bright eyes
-
bright eyes, conor oberst adli 20 yasinda bir gencin kurdugu, aci ve depresyon yuklu sarkilarla insana yeter artik, olelim de kurtulalim dedirten bir gruptur. saddle creek plak şirketinden çıkarır albümlerini. her albüm bir öncekinden daha özeldir. illa alinacaksa fevers and mirrors albumu onerilir. haligh haligh a lie haligh isimli parca favorimdir. aglatmayacagi insan yok gibidir. sarkinin bir yerinde "our conversations are circles and always one sided, nothing is clear." diye bir cumle gecer. iletisim diye bir sey olmadigina kanit olarak algilanabilir.
-
yaklaşık 12 sene önce küçük bir çocuğun hayalleriyle başlıyor bu sonsuz yolculuk,hayatımın en önemli isimlerinden biri olması için birgün...çok uzun,çok derin bir hikaye bu aslında.bright eyes'ı tanımak için daha öncesini de az çok bilmek gerekiyor.aslına bakılırsa bright eyes her ne kadar herşeyiyle sadece conor oberst miş gibi gözüksede perdenin arkasına baktığınızda en az conor kadar önemli olan iki isim vardır.temelde bright eyes üç kişilik bir gruptur diyebiliriz.bu isimler multi-enstrumanalist mike mogis(gerçek adı fevers and mirros'da michael mogis olarak geçer) ve nate walcott'tur.bright eyes'ın oluşumunda ve büyümesinde conor oberst ne ise mike mogis'de odur.conor onlar için şunları söyler: 'biz üçümüz bright eyes'ı oluşturuyoruz aslında.ben birşey hayal ediyorum,onlar gerçeğe dönüştürüyor...'
bundan oniki yıl öncesine, 1994'e doğru yol alırsak, bugünün temellerinde neler yatıyor görebiliriz.henüz 13 yaşında olan, okuldan eve gelip gitarı eline alan bir conor oberst var.cursive'den tanıdığımız tim kasher ve ted stevens ile conor'dan bir yaş büyük olan kardeşi justin oberst o dönemin diğer önemli isimleri.ayrıca saddle creek'ten önceki lumberjack records.aslında conor'u keşfeden(ya da üzerinde büyük emeği olan) kişi ted stevens'tır.bu kişilerin hepsi o zamanlar omahada yaşamakta.zaten conor oberst'de nebraska doğumludur.o zamanlar 13 yaşındaki bu gözlüklü dişlek çocuk gitar çalan söz yazan biridir.okuldan eve dönüp ailesinin evinin bodrum katına iner ve beste yapar...daha sonra bu isimlerinde yardımıyla ilk kayıtlarını yapar oberst.yanılmıyorsam sadece 300 adet kaydedilen bir conor oberst albümü doğar.ismi ise water.ted'in arkadaşları cidden bu çocuğu beğeniyormusun,yoksa onu korumaya mı çalışıyorsun gibi sözler bile söylerler.o albümün şarkılarını dinleyip sözlerine bile baktığınızda 13 yaşında bir çocuğun nasıl böyle laflar ettiğini anlayamazsınız.conor şuanda rock's boy genius olmayı fazlasıyla hakediyor.conor'un bir yıl içinde here's to special treatment diye bir kaydı daha vardır ayrıca. ayrıntıları geçersek robb nansel ve ted stevens bir dormda mike mogis ile tanışırlar ve esas hikaye bundan sonra başlar.işler büyütülür,hayaller büyütülür ve saddle creek records kurulur.conor şunları söyler "her işi kendimiz yapıyoruz,yardım eden yok,ilgilenen de yok.eğer birşey yapacaksan onu nasıl tek başına yapabileceğini öğrenmelisin.bu sebeple kendi plak şirketimizi kurduk"..
bundan 1 sene sonrasına göz atacak olursak esasen conor oberst'in projesi olan commander venus'u görürüz.aslında baktığınızda conor'ın tarzı olmayan, sert bir müzik yapıyordu o zamanlar bu grup.ilk albümleri do you feel at home'u yayınladılar.fakat conor bundan pek haz etmiyordu ve sürekli eline gitarı alıp bü süre içersinde yeni besteler yapmaya devam ediyordu.onun istediği zaten buydu.commander venus 97'de the uneventful vacation diye bir albüm daha çıkarmış ve dağılmıştır.bu süre içersinde conor davul çalmayı öğrenmek istemiş,the faint'in davulcusuda gitara geçmiş.derken bir de park ave doğmuştur.fakat bu grubun işi uzun sürmez ve üyelerinden biri londra'ya taşınınca dağılır.arada birde 96'da the magnetas kurulmuş,fakat onun da sonu park ave ile aynı olmuştur.tüm bu olaylar 1995-1997 arasında gelişir.conor ise bu süre içinde birçok beste yapmış,birçok şarkı sözü yazmıştır.15 yaşında birinin o sözleri yazmış olması akıl almaz birşey.ticari kaygıları olmayan,dünyanın en büyük yıldızları olmak gibi hayalleri olmayan bu insanlar,kendi kurdukları plak şirketiyle yavaş yavaş projelerini hayata geçirmeye başladılar 95 ve sonrası...
