanların fotoğraflarına bakıyorum hepsi benden daha mutlu. ulen betel yemişi nasıl bir kafa veriyorsun insana harbiden çok merak ediyorum.
  • papua adasının endonezya'ya ait olan iriyan jaya kısmına bağlı raja ampat isimli memlekete vardığımda, karşıma çıkan herkesin ağzının - dilinin kıpkırmızı olmasına şaşırmış ve yanımdakilere bunun ne menem bir durum olduğunu sormuştum. aklıma yemen sınırları içinde tüketilen kat isimli bitki benzeri bir başka durumun da burada olabileceği gelmişti zaten. aynen benzeri bir gelenekle karşı karşıya idik. yerel halk buna sirih pinang yeme geleneği ismini veriyordu.

    içinde arekolin isimli öfor deposu maddeyi bulunduran meyvaya areca cevizi ya da arek cevizi deniyor. bölge insanı ise buna "buah pinang" diyor.
    görsel

    arek cevizi, arek palmiyesi, betel cevizi, betel palmiyesi, betel ağacı, pinang palmiyesi veya bilimsel adıyla areca catechu; tropikal pasifik asya ve doğu afrika'nın bazı bölgelerinde yetişen bir palmiye türü. bu palmiyenin filipinler'den geldiğine inanılıyor ancak tüm dünyada yaygın şekilde yetiştiriliyor.

    güney çin(guangxi, hainan, yunnan), tayvan, hindistan, bangladeş, maldivler, sri lanka, kamboçya, laos, tayland, vietnam, malezya, endonezya, papua yeni gine'de, pasifik okyanusu'ndaki adaların çoğunda ve ayrıca batı hint adaları'nda natüralize olmuş kabul ediliyor.

    bölge halkı arek cevizini "buah sirih" olarak adlandırılan betel bitkisinin biberi olarak da bilinen bir meyva ile birlikte tüketiyor.
    görsel
    ama bunların yanında mutlaka sönmüş kireç de tüketiliyor.
    görsel

    aha da görseldeki gibi bir paket kirecinizi en yakın marketten alabiliyorsunuz, arek cevizi + sirih meyvası + kireç üçlemesinden oluşan atıştırmalığınız hazır oluyor. sonra da bu videodaki dayı gibi afiyetle katır-kutur başlıyorsunuz yemeye.

    her ne kadar bu insanların ara sıra ağızlarında biriken suyu tükürmelerine şahit olsanız da görselde göreceğiniz üzere yolda yürürken yerde bolca kan lekesine benzeyen pislikler görüyor ve "oha, bu kimin kanı?" diye bir irkiliyorsunuz. az daha ilerliyor ve başka bir kırmızı leke görüyorsunuz. ve bir daha, bir daha... her yer kırmızı tükürüklerle bezenmiş bir yürüyüş yolu düşünün!

    hatta o kadar çok tükürüyorlar ki , bu sebeple bilim adamları bölgede covid-19'un diğer bölgelere göre daha fazla ve kolay bulaştığı kanısına vardılar.

    bölgede, günün herhangi bir saatinde sokağa çıksanız, ağızları çiğnemekle meşgul yüzlerce insanla karşılaşabilirsiniz. çoluk-çocuk, genç-yaşlı herkes bunu tüketerek hayatlarına devam ediyor. dahası var ; kaldığınız otelinize gidip odanıza girdiğinizde duvarda bir yazı ile karşılaşıyorsunuz : görsel

    hatta havaalanında da aynı yazıyı görmüş fakat tam anlamlandıramamıştım. görsel

    ama uçağın içindeki yazı tam anlamıyla her yerde her zaman sirih pinang ve kireç tüketildiğini ve ağız suyunun da gelişi güzel her yere tükürüldüğünü açıklıyordu. görsel "dikkat, sirih pinang yiyenler uçağa tüküremezler, yasaktır!"

    bu kadar yoğun tüketilen bu garip şeylerin tüketimindeki haklı sebepler ne olabilir diye düşünmeden edemiyor insan. tabi sordum ve aldığım cevaplar :

    - dişleri güçlendirir, güzelleştirir! ( bu şaka olmalı, zira gördüğüm her 10 kişiden istisnasız 9 kişinin dişleri yok hükmünde, iğrenç durumdaydı!) görsel

    - rahme iyi geliyormuş ve hatta yırtılan kızlık zarını bile onarıyormuş ! ( sağlam gülmüştük. yöre halkı uçan kaçan efsanelere bayıldığından, bu tevatüre de yalnızca gülünebilirdi. ) özellikle de kadın doğurganlığını bereketli kılmada bire bir imiş!

