• overkill'in years of decay albümünden sonra ayrılan gitaristi. bilhassa elimination, i hate you, time to kill, skullkrusher şarkılarındaki performansıyla bilinir.
  • the years of decay albumunun ic kapagindaki fotografiyla gencligimizde idol, karizma kavramlarina tanim getirmemizi saglayan, overkill'den ayrilmasi sirasinda uzuldugumuz guzel insan, yaratici gitarist.
  • overkill'in kıymetini bilemediği gelmiş geçmiş en iyi gitaristi. asıl ilginç olan şu ki ilk 4 albümde gurubun tek gitaristi olarak tüm bestelerde kendisinin imzası var. ritim gitaristliği kadar solo gitaristliği de bi hayli eksantriktir. başucu eserleri under the influence ve the years of decay olarak gösterilebilir. tınısını özlüoruz.
  • tam olarak gerçek mi değil mi emin değilim ama, aşağıdaki adreste kendisinin overkill'den niçin ayrıldığı konusunda bazı şeyler bulabilirsiniz:

    http://www.metal-rules.com/interviews/bobbyg.htm
  • elimination'ın klibinde şekilli sakalları ve güneş gözlükleriyle öyle bir solo atışı vardı ki, yıllarca new jersey ülkü ocakları başkanı diye bildim ben bobby reisi.

    dur lan yoksa dd verni miydi o? onda da bi ülkücü bıyığı filan vardı sanki. hatta "başbuğlar ölmez" şarkısının baslarını o çaldıydı, mustafa yıldızdoğan'ın arkasında...
  • zamanında, rust in peace öncesi sanırım so far so good... so what döneminde mustaine megadeth'e katılmasını teklif etmiş, ama o dönem overkill'in daha da büyüyeceğini düşündüğünden kabul etmemiş. trajik tabi.
  • hey gidi dombili bobby gustafson... biz senin riff'lerinle büyüdük be. o diferansiyel denklemleri, termodinamiği mekaniği çalışırken beynimizi ikiye böldük, bir tarafta sigmalar epsilonlar, bir tarafta "i know your name and i know you came you are fuckin' hammerhead", feel the fire, i hate vesaire. her ne kadar aleme horrorscope ve wide fuckin open gibi iki şaheseri kazandırmış gant-cannavino ikilisini daha başarılı bulsam da senin yerin hep ayrı oldu be delioğlan...

    bir süredir kendisini sosyal medyada takip ediyorum. kısa bir süre öncesine kadar ak sakallı bir dede bana gelip "ey oğul, üç vakte kadar sosyal medyayı öveceksin" dese idi sakalına hürmeten "he dede he" der geçerdim. ancak gün itibarı ile sosyal medya denen olguya bana bu enteresan kişiliği daha iyi tanıttığı için kendimi borçlu hissediyorum.

    bobi aslen italyandır ve çok koyu bir katoliktir. sıkı bir ny jets taraftarıdır (öyle bir takım olduğunu kendisinden öğrendim) ny jets'e laf edene küfreder. şimdi düşünün ki pentagram üyelerinden biri tuttuğu takıma laf edene "alayınızın ömoğa korum la yavuşahlar" falan diyor, düşünemediniz değil mi? pentagram dediğin en fazla "eheh spor kardeşlik" der geçer. ancak bobby reis tribün çocuğudur, daha önce de bahsettiğim gibi amerika kıtasında yetişen bir amigo sefadır. tuttuğu takıma laf edene hiç düşünmeden takımlarını gösterir, ki yapmıştır. ny jets ile hafiften daşak geçen bi elemana "fak yu lan it, allah'ına kadar ny jets'liyim hoşuna gitmiyorsa sil lan kendini listemden amınakodum" demiş, karşısındaki neye uğradığını şaşırıp "aman abi ne yaptın ben de jets taraftarıyım kötü gidişi eleştiriyordum" deyince "haaa oldu o zaman" demiştir. bobby bizdendir. bobby herhangi bir lümpenimsi mahalle abisinin katolik olduğu anda neye benzeyeceğinin et, kemik ve sinirden mamul kanıtıdır.

    katoliktir demiştim. hani küfürbaz hacı dayılar olur da cuma günü tam birisinin anasına sövecekken "anasskhhhh... tüvbe estağfurullah sövecektim az daha mübarek gün" der. işte bobby gustafson bir sosyal medya paylaşımında bunun pazar versiyonunu bizlere yaşatmış, kendisini sevmediği biri hakkında gaza getirip küfrettirmeye çalışan bir hayranına "mübarek pazar günü ağzımı bozmak istemiyorum brian" demiş, newyork-aşkale arasında bir gönül köprüsü kurmuştur. ha bu arada sevenleri gustafson'a mütemadiyen gaz verir.

    obama'dan nefret eder. liberallerden ve solculardan hazzetmez. liberallere "liberal" ve "retard" sözcüklerinin karışımı olan libtard sıfatı ile hitap eden sevimli bir redneck kitlesi vardır. obama'yı kendilerine karşı cihat ilan etmiş olan müslümanların bir temsilcisi, hatta bir nevi casus olarak görür, sıkı bir cumhuriyetçidir. enteresan bir şekilde kavgalı ayrıldığı blitz de cumhuriyetçidir. buna rağmen hıristiyanlıktan farklı dinlere tek bir laf sokmuş olduğunu görmedim. bobby reis "lekum dinukum ve liye din" prensibinin sıkı bir uygulayıcısıdır.

    ancak bobby'nin bunların hepsinden daha fazla nefret ettiği tek bir şey vardır: dd verni. the years of decay albümünden sonraki ayrılığın blitz ve verni'nin (özellikle verni'nin) kendisini satması nedeni ile olduğunu savunur. bu ikisini asla affetmez, bu durumu "yengeç burcuyum, beni satanları bir ömür affetmem" diye açıklar, kendisi gruptan ayrıldıktan sonra overkill'in çıkardığı ilk albümün adının horrorscope olması allah'ın bir hikmeti midir bilinmez. blitz'in vokalistliğinin hakkını verir ama verni'nin basçılığını hiç beğenmez, "ilk iki albümü katletti" der. "benim bestelerimle bu noktaya geldiler amına koduklarım" lafını dilinden düşürmez. kendisinden sonra gelen gitaristler arasında sadece rob cannavino'yu beğenir, bunun nedeni muhtemelen cannavino'nun bir dönem kendisinin teknisyeni* olmasıdır. ara sıra dave linsk'in videolarını paylaşıp "guys, şu benim şarkıların içine sıçmasanız artık diyorum" der, kitlesi "right on bobby" diye gaz verir, bobby yardırır. bu kitlenin içinde koltuklarımızı kabartan bir iki türk de vardır.

    yine bir paylaşımına göre verni vakti zamanında bobby'nin annesine saygısızlık yapmıştır. "cennet anaların ayakları altındadır bobby, o verni denen haddini bilmez bunu bilmiyor muymuş" diye yazacaktım ama vazgeçtim sonra.

    bir diğer entry'de bahsedildiği üzere kendisi daha sonra ailesinin sıhhi tesisat firmasında çalışmaya başlamıştır. bir zamanlar alemin en büyük shredder'larından biri iken şimdi "şu ondört onaltıyı uzatsana lan yarraam" diyor olmak açık açık söylemese de kendisini bir hayli rahatsız etmektedir, bu duruma düşmesine sebep olduğu blitz ve "cüce" diye refere ettiği verni'ye çok az insana nasip olan bir kin besler. bir zamanlar megadeth'ten teklif almış olduğunu kendisi de teyit etmiştir, bunun için her ne kadar başını duvarlara (paylaşım duvarına) vursa da ortada marty friedman gibi bir deha varken "iyi ki overkill'de kalmış" demekten alamıyorum kendimi. kitlesi sürekli "haydi bobby yapabilirsin" diye kendisini gazlar, hatta anthrax'ın gitaristi ayrılınca, onun yerine başvurması için bir hayli destek görmüştür.

    bobby halen new york'taki (yoksa jersey miydi?) jim's plumbing adlı firmada çalışmakta; işine gücüne ekmeğine bakmaktadır. gidip elini öpebilir, "şu boru anahtarını imzalasana abi" diyebilir, kafanızı yardırtabilirsiniz.

    işte bobby gustafson özetle böyle bir insan sevgili okurlar. bir sonraki resimhane şatıroğlu ile insan manzaraları programında buluşmak üzere mutlu ve esen kalın, ahahah tabi bir de sert kalın.
  • (bkz: hizmet aşığıyız)

    sevgili okuyucu, az sonra okuyacakların internette (en azından türkçe sayfalar arasında) sadece burada var ve eğer sen de benim gibi bir speed metal vakanüvisi isen biliyorum ki şu anda heyecandan ellerin titremekte.

    dolayısı ile seni fazla bekletmeyeyim: yıllarca riff'lerini dinlediğin, headbang'ine hasta olduğun, shred'lerine kulak kabarttığın bobby gustafson'un şu anda çalışmakta olduğu tesisat firması aşağıda:

    http://absoluteplumbingwpb.com/

    firma west palm beach, florida'da. dolayısı ile bu satırları okuyor ve florida'da ikamet ediyorsan bu kutlu insanı evine çağırmak ve patlak borularını yaptırmak imkanına sahipsin. gözlerinin önünde yaşayan bir tarihin "alyan setini yine mi dükkanda unuttun lan yarrak kafası" demesine şahit olabilir, bir zamanlar efsane bellediğin zatın lavabo tezgahının altına girecem diye kıç çatalını sergilemesi karşısında "vay monako nerden nereye la" diye ibretten sarhoş olabilir, yeni dünya'ya fethullah kontenjanından gitti isen bu ibretli anları pilavlı sohbetlerde anlatabilirsin.

    hatta kim bilir, belki de bobby'nin vanaları sıkarken usulca who tends the fire'ı mırıldandığına şahit olabilirsin.

    ve bana teşekkür etmene gerek yok. dedim ya ben sadece bir vakanüvisim. belki bir gün bir yerde karşılaşırsak bir çay ısmarlarsın, o gün geldiğinde aklında olsun, şekersiz içiyorum.
  • bu adama yazık ettiler. overkill bir daha asla eskisi gibi olamadı. oysaki kalsaydı kimbilir ne mükemmel albümler yapacaklardı. böyle bir virtüozün metal aleminden kayıp gitmesi gerçekten çok üzücü...
hesabın var mı? giriş yap