• mussorgsky'nin bestelediği ve yazdığı, bir prolog ve dört perdeden oluşan opera.

    çar 4. ivan'dan sonra başa geçen oğlu feodor, yedi yıl saltanat sürdükten sonra ardında veliaht bırakmadan ölür. bunun üzerine halk, boris godunov'u çar olarak seçer. şudov manastırında bulunan tarihçi pimen ise gelecek konusunda pek iyimser değildir. feodor'un oğlu küçük yaşta esrarengiz bir biçimde kaybolmuş, bazı insanlar bu olayın boris godunov tarafından düzenlendiğini söylemişlerdir. pimen'in arkadaşı keşiş grigory feodor'un oğlu dimitri'nin yerine geçerek boris'e karşı çıkmaya karar verir. boris ise durumundan yakınmaktadır; dimitri'nin hayali gözünün önünden gitmemektedir. saray nazırı prens şuiski, kendisinin dimitri olduğunu savunan bir gencin halkı etrafında toplamaya başladığını haber verir. sahte dimitri bazı çevrelerce desteklenmekte, özellikle polonya'daki soyluların yardımını sağlamış bulunmaktadır. bu soylulardan marina mnişek genci sevmekte, onunla evlenip çariçe olmayı ummaktadır. grigori topladığı askerlerle ve halkın desteğiyle moskova'ya ilerlerken, boris godunov boyar kurulu'nu toplantıya çağırır.vicdan acısı çarı moralman çökertmiş, ruh sağlığı bozulmuştur. kurul toplantıdayken pimen gelir ve dimitri'nin ugluş mezarlığında gömülü olduğunu haber verir. boris, herkesin dışarı çıkmasını söyler,oğlunu çağırır, ona iyi ve adil bir çar olmasını öğütledikten sonra tahtına yığılıp kalır.
  • 1584-1598 yılları arasında fiilen, 1598-1605 yılları arasında resmen hüküm sürmüş, tatar kökenli rus çarı.
  • 1874'ten 1975'e kadar 100 yıl içerisinde bestecisine saygı gösterilmeden sürekli değişime uğratılmış belki de tek operadır.

    bir prologue ve dört perdeden oluşan opera ilk kez st petersburg'da 1874'te sahnelendi. libretto'sunu bestecisinin yazdığı ve puşkin'in aynı adlı ve 24 bölümlük eserinden alan opera, mussorgsky'nin 1881'deki ölümünün ardından elden ele dolaştı.

    ilk değişikliği yapan rimsky-korsakov olmuştur. arkadaşının eserine güya büyük bir saygıyla yaklaşan korsakov, operanın kendine kaba ve sert gelen bazı yerlerini tamamen değiştirdi, kendi deyimiyle "düzeltti". bu düzeltmenin dönemin opera sanatçılarının eserdeki bazı yerlerde zorlanmaları üzerine ricaları yüzünden olduğu sanılıyor. günümüzde, bu değişikliğin eseri mussorgsky'nin kendi kafasındaki kurgudan tamamen uzaklaştırdığı kabul edilir.

    ikinci tahrifat 1940 yılında shostakovich tarafından yapıldı. besteci operanın orjinal melodileri üzerine yepyeni ve bağımsız bir orkestrasyon düzenlemesi yaptı ve yine güya düzeltti.

    1975 yılında david lloyd-jones tam tersini yaparak 1874 yılına geri döndü ve eseri orjinal haliyle yeniden düzenlemeyi başardı. günümüzde opera salonlarında dinlediğimiz versiyon jones'un emeği sayılmaktadır.
  • altın orda devletinden göç etmiş tatar soyundan gelen bir ailenin cocugu ve ilk tatar kökenli rus çarı...
  • aleksandr puşkin tarafından 1825 yılında yazılıp 1831 yılında yayımlanan ama 1866 yılına kadar sahnelenmesi için devlet sansüründen geçemeyen 25 sahnelik trajedi oyunu. oyunda 1598-1605 yılları arasında 7 yıl rus çarı olarak hüküm süren boris godunov'un çarlığa geliş süreci ve sonrası anlatılmaktadır. oyun rus toplumunda o dönem oluşan bir söylenti olan, genellikle tarih kitaplarına yaşanmış bir hadise olarak geçmeyen ama hep bir soru işareti olarak kalan boris godunov'un çar olabilmek için selefi prens fyodor'un (ki meşhur korkunç ivan'ın oğludur) küçük kardeşi dimitri'yi öldürttüğü hikayesi üzerinden ilerler.

    godunov'un dimitri'yi öldürttüğü düşünülür çünkü fyodor zaten silik bir kişilik olarak bilinir yani fyodor'un elinden tahtı almak pek bir sorun teşkil etmeyecektir ve zaten godunov 7 yıl süren resmi hükümdarlık süresinin öncesinde de daha önce korkunç ivan tarafından koruyuculuğuna getirildiği fyodor'un yerine rusya'nın arka plandaki yöneticisi olmuştur. ve yine tarihte duraklama dönemi olarak bilinen bir zamana da denk gelince halk, ortaya aslında ben ölmedim suikastçilerin elinden kurtuldum diye fırlayan ve tarih kitaplarına sahte dimitri olarak geçmeyi başaran sahtekara hemen itibar etmiştir. adam hiç de fena sayılmayacak ordu toplayıp boris godunov'un üstüne sefer düzenlemiştir falan. yani zaten kalkıp altın orda devleti'nden rusya'ya geliyorsun, tatar soyundansın, kalkıp çar'ın sevgisini kazanıp rurik hanedanının hükmünü bitirip tahta geçiyorsun, sana karşı olan boyarları sürgüne gönderiyorsun bir de halkı bunalım ve karışıklık dönemine sokuyorsun. e tabi halkın da dimitri'yim olm ben ölmedim diyen adama inanmaması mucize olur.

    neyse oyun böyledir işte, öldürdü mü öldürmedi mi neler oluyor burda tarzındadır ve puşkin bu oyunu biraz da william shakespeare'in macbethadlı trajedisinden esinlenerek yazmıştır.
  • boris vian'ın adının esin kaynağı olan opera.
  • puşkin'in, arkadaşına yazdığı mektuba göre, sesli bir okumadan sonra "a, evet puşkin, evet, seni orospu çocuğu" diyerek memnuniyetini dile getirdiği kendi oyunu.
  • sofya'da iki ay önce sahnelenen opera. mal kafam merak etmedim, nedir ne değildir. kafamı sikeyim, daha da bu operayı canlı izleyemem :(
  • puşkin'in aynı isimli oyunundan uyarlanan bir mussorgsky operası. şurada da 1978'de moskova'da sahnelenmiş bir örneği mevcut.
  • rus edebiyatı odacığıma yeni eklediğim puşkin'in trajik, öğretilerle dolu, dostoyevski akıcılığındaki kitabı boris godunov.

    bitirdiğimde hissettiğim tatmin hissinden bi' tık daha akılda kalıcı bir olay vardı, o da, puşkin'in puşkin isimli bir karakter yaratmış olması ve sık sık onu konuşturması...

    ilkokulda kendi kendimi eğlendirmek için yazdığım öyküleri okuyan türkçe öğretmenim bir sonraki öykümde bir karaktere kendi ismimi vermemi ve nasıl bir his olduğunu ona anlatmamı istemişti.

    deneyimim çok eğlenceliydi, hem benden bağımsız olan hem de ne yaparsam yapayım hakkımda ipuçları veren bir karakteri konuşturmaya çalışmak, en basit tabiriyle garip bir şeydi.

    aklıma o öykü geldi puşkin konuştukça...

    neyse, özne olmaktan çıkıyorum ve tekrar kitaba dönüyorum.

    ''belki dimitri'dir, belki düzmece'' gibi bir cümle var bir yerlerde. okuduğumda kitabın kalbinin orası olduğunu düşündüm nedense.

    aslında puşkin biraz ters köşe yaptı beni. hızlıca bitireceğimi zannederken, sayfa sonlarında düşünüyor halde buldum kendimi, güzel şeyleri sorguladım, güzel şeyler öğrendim.

    mesela şöyle bir kısım vardı: ''sevgili oğlum,
    kadın yüzünün kanını coşturduğu yaşa giriyorsun,
    kutsal temizliğini, masumluğunu,
    gururlu utangaçlığını kaybetme.
    gençliğinde duygularını
    iğrenç zevklere kaptırmaya alışmış olanlar,
    yaşlandıkça kederli,
    kan dökücü olurlar.
    zekaları vaktinden önce sönmeye yüz tutar''

    piiiiiifiyt...

    ''gururlu utangaçlık'' çok güzel bir tanımlama olmamış mı?
hesabın var mı? giriş yap