• beğenmediğim halde seyrettiğim dizidir.

    mazallah uzaktan kumandaya 2 metreden fazla yaklaşsam evde kıyamet kopuyo.. seve seve izliyorum.
  • hayatımda izlediğim en sikik dizi afedersiniz. çok dandik ama ben her hafta yine de izliyorum. neden çünkü eleştirilecek çok şey var. bi kere o şehrazatın saçları ne öyle! benim saçlarım hep elektrikleniyor ordan burdan saç telleri çıkıyor. hiç gerçekçi değil. inek yalamış gibi bir tek tel saç bile çıkmıyor karının kafasından.

    sonra dizi reyting amaçlı bariz! prime-time dizisi değil sanat dizisi yapılmalıydı. bunu futbolcu kimliğimle söylüyorum ki dizi resmen türübünlere oynuyor! (ben çıktığım her maçta türübünlere oynadığım için bu konuda uzman olduğumu söylemeliyim). bıktık artık bu dizilerden bıktık yaa. ama izliyoruz o ayrı. neyse. bir de diyalog olayı var. o da ayrı bi rezalet. dizide bir dakikaya yaklaşık normal uzunlukta bir cümle düşüyor. sıkılıyoruz kardeşim. bence anlamlı-anlamsız fark etmez doldurmalılar o kısımları. iyi bir önerim var senariste (biliyorum ekşi sözlük okuyorlar ve burda benim söyleyeceklerim onlar için çok önemli). lütfen diziye ceza'yı ya da işte onun bi türevini dahil etsinler. çocuk pprrrrrrrrrrrrrrrrr ttttttrrrrrrrr gibi rep yapsın da havamızı bulalım. daha çok diyalog istiyoruz dizide.

    bitti sandınız di mi sayın yönetmen! haayır bitmeez daha söyleyeceklerim var benim. bi kere o çocuk var ya şehrazatın oğlu olan ucube. o çocuk genzinden konuşuyor ve tam bir gerizekalı. evet yanlış duymadınız gerizekalı! ben de insanlıktan nasibini almamış biri olarak 4 yaşındaki sevimli bir çocuğu böyle tanımlıyor olabilirim ama o çocuk bir gerizekalı. atın diziden. sıkıldık.

    diğer bi önemli nokta da (ki ben bunu mimar kimliğimlen söylüyorum) dizide bazı saçma ve mimarlık etiğine uymayan kısımlar var. saçma dediysem, o kelime yetmez ama yine insaflı davranıyorum size. bi kere bi kere o küçücük masalarda nası çizim yapıyo bu karılar! mantık hatası! ve ayrıca cimrisiniz siz evet cimrisiniz! koskoca binayı kiraladınız dizi için de oraya iki metrelik bi çizim masası atamadınız di mi. paranız yoksa gelin ben veriyim size bi masa.

    gerçi şimdi diyeceksiniz madem bu kadar izliyorsun neden eleştiriyorsun. ya da öyle birşey. ben izlemiyorum evet izlemiyorum. ama beyim izliyor. hem de zevkle izliyor. geçen gün sırf bu sebepten boşamayı düşündüm onu. geçen hafta da yengemgile yemeğe gittik onlar izliyordu ben de mecburiyetten izledim. o sırada cnbc-e'de sopranocular vardı, yalvardım onu açın diye ama dinlemediler beni. neyse konumuza geri dönelim.

    bu kusursuz eleştiri yazımı aslında azerice yarım yamalak türettiğim şahane bir diyaloglan bezemek isterdim. ama o da başka bir entrye nasipmiş artık lütfen kusuruma bakmıyorsun di mi sayın yönetmen. sayın dediysem, yanlış anlama. sana saygı duyduğumdan değil çok berbat bi yönetmensin sen. dizinden de nefret ediyorum. ama izliyorum, o ayrı. malzeme çıkıyor ehih. gelsin şukelalar. ıhm neyse.

    ha bir de şey yapacaktım, o yüzbindolar hem yuro hem de dolar kurlarıyla işte dizinin son bölümünde neye tekabül eder onu da bir hesaplayacaktım ben. geçen gün izlerken aklıma geldi bence yaratıcı bir fikir olabilir. hani şehrazat bi kere veriyo yüzelli bin dolar (yüz müydü yoksa) alıyo, iki kerede ne olur üç kerede ne olur filan. sonra o paralarlan ne alabilir. mesela binyapıyı alır mı. onuru kahya keremi bahçıvan olarak istihdam eder mi vesaire. bence yaratıcı bir fikirdi. evet yaratıcı.

    bir şe şu klasik müzik meselesi var. yönetmen. unutuyorsun ki klasik müzik bizim tekelimizde. lütfen oyuncularına ibo ya da ebru yaşar dinletmelisin sen. buramıza kadar geldi artık. (alnımı gösteriyorum). senin o oyuncularınla aynı müziği dinliyor olmak tüylerimi ürpertiyor.

    sonra, şehrazatla bennu neden sürekli birbirlerine "canım benim" diyorlar? bıktık ama yeter bu kadar da olmaz. benim size bir kaç önerim var bu noktada, mesela "kanki" diyebilirler. ya da "canciş" olabilir , (hem bu sayede sözlüğe de bir selam çakmış olursunuz di mi yyaaani). demesinler bir daha. sıkıldık.

    pardon bir şey daha var. o şehrazat niye gülmüyo yaa! güldürün onu biraz. izleyici öyle olsun istiyor. ne biçim kadın o öyle. söyleyin ona diyin ki şey diyin "gülümse şehrazat erkekler pozitif kızları sever". gerçi sizin saçma dizinizde o nemrut suratına herkes aşık oluyor ya, neyyyysssee. o da ayrı bi saçmalık. a bir de lütfen hep aynı küpeleri takmasın. biz bayanlar olarak farklı küpe görmek istiyoruz.

    son olarak da tespit ettiğim saçma bir durum daha var. bu insanlar hiç mi tuvalete gitmez kardeşim! saçmalığın daniskası. hiç gerçekçi değil. lütfen tuvalete gitsinler. biz seyirci olarak görmek istiyoruz tuvalet sahnelerini. biraz empati be kardeşim yaa pls.

    şimdi aklınızdan (ben hala yönetmen ve senaristle konuşuyorum bu arada, yanlış anlama olmasın) ne diyordum, aklınızdan nasıl bir soru geçtiğini biliyorum. diyorsunuz ki, madem bu kadar dandik bi dizi yapmışız nasıl oluyor da reytinlerin tozunu attırıyoruz biz. şimdi uzman psikolog kimliğimle anında bir açıklama getiriyorum size. türk toplumunun seksist ve önyargılı ve bastırılmış cinsellik temaalarıyla bezenmiş ahlak anlayışı, geçim sıkıntısının getirdiği ve sevgili freud'un "kadınlarda dolara tapma" şeklinde ifade ettiği davranış biçimiyle kesişiyor, sonra buna bir de türk kadınının ulvi annelik hıssiyatı ekleniyor ve işte bingo! kusura bakmayın ama, zaten böyle halkın ilgisini çekebilecek bir konuyu ben de dizi yapsam ben de reyting birincisi olurum. sıkıyorsa yapsanıza bir sanat dizisi! görelim bakalım kim izler o zaman.

    (iki dakika ara vermem lazım salyalarımı silicem, kusura bakmıyosunuz di mi yönetmen)

    bir de hazelnuss olayı var. onu tam yakalayamadım herhalde beyime çay getiriyodum ben o sıra. ama takipteyim onun da bir eksiğini bulurum elbet.

    neyse ben yavaş yavaş yazıma son veriyorum. sayın yönetmen, sözüm sana. aslında seninle meslektaş sayılırız zamanında bizim de birkaç dizi yönetmişliğimiz vardır. gerçi bizimkiler sanat dizisiydi, hatta bir tanesi "gümüş atmaca" ödülü aldı rize'de bir dizi festivalinde. neyse. sana tavsiyeler hazırladım canım benim. dizin çok saçma. bu mantık hatalarını elimine edebilmek için en şahanesinden üç-dört adet sözlük yazarını ekibine dahil etmeni salık veririm sana. böylece kan kırmızı gözleriyle arayıp buldukları mantık hatalarını sözlüğe yazmadan önce sana bildirirler. sen de icabına bakarsın. bir diğer tavsiyem de, misal şehrazatı güldürecek bir soytarı bul. o da işe yarar. son olarak da accessorize'de çalışan bir kankim var benim. onunla bi görüştüreyim seni de her hafta yeni takılar bulsun şehrazat için. biliyorsun bıktık o küpelerinden.

    hadi canım öptüm byeee
  • "des" = "dövize endeksli seks" kavramını ortaya çıkarmış ve dolarizasyon kavramına yeni bir boyut kazandırmıştır. niye dolarla yapılıyor bu işlem? neden ytl değil? kadın doları o gece yattıkları kurdan mı çevirdi yoksa ertesi günkü kurdan mı? bu kadar para delisi bir kadın mı bu? yoksa adam ertesi gün doların düşmesini mi bekliyordu? bu soruların cevabını bekliyorum herkes gibi!
  • "siyah gece"den sonra "karanlık kader" kavramını hayatımıza sokan dizi.
  • çok kibar bir dizi. ne zaman denk gelsem şu diyaloğa şahit oluyorum:
    - bi kere versen?
    - onur bey lütfen!
    - şehrazat lütfen!
    - bi kere versen ölür müsün?
    - lütfen ama lütfen?

    [sahne değişir, bu arada başka bir mekanda]
    - kerem lütfen
    - peki bennu nasıl istersen
    - kerem lütfen
    - bennu lütfen
    - ali kemal, çocuklar lütfen
    - anne lütfen
    - gani lütfen
    - bey amca lütfen
    - kızım lütfen
  • annemin şöyle bir yorumuna sebep olmus dizidir;

    ali kemal'in metresi cansel: ali kemal bu gece kal, yarın gidersin. bari bir gece daha koynunda uyuyayım.

    sofa'nın annesi : ıyy ben bu yaşımda girmem be bu adamın koynuna!!
  • dehşet içerisinde izlediğim bir bölümü daha geride bırakan dizidir.bennu'nun gerizekalı olduğunu zannediyordum ama bu bölüm vasıtasıyla tamamen inanmış bulunmaktayım.
    aptal bennu,sözlerim sana:sen diil miydin aylarca 'kerem,kerem' diye vıyık vıyık ağlayan,sen diil miydin'keremim benim güzel platonik sevgilim' diye şarkılar söyleyen ?? sen hem elalemin konuşmalarını izin almadan dinle,sonra ne olduğunu bile bilmeden sinir krizleri geçir,adamın anasının yanında bir afralar,bir tafralar.ne oluyosun sen be?ben kerem'in yerinde olacaktım varya çakmıştım sana iki tane çoktan.hemen havalandın,bir pozlara girdin.kızım adam zengin,eh yakışıklı sayılır,karizmatik ve de kimbilir kaç yaşında birisi,sana bakir olarak gelip kendini sana sunmasını mı bekliyordun anlamadım ki?tamam başından birşeyler geçmiş olabilir ama bak seni annesiyle yemeğe çıkartıyor sen de ilk seferinde en yapılmaması gereken terbiyesizliği yapıyorsun.
    adam gibi git yemeğini ye,gevrek gevrek gül sonrasında çek keremi bir kenara nedir bunun aslı astarı öğren.

    havalara girme bennu,havalara girme....zaten evde kalmışsın,daha beter olacaksın bak sana söyliyim.
  • tomris inceri redkitteki cenaze levazımatcısına benzettikleri dizi...bir istanbul masalında canladırdığı karakter tarz bir kadındı oysa...
  • şehrazatın gene abuk subuk bi mekana iyi niyeti, temiz kalpliliği, alo beyazlığı ile gittiği, başına gelecek binbir boktan sonra da, onur bey lütfen, kerem bey lütfen, lütfen ama lütfen, ben böyleyim, ben şöyleyim, ben bakire meryemim, sütten çıkmış ak kaşığım, ben etik ahlak kural kumkuma sahibiyim, gokten zembille indim, inerken yolu beğenmedim, u dönüşü yaptım da geldim diye diye devam edeceği dizidir.

    hayır sen ne biçim insansın yaw... ne kadar yapaysın. ne salak bir karaktersin. cansele, burhan beyin gelinine kurban ol yaw... sentetik suni deri vinneks insanı...
  • herkesin gittikçe salaklaştığı dizi. şehrazat'ın ses tellerinde beş tane nodül varmışçasına sürekli aynı puslu ses tonuyla konuşan biri olmasının yarattığı histen söz etmiyorum bile. kadının tüm hisleri tek tona kurban gitmiş yemin ederim, bi açıl şehrazat bir kahkaha at, bi sesli ağla, bi mıcırda bi bi şey yap, fenalık geldi içime ya. anladım ben saçlar yüzünden. saçlar sürekli gergin, sürekli toplu, ses teli geriliyor kadın geriliyor tabi, böyle sürekli kilden yüz maskesi yapmışçasına ifadesizleşiyor. eyyy yapımclar senaristler şu kadının saçına bi röfle bir şey bi tam kıvırcık perma yapın açılsın kadın diyorum, ayıptır günahtır yazıktır gençliğine.
hesabın var mı? giriş yap