• mezun oldugunuzda shakespeare okuyan,anlayan ve zevk alan azınlıktan olmanızı sağlayan...garip görünümü ve hiçbir zaman açılmamiş kapıları,koridorları bulunan...150 yıldan fazlasını deviren...yeraltı tünelleri ile pera'nın eski bir kaç binasına bağlandığı rivayet edilen...taş...mermer...loş...aynalar...ve kurallar içinde nefes alan garip ve güzel bir okul...
  • beyoğlu anadolu lisesi, pek çok faktörüyle yıllarca bir fenomen olarak varlığını sürdürmüş, son senelerde ise kızlarını hem kız okuluna göndermek hem de iyi bir eğitim aldırmak isteyen gerici ebeveynlerin durağı olmuş, kaliteyi düşürdükçe düşürmüştür.

    kökü 1849'lara dayanan okul, english high school'dan "beyoğlu anadolu lisesi"ne geçişi 1980 yılında yaşamıştır. english high school (for girls) zamanlarında çok katı kuralları olan okul, bu kurallarını yönetime gelen katı müdürlerle de sürdürmüştür. lise2 ve 3. sınıf öğrencilerin temelini oluşturduğu prefectlik sistemine göre her öğrencinin disiplin kartları vardır ve okul çapında yapılan bir oylamayla seçilen prefectler bu kartlara imza atma yetkisine sahiptir. önyüzü genel disiplin kuralları, arka yüzü dil bölümü için olan bu kartlar dönem sonlarında toplanır ve buna göre bir yüzde 3 imzası olan öğrenciler disiplin kuruluna sevkedilir.

    tarihi bir binası olan okulda pekçok birbirinden abuk ama güzel gelenek ve kural vardır. prefectler dışındaki öğrencilerin arka merdivenleri kullanması yasaktır. okul içinde türkçe konuşmak yasaktır, türkçe konuşan öğrenci disiplin kartının arka yüzüne bir imza alır. siyah kolej ayakkabısı, beyaz ya da lacivert çorap zorunludur, okul içinde bot giymek, takı takmak yasaktır. saçlar uzunsa at kuyruğu ya da örgü olmalı, kısaysa toplanamayacak uzunlukta olmalıdır, ikisinin arası yoktur. bunun dışında lise son sınıfların yaptığı kek günlerinde evde yapılan börek çörek satılır, fal bakılır, saçma sapan oyunlar oynanır. orta sona gelen öğrenciler ise okul yüzüğünü takma hakkı kazanıp büyüdüklerini hissederler. son zamanda bütün okullarda yaygın hale gelen taşlı deliyürek yüzükleri gibi olmayan bu yüzükler altındır ve üzerlerinde okulun amblemi olan bir mavi menekşe bulunur.

    okul her sene 36 kız öğrenci alır ve sadece bir şube açar. 7 yılda bir bu sayı 2'ye çıkmaktadır. 7 yıllık lise eğitimi verdiği dönemlerde ingilizce eğitiminin rakipsiz denecek kadar iyi olduğu, bünyesinde daima en az 3 ingiliz öğretmen barındıran okuldur ki emine şenel, david mcmanaman, suzanna gallagher, zeynep çağlar gibi öğretmenlerle altın çağını yaşamış okulda bu döneme denk gelen öğrencilerin çoğunun eline kimse ingilizce konusunda su dökemez. onlar başka okulların lise sonda okuttuğu ingilizce edebiyat kitaplarını orta ikide okumaya başlamışlardır çünkü.

    eğitim kadrosundan başka, kız okulunda okumanın bütün bu kurallara rağmen ne kadar eğlenceli ve olağanüstü olduğunu anlamamızı sağlamış bir yer olmuştur. kimsenin "ay eteğim açıldı, benim erkeğime sulanma, necati bacaklarıma baktı" gibi dertleri olmadığı bir ortamda arkadaşlıklar koridorlarda sere serpe uzanırken dönen geyikler ve planlarla hiç sekteye uğramadan gelişmiş, vazgeçilmez hale gelmiştir. bahçesi bile olmayan bir okulda eğlenmek için binbir yol denenmiş, 7. kattan istiklal caddesine birbirine bağlanan hırkalar sarkıtılarak simit alınmış, koridorlarda saralı taklidi yapılarak küçük sınıflar korkutulmuş, 3/16 gibi bir basit kesir yüzünden disiplin kurulu yolları aşındırılmıştır. her lisede olan haşarı öğrencileri geçersek, inanılmaz katı kurallarla dizginlenmeye çalışılan kızların daha da çıldırıp camlardan sarkarak istiklal caddesi'nden geçenlere laf atması, öğretmenlere âşık olması*, katil olma isteğiyle tanışması çok da garipsenemez.

    dayatılmaya çalışan onca kurala rağmen, kimi hayatların 7 senelik bölümlerini en iyi şekilde geçmesine ev sahipliği yapan bu okul, şimdilerde ne yazıkki tanınmayacak hale gelmiştir. erkek alınmasıyla zaten bütün özelliğini kaybeden okulum, yukarıda bahsedilen bütün disiplin kurallarını ve sistemini de bir kenara bırakarak çığrından çıkar hale gelmiştir. yüzükler genel alım gücüne göre ayarlanmış, gümüş versiyonları da altının yanında sürüme girmiştir. efsanevi ingilizce kadrosundan geriye kalan tek insan olan ingilizce bölüm başkanı zeynep çağlar bu konuda okulu eski haline biraz olsun yaklaştırabilmek için çalışıyor olsa da çabaları çok da işe yaramamktadır. bir dönem üniversite başarısıyla istanbulun ilk üçünde yer alan bu güzide okul, bu başarıyı da geride bırakarak fetret döneminden gerileme dönemine geçişi yaşamıştır.

    şimdilerde mezunlarının kimsenin yaşayamayacağı bir şeyi yaşamanın garip gurunu hissettiği, ama yine de sadece trabzanlarına dokununca gözleri dolduran, sıralarına oturunca bir garip eden anlatılmaz yaşanır kurumdur.
  • prefect* ve disiplin karti gibi ilginc ozellikleri olmasina karsin ozellikle ingilizce egitimi konusunda baya iyi olan, ogrencilerine 'post tenebras lux' olayi yasatan guzel okul- eski adiyla english high school
  • mermere kazınmış "ingiliz kız ortaokulu 1972" yazısını hala unutamam. karanlık arka merdivenler, yüksek tavanlar, galeriler, gizli geçitler ve dev antik ayna(mız). gerçi sonra mimarisini keşfettikçe daha az büyülü geldi her şey ama 11 yaşımda o binaya adımımı attığımda çok farklı bir mekan algısı yaratmıştı. merdivenler boyunca asılı iftihar tablolarında 1987'den itibaren orada olmaya layık öğrencilerin sararmış resimleri bakar dururdu insana tepeden. merdivenlerden her inip çıktığımda üzerimde binlerce göz hissederdim kayıp bir zamandan kalan. sonra onlar da indi duvarlardan, eskiden koridorlarda sıra sıra dizili duran ayakkabı kutuları da gitti. bir tek antika sıralar kaldı kapakları açılan. kıyısında köşesinde buram buram yılların yükü, emeği, gözyaşları, sevinçleri, hüzünleri saklıdır hala sanırım. tahtakuruları kıtır kıtır kemirip duruyordur onları içten içe bir yandan.

    bir de ne üzülmüştüm kütüphanenin eski yerinde çatıdan akan sinsi yağmur o okulun tarihi kadar eski güzelim kitapların bir kısmını şişirince (1998 olmalı yıl; ondan sonra kütüphanenin yeri değişti zaten). onları o halde gördükçe ben utanmıştım kendimden. ilk orada güneşli ve tozlu raflara uzanıp dadanmıştım ingiliz şiiri antolojilerine. william blake'in bir yerlerde "the tree which moves some to tears of joy is in the eyes of others only a green thing that stands in the way" dediğiniyse çok sonra, apayrı bir şehirde gördüm ne yazık ki.
  • bir erkek olarak, karma eğitime geçildikten sonraki ikinci erkek döneminde gelen birisi olarak şunu söyleyebilirim ki, öyle bir okulda erkek çocuklar okutulmaz. ergenlik döneminde yaşanan enerji patlaması sayesinde istiklal caddesine fırlatılan çantalar, cappy kutuları, yıkılan duvarlar, tavanlardaki ayak izleri, 2.5 metre yüksekte insan yürütmeler, ders aralarında yapılan amerikan güreşleri, dersi siklemeyip arka sırada iddaa oynamak, okulda içki içmek falan derken bokunu çıkardık afedersin okulun. ya da bizim dönemde bir bokluk vardı. gerçi biz mezun olur olmaz kantine koydukları lcd televizyon spor salonunun yenilenmesi falan düşünülürse bizim dönemde bir bokluk olma ihtimali daha yüksek gibi gözüküyor.

    mezun olurken pek de mükemmel duygularla mezun olduğum söylenemez okula ve yönetimine karşı ama şu an özlüyorum, hatta o kadar özlüyorum ki her önünden geçişimde içim acıyor. fakat okulun içine düştüğü duruma acıyorum. neredeyse bütün iyi hocaları gitmiş, vasat bir anadolu lisesi haline dönüştürülmüş, o eski tarihi dokuyla uyuşan panterin yerine janjanlı bi sike yaramayan bir patsocu açılmış, okul sikko bir renge boyanmış falan. içine girince hala eski güzel günlerim içimi sızlata sızlata aklıma gelir, o eski güzel sıcacık ahşap sıralarımın yerine soğuk metal yığını görüntüsü benzetilmeye çalışılmış şeyleri görünce içim sızlar, onlardan arta kalan bir sınıfta o ahşap sıraları gördüğümde onlara dokunup oturup tekrar dinleyesim gelir oracıkta senelerdir orada olan bir hocamı. fakat dışarı çıktığım andan itibaren sadece bir acı duygusu kaplıyor içimi. keşke bu hale getirilmeseydi şu okul diye düşünüyorum her seferinde. sadece yazık...
  • http://www.beyogluanadolu.k12.tr/…ent.asp?catid=331

    okul son senelerde pekte parlak başarılar elde edemiyor, bir anadolu lisesinden, özellikle bu kadar güzel bir yerde, tarihi olan bir okuldan, daha kaliteli yerler bekliyordum, umudumuz gelecek nesillerde.
  • yıllarca önünden geçerken kapalı kapısı ve dehşetengiz yapısına bakıp garip bir merak duygusuna kapılırdım. hala da içini görmüş değilim, gözlerim açık gidicek ondan korkarım. istiklal caddesinin en mistik yapısı.
  • lebon ve markiz den baska bir yere gitmeleri ve sokağa sapkasiz cikmalari da yasaklanmış bir okul(mus)
  • eski ismiyle english high school for girls...
  • istanbul beyoğlu'nda bulunan bir anadolu lisesi.
hesabın var mı? giriş yap