    - iştah artması için kullanılıyormuş. ama bunu yemeye başlayanların ardından da "iştahım açıldı, gideyim de birşeyler yiyeyim" dediğini de görmedim açıkçası.

    - hem kadın hem de erkek için cinsel gücü ve uyarılmayı arttırıyormuş dediler. bu da elbette bir tevatür. zaten ağzı kıpkırmızı olmuş, habire tüküren ve ağzı leş gibi kokan birisi ile pek fazla kişi birlikte olmayı bırak, yan yana gelmek istemez. geçelim...

    - mantar kaynaklı her türlü kaşıntının da üstesinden geliyormuş.

    gerçekte ise, sirih + pinang + kireç üçlemesini tüketmenin sağlığa büyük zararları var. bunu ilk kez deneyen kişiler genellikle titreme, baş dönmesi, mide ağrısı, kusma ve hatta psikoz (psikolojik bozukluklar) hissedebiliyorlar. ayrıca dişlerin ve diş etlerinin kırmızımsı kahverengiye dönüşmesine, diş etlerinde ve ağızda yaralara neden olduğu, submukozada kansere veya fibröze (aşırı bağ dokusu oluşumuna) neden olduğu doktorlar tarafından sıklıkla dile getiriliyor ama bölge halkı tüm bu sayılan hastalıklara yakalanmamak için sirih pinang yediklerini iddia ediyor.

    nihayetinde merak dağları deler. bir kere olsa bile denemek istedim ve neden olmasın dediler. yol kenarında bunu satan bir kızcağızın mekanında durduk. endonezya dilini iyi konuşabildiğim için kendim istedim ama ilk defa yiyeceğim için nasıl olacağını anlatmalarını rica ettim. yanımda merakla ize bakan bir dayı hemen atladı ve ben yardım ederim dedi.

    ilk aşama kabuğu soy. ardından pinang meyvasını ağzına at ve çiğnemeye başla. hemen sirih meyvasını da kirece bula ve onu da ağzına at ve çiğne. sakın tükürüğünü yutma!

    çok fazla tükürüğüm birikince bundan kurtulmaya karar verdim ve ağzımdan turuncu-kırmızı arası bir sıvı çıktı. bunu ne kadar yiyeceğimi sordum, tadı kalmayana kadar diye yanıtladı meraklı dayı. bir süre daha yemeye devam ettim ve kafam yokmuşçasına hissizleşmeye başladı kafam. o derece sakinleştim. bir yandan da ağzımdan çıkan kırmızımsı sıvıdan gıcık kaptığım için tükürmeye devam ettim. kısa bir uçma haline dönüştü bu tecrübem. neyse ki 20 dakika kadar sonra kafa düştü ve herşey eski haline geri geldi.

    bir daha dener miyim bu boku? sanmam! marketten buz gibi bir bira alıp içerek dinlenmek çok daha iyi bir fikir!

    ama 13 bin yıldır kireç ile birlikte yendiği söylenen bu şeyin bölgedeki bebelerin bile en çok sevdiği atıştırmalık olduğunu gördüğünüzde bir "allah allah" demeden yapamıyorsunuz!
  • genellikle uzakdoğu’da ve güneydoğu asya ülkelerinde (özellikle hindistan ve pakistan’da) yaygındır. doğal bitkilerin yapraklarını ve/veya tohumlarını içeren bir karışımını veya sadece betel yaprağını içerebilir. çiğnenen bitkinin posası ağız içinde, yanak ile alveol kreti arasındaki olukta tutularak emilir.

    betel çiğneyenlerde ağız mukozası, dişler, prekanseröz lezyonlar kırmızı bir pigmentle boyanır.

    betel kullananlarda «oral submuköz fibrozis» prekanseröz lezyonu sık görülür.
    aynı zamanda, betel, alkol ve sigara üçlüsünü birlikte kullananlarda orofaringeal kanser riski artar.
hesabın var mı? giriş yap