• yönetmenliğini christopher bell in yaptığı "daha büyük daha güçlü daha hızlı" anlamına gelen ve amerika'da vücut geliştirme ve steroid çılgınlığını gözler önüne seren belgesel
  • bu belgeseli izlemeye "lan acaba ne yapacaklar da steroid kullanımını meşru çıkartmaya çalışacaklar?" diyerek başladım. sonra 3 kardeşten steroid kullanmayan tek kardeşin belgeseli anlattığını görünce daha da bi kıllandım.

    konu hakkında uzman olmadığım için verilen bilgiler bazen uydurma gibi geldi bana. bazı şeyleri araştırdım buldum, doğruymuş. baştan sonra her şey doğru mudur bilemiyorum elbette. ancak genel olarak belgesel yüksek puanlar almış.

    --- spoiler ---

    gariptir ki, yeri geldi amerikalıların süper kahraman olarak gördükleri idolleri itin götüne soktular steroidleri ve yalanlarıyla birlikte, ancak yeri geldi hiv virüsünden ölmek üzere olan insanların bu ilaç sayesinde yaşayabildiklerini de gösterdiler. uzun vadede ise şöyle bir mesaj aldım: evet yan etkileri var ve işin bokunu çıkarırsanız o dev bicepli abi gibi bir hilkat garibesine dönüşebilirsiniz. özünüzde iyi bir insansanız yine iyi bir insan olarak kalabilirsiniz. göt oğlanıysanız ise daha iri bir göt oğlanı olarak hayatınıza devam edersiniz.

    mesela steroid kullanan o dev bicepli ve "varsa benden sert yumruk atabilecek kapışalım." diyen abiyi beyzbol topu fırlatan makinenin önüne diktiler, bi tane topa ya vurdu ya vuramadı. ancak steroid kullanan beyzbolcuların neler yapabildiğini az çok anlayabiliyorsunuz belgeseli izlediğinizde.

    bu arada o dev bicepli abi, belgeselde en dobra konuşan adamdı. "evet" dedi, "hilkat garibesiyim, ama dikkat çekmeyi seviyorum. ben dev biceplerim, steroidlerim ve hilkat garibesi görüntümle mutluyum. ayrıca o televizyonlarda gördüğünüz süper yakışıklı/güzel , onlar gibi olmak istediğiniz kahraman idolleriniz var ya, size gülümseyip "ok" derken, görmediğiniz bir yerden el hareketinin daniskasını çekiyorlar size."

    edit: en önemli noktayı unutmuşum bu arada. steroid kullanan kadınlarla yaptıkları küçük röportajdan sonra, eğer görüntüleri yüzünden steroidden soğumadıysanız, sesleri yüzünden soğumanız garanti. işin bu kısmını pek ön plana çıkarmamışlar ki bu en büyük eksisidir bu belgeselin. nitekim aşırı steroid kullanan dev gibi pro bodybuilder'ların da kız gibi çıkan sesleri olabiliyor. sonuçta steroidler sizin hormon dengenizi bozan aygıtlar.

    --- spoiler ---

    artıları ve eksileri gösterip işin ucunda son sözü izleyiciye bırakan belgeseldir.
  • belgeseldeki bir diğer önemli nokta da anne'nin oğluyla yaptığı konuşmada saklı.

    --- spoiler ---

    anne'nin 3 oğlu var ve ortanca olanı steroid kullanmayan tek oğlu. anne, oğluna şöyle diyor: "neden oğullarım steroid kullanıyor gerçekten merak ediyorum. acaba onları yetiştirirken bir şeyi yanlış mı yaptım? kendilerinde neyi eksik hissediyorlar, neyi yetersiz buluyorlar da bu ilaçlara başvuruyorlar? sen ortanca çocuğumsun. diğer kardeşlerin kadar uzun boylu veya atletik değildin. o yüzden hep senin üstüne daha fazla düştüm. senin kendini hep özel hissetmeni istedim."

    ve işin sonunda görüyorsunuz ki annenin üstüne titrediği çocuk kendinden bir eksiklik hissetmiyor ve steroid kullanmıyor.

    ayrıca belgeselde baba, büyük oğlunun bir gün bir yerde ölüsünün bulunacağını düşündüğünü söylüyor, ve o senenin sonunda gerçekten mike bell bir otelde ölü bulunuyor.

    --- spoiler ---
  • yarışmacı kişiliğimi sorgulattıran film. anabolik steroidlerden daha fazlası var bence altında. uzun süre ileri geri götürdü beni, yeri geldi basacağım epo'yu steroidi, anfetamini dedim, yeri geldi bunların hepsi sosyal olarak yaratılmış estetik kaygıları dedim, yeri geldi önce sağlık dedim, yeri geldi estetik olmadan gerçekten sağlık önemli mi diye kendimi sorguladım. en güzel yanı da net bir yargısının olmaması.
  • http://www.youtube.com/watch?v=viiikb7udcc 'side effects of being american' diye yayinlanan izlemesi zevkli bir film. ne kadar degistirici etkisi var.. bence adeta sifir cunku;

    obezite gibi bir baska buyuk sorunu ulkenin, steroid kullanan sayisiz insan.. internetten siparis vermek o kadar kolay ki.. hakkinda yapilan belgesel bile adeta bir gosteri, bu insanlarin bunu kullanmaktan yana cayacaklari yok. ta ki buyuk saglik sorunlari ile karsilasana dek. is isten gecmis olacak zaten amerikanin saglik problemini de ortaya cikaran bir baska sebep.
  • chris bell'in besin takviyesi adı altında ürün yaptığı bölüm ile aklımda yer eder belgesel.
    1:19:42'den itibaren.

    özellikle internette satılan vitamin destekleri, performans arttırıcı, penis büyütücü ilaçların böyle yapıldığını tahmin ediyorum.
    ne yani adam gidip kullanmadan önce de 13 santimdi, şimdi de 13 santim diye mahkemeye verip, delillerini sunup, tanık dinletip, bilirkişi incelemesi mi yaptıracaktı? birilerini zengin etti, dolandırıldı gitti işte.
  • --- spoiler ---

    steroid kullanımının aleyhine deliller bulmaya çalışırken, amerikan kongrelerinin dahi steroid kullanımını engelleyemediğini, ayrıca sporcuların steroid ve türevi maddeleri kullandıklarını reddetmediklerini ve sonunda çarkın, daha güçlü sporcularla birlikte nasıl döndüğünü anlatmaya çalışmış belgesel.

    belgeselde en unutamadığım an ise, pazularını inanılmaz derecede şişiren steroid manyağı birine sorulan soru:
    -neden yapıyorsunuz bunu?
    +küçüklük kompleksim vardı. ben de enine genişlemeyi ve pazularımı şişirmeyi düşündüm. kızlar seksi olduğumu düşünmeyebiliyor elbette!
    -ya peki neden?
    +ortamdaki en seksi kız ve erkek durup, erkek kızın suratını neredeyse kapatıp benim pazularıma bakıyor?
    -yani dikkat çekmek mi amacınız?
    +yani sonuçta erkek de olsa baktı bana.

    kadınları geçtim birinin kendisine bakılmasını sırf dikkat çekmek amaçlı adam pazularını kavun kadar şişirip estetikten yoksun bir hale getirmiş.

    esasen belgeselin sonlarına doğru amerikan pilotlarının bile adrenalinlerini kontrol almak adına başka ilaçlar kullandığını belirtip, rekabetin, insanın fiziksel sınırları dışında da devam edeceğini belirtmiş.

    belgeselin ortasında, steroid kullandığı için intihar eden bir aile de var. henüz ergenlik yaşlarında bir çocuk steroid kullanıp bıraktıktan 4-6 haftalık süreçte intihar ediyor ve aile, intiharın nedenini steroid olduğunu düşünüp, alkol satılan barda, çocukları steroidlere karşı önlem alınması konusunda çalışmalarını gösteriyor.

    bana göre ailenin tutumu tamamen duygusal ve intihar vakasını kestirmeden buna bağlamaları kendileri için en cazip duygusal çözüm..

    belgeselde de, bu tarz özendirici ilaçlar için kahramanlar yaratılması gerektiğini ve arnold schwarzenegger ve sylvester stallone gibilerinin bunun öncüsü olduğu açıklıkla belirtiliyor. zaten arnold bunu inkar etmemiş ancak açıklamaları, kurallara uyun ve çok çalışın güçlü olun cümlesinden geçiyor. kısaca, hocanın dediğini yap yaptığını yapma hususu.

    arnold ve bush arasındaki bağlantıyı çözmek bu belgeselde bunu görmek zor ancak arnold'un vali olmasında bush ile olan yakınlığını bilmek size yeter sanırım..

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap