dertli dolap

• bir nezihe araz kitabi.
• (bkz: benim adım dertli dolap)
• derdiyle hoşnut, sevdiği ile he-r-dem he-m-hal olan ..
• yeni bir altıncı nesil yazar.
• altıncı nesil şeker yazardırlar.. madem dertli dolap olarak geldiler.. biz de onu güzel bir dörtlükle selamlayalım:) aynamsın.. severek..
  
  ali ali deyip ne inilersin
  inilersin dolap derdin ne senin
  sen de benim gibi yaralı mısın
  inilersin dolap derdin ne senin
  ...
• nezihe arazın yunus emrenin hayatını anlattığı keyifle okunan bir kitap. güzel bir yolculuk hikayesi.
• yunus emre'nin şiirine de (bkz: benim adım dertli dolap) ilham olan suriye'de hama şehrinde bulunan roma döneminden kalmış su dolaplarının diğer adıdır. tahtadan yapılan bu dolaplar sayesinde üzerinde bulunduğu asi nehrinden eskiden şehire su taşınırmış.
  
  halen su taşıma işlevini sembolik olarak yerine getiren bir iki tanesinin bulunduğu bu su dolaplarından bu şehirde zamanında yüze yakın sayıda bulunduğu halde, günümüzde halen 17 tanesi ayakta olup; bu dolapların dertli olarak bilinmesinin nedeni ise, ahşap olmaları yüzünden dönerken çıkardığı iniltiye benzeyen sesler, gıcırtılardır.
  
  bir çağlayan kenarındaymışsınız gibi hissettiren bu devasa ahşap dolaplar, suriye'ye giderseniz ve yolunuz hama'ya düşerse mutlaka görülmesi gereken, tavsiye edebileceğim yerlerdendir.
• nezihe araz'ın piyasada kolay kolay bulunmayan, yunus emre'nin yaşamöyküsünü anlattığı eşsiz çalışması.
  
  okuyucusunun göz yaşlarını tutmakta zorlandığı, zaman zaman da sakin sakin tebessüm ettiren, ardından büyük coşkulara gark eden kitabın arka kapağında bakın nezihe araz ne diyor:
  
  "yunus emre’yi annemin büyükannesi bülbül hanımın, beşiğini sallarken bana söylediği yunus deyişlerinden tanıdım. o gündür bu gündür tatlı birlikteliğim devam ediyor. herhalde, "yaylalar yaylamaz oldu" diye ağlayan ayrılık aryasını da, bu dünyadan giderken birlikte söyleyeceğiz.
  
  yunus emre, insanoğluna; kurtuluşa, huzura, sevgiye ve birliğe, götüren gücü; koşullar ne olursa olsun, kendi içinde, kendi birikiminde araması gerektiğini şiirsel bir ustalıkla anlatmaya çalışan kişidir.
  
  bu noktayı yakalayan insan üstü kutsal barışı nefsinde birleyen ve uyarlayan bir sevgi ve barış müjdecisidir.
  
  yunus’un önerdiği bu çağdaş insan onun deyimiyle söylersek:
  
  "yetmiş iki millete bir gözle bakan",
  
  "yetmiş iki milleti kurban olan",
  
  "yetmiş iki milleti hak gibi gören" er sahibi bir kişidir artık.
  
  ama bu ilkeleri kabul etmeyen ve ona göre yaşayanlar da var. onlar için de yunus şöyle diyor:
  
  "yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan"
  
  "şeriat açısından ermiş kabul edilse bile, gerçekte, bir asidir." böyle biri: arıklar safında asla imam olamaz. tanrı katında, hesap vermeleri gerekir.
  
  oysa yunus’un sevdiği insanlar:
  
  "haram eline gelse bile direnip yemeyen",
  
  "dili de davranışları da acı olmayan",
  
  "yediği yoksul eti, içtiği kan olmayan",
  
  "kendini peygamber sanıp halkın başına dert kesilmeyen",
  
  "içi-dışı bir"
  
  "ettikleriyle dedikleri aynı",
  
  "imanında hür, yumuak, hoşgörülü..."
  
  "fetvayı, kendi gönlünden alan",
  
  "yaradılmışı, yaratandan ötürü sevenlerdir."
  
  işte, yunus emre’nin, aydınlatıcı, umut veren dost eli, 2000’li yıllarının eşiğinde kuşku ve hatta korku içinde bekleşen çağımız insanlarına bu duygularla uzanmıştı. onun bu niteliklerini tanıtmakta ve tanımakta sayısız yararlar var ve dertli dolap bunun için yazıldı.
  
  kitapta bir eksiklik görürseniz suç yalnızca, onu kaleme alanındır. böyle biline."
• tasavvufun şahikasının en nadide örneğidir.
  
  yunus emre - dertli dolap
• nezihe araz tarafından yazılan, yunus'un hayatını ve tanrı kavramını sorgulamasını anlatan kitaptır. kitaba ismini yunus'un bir dörtlüğü vermiştir.
  
  benim adım dertli dolap
  suyum akar yalap yalap
  böyle emreylemiş çalap
  derdim vardır inilerim
  
  buradaki, "dert" özellikle o dönemde, sorgulamanın verdiği ağırlıktır. kitap oldukça akıcı ve masalsı bir dille yazılmıştır. hacı bektaş-ı veli gibi o dönemin önemli isimleri de çok iyi bir şekilde anlatılmıştır. öyküye bir müzikal gibi ara ara yunus'un şiirleri eşlik etmektedir. tasavvufa ilgi duymayan insanların bile alıp kurmaca bir roman gibi okuyacağı türdendir.
  
  edit: imla