bütün bu olaylardan sonra conor bu bestelediği şarkıları yayınlamayı düşünmez.fakat mike mogis aynı fikirde değildir.bir albüm çıkarmaları gerektiğini söyler ve bright eyes'ın ilk adımları atılmış olur.conor oberst çok sayıda şarkı bestelemiştir ve eleyerek sayıyı 20ye düşürmüşlerdir.conor, bir grup kurmaktan ziyade biz buyuz bizimle kim çalmak isterse çalışırız düşüncesiyle bright eyes'ın ilk adımlarının atılmasını sağlamış ve 1997 yılında bu iki senede kaydedilen şarkılar toparlanarak bright eyes'ın ilk albümü piyasaya sürülmüştür.albümün ismi a collection of songs written and recorded 1995-1997.bu albüm piyasaya sürüldükten sonra 1 sene içinde bright eyes'ın ikinci albümü letting off the happiness piyasaya sürülür.grup bu iki albümle bile mükemmel işler çıkarmakla beraber henüz çok az bir dinleyici kitlesine sahiptir...
yıl 1999 iken grup yeni bir kayıt daha yapar.every day and every night.bu ep de beş adet yeni şarkı yer alır.aynı yıl commercial food processor lp si de yayınlanır.2000 yılına geldiğimizde birçok lp yayınlar 1-3 şarkılık.her space holiday ile ortak lp yayınlarlar.birçok yeni şarkının yanı sıra 2000 yılının efsane albümü fevers and mirrors tamamlanmış ve mayıs ayında piyasaya sürülmüştür.bence müzik tarihinin en güzel albümlerinden biridir fevers and mirrors.ayrıca conor oberst'in de lirikal olarak kendini aştığı albüm olmuştur.her şarkının sözlerinde çok derinlere iner,birçok anlam yüklemeye kalkarsınız.zaten conor oberst de gerçek anlamda fevers and mirrors ile hayatının değiştiğini söylüyor.bu albümün cd ve plaklarının üzerinde aynalar vardır ayrıca.çok derinlere inmek sağlığınız için faydalı olmayabilir.hayaller artık gerçekleşmiştir."birşeyler yapmak istediğinizde yanınızda en iyi arkadaşlarınızın olması çok güzel.istediğim herşeyi yapabiliryorum,her hayalimi gerçekleştirebiliyorum" der conor oberst...
2001 yılına geldiğimizde yine birçok yeni şarkıyla karşımızdadır bright eyes.son ambulance ile birlikte oh holy fools isimli bir lp piyasaya sürerler.yine mükemmel 4 adet bright eyes şarkısına rastlarız.aynı şarkılara eklenti olarak bir de don't be frightened of turning the page yayınlanır aynı ay içinde.yine bu yıl içersinde birçok lp ve yeni şarkı piyasaya sürerler.herbiri çok özel şarkılardır ki hiçbir albümünde bulunmaz.aslında imkanı olan birine koleksiyon için mükemmel şeylerdir bunlar.ayrıca conor oberst bir yan proje olarak desaparecidos isimli bir grup daha kurdu.fakat 1 albüm yayınlayan grup 2002'de dağıldı...
2002'ye geldiğimizde there's no begining to the story'i görüyoruz.6 tane yepyeni şarkı içeren bir ep bu.bu yıl içindede conor bazı isimlerle çalışmış,albüm harici yeni şarkılar yapmaya devam etmiştir.ağustosa geldiğimizde ise yepyeni bir bright eyes albümü piyasaya sürülür.albümün ismi ise `lifted or the story is in the soil keep your ear to the ground`.artık bright eyes daha çok tanınmaya,televizyon programlarında boy göstermeye başlar.önemli programlardan biri olan the late show'da sahne alır,mtv'nin 2003 shorlist awards'a çağırılır.bright eyes artık kendini büyük bir indie rock sahnesinde bulmuştur.büyük plak şirketleriyle çalışmış olsaydı belkide şuanda dünyanın en çok tanınan isimlerinden biri olabilirdi.tüm bu başarılarına rağmen conor oberst saddle creek'ten ayrılmadı ve major labels tekliflerini kabul etmedi.bright eyes hayranları hızla çoğalıyordu,insanlar yavaş yavaş conor oberst'i tanımaya başlıyor ve kendini kaptırıyordu.artık dünyanın gelmiş geçmiş en iyi söz yazarları arasına giriyor,birçok ünlüye benzetiliyordu.yine yeni şarkılarla dolu lp'ler piyasaya sürüyordu conor.bunun haricinde bu yıl içinde sadece internet üzerinden temin edilebilecek a christmas album'u yayınladı.2003'e geldiğimizde ise suskun bir conor oberst vardı.hiçbir albüm çıkarmadı.bu yıl içinde bright eyes'ın 7 lp sinin bulundupu vinly box set saddle creek tarafından piyasaya sürüldü...
conor oberst sık sık omaha'yı nasıl sevdiğinden,nasıl bağlı olduğundan bahseder.nebraska onun herşeyidir.olmak istediğim,ihtiyacım olan tek yer diyor conor nebraska için.zaten saddle creek'de omaha da bulunuyor.conor nebraska'nın kendisi için ilham kaynağı olduğunu düşünüyor.fakat bir süpriz yaparak new york'a taşınıyor.ilk başlarda new york'da asla yaşayamayacağını düşünüyordu.eskisi gibi ilham gelmeyeceğini,şarkı yazamayacağını düşünüyordu.bundan endişe ediyordu.bu konu hakkında şunları söylemiş: "sometimes i worry that it’ll just stop.every time, there’s a certain mystery to it, which i feel is good. i shouldn’t try to figure it out too much. we’re practicing in chelsea at this sound studio near the galleries, and there’s a big billboard that says explanation kills art"...fakat artık conor new yorke'a taşınmıştır.nebraska ona,onu tapılacak bir adam haline getiren sözleri ve depesifliği kazandırıken,bu büyük şehir daha büyük imkanlar sunuyor.bu yeni hayatın izlerini bundan sonraki bazı bright eyes şarkılarında geçen sözlerde farketmek mümkün...
geliyoruz bright eyes isminin dünya üzerinde en çok duyulmaya başlandığı son iki yıla.bazı insanlar bunda conor'un new yorke'a taşınmasının büyük etkisi olduğunu söylüyorlar.2 yıla yakın bir süre sessiz kalan bright eyes albümleri yayınlamadan önce neva dinova ile one jug of wine,two vessels isimli ortak bir ep ve 2004'ün sonuna doğru efsane 2 single yayınlıyor.bunlardan birincisi lua, bir diğeri ise take it easy.bununla birlikte bright eyes bugüne kadar hiç elde etmediği bir başarıyı elde ediyor.1 hafta içinde lua ve take it easy sırasıyla en iyi 100 single arasında 1. ve 2. sıraya kuruluyor.tüm bu başarılardan sonra rem tarafından turneye davet ediliyor ve birçok yerde konserler vererek birçok rock müzik severim gönlünü fethediyor.bütün dikkatleri üzerine topluyor.albümleri ve single'ları çok satmaya başlıyor.tüm dünyada gittiği ülke ve konserlerinin sayısı artıyor.bazı tv programlarına katılıyor.austin city limits'de wilco ile birlikte harika bir konser veriyor.m.ward ve jim james eşlik ediyor..2005'in ocak ayında ise iki tane efsane albüm yayınlıyor aynı anda.ikisi de birbirinden çok farklı,apayrı albümler.bunlardan birincisi tamamiyle akustik olan i'm wide awake it's morning, diğeri ise elektronik müziğin ağırlıkta olduğu ve tamamiyle farklı bir bright eyes albümü olan digital ash in a digital urn.bu albümler billboard listelerine 10 ve 15 numaradan giriş yapıyor.bu albümlerden çıkan diğer single'lar ise easy lucky free ve first day of my life oluyor.artık bright eyes hiç olmadığı kadar tanınıyor,ödüller alıyor,konserler veriyor en ilginci ise şarkılarına klip çekiyor.çünkü bundan öncesini düşünürsek benim bildiğim bir tek bowl of oranges ve şarkı sözlerinin yazılı olduğu bir lover i don't have to love videoları vardı sadece.first day of my life, lua, easy lucky free,landlocked blues.. gibi yepyeni bright eyes videoları geliyor bu dönemde.i'm wide awake it's morning de bob dylan geri vokallerinden tanıdığımız emmylou harris ve my morning jacket vokali jim james bazı şarkılarda conor'a eşlik ediyor.digital ash in a digital urn'de ise yeah yeah yeahs den nick zinner'ı görüyoruz.bu son iki yıl içersinde bright eyes hiç olmadığı kadar çok dinleyici kitlesine ulaşıyor ve büyük bir ticari başarı elde ediyor.aynı yıl içinde bir canlı konser kayıtları olan motion sickness isimli albümü piyasaya sürüyor.hatta abartıp belki de aktör olurum bile demiş,ciddi mi bilmiyorum.bildiğim şu var ki bright eyes hala suskunluğunu koruyor,harıl harıl yeni albüm için çalışmalarını sürdürüyor şu sıra.albümün kasımda tamamlanıp 2007 mart veya nisan gibi piyasaya sürülmesi hedefleniyor.bir değişiklik olmaz ise albümün ismi cassadaga olacak.ayrıca daha önce hiçbir albümünde bulunmayan şarkılardan oluşan noise floor isimli bir albümde bu yıl 9 ekimde piyasaya sürülecekmiş.fakat rare olan ep ve lp lerde zaten bu şarkılar bulunuyor.
grubun hikayesi genel olarak bu şekilde.daha öncede belirrtiğim gibi en az conor oberst kadar önemli olan mike mogis'i unutmamak gerekiyor.conor için şarkı yazmak ne ise mike içinde enstrüman çalmak o.birçok enstrüman çalabiliyor mike mogis.aynı zamanda bright eyes'ın bütün albümlerinin prodüktörlüğünü de yapıyor.her ikisi de birbirinden yetenekli müzikal açıdan çok üst düzey insanlar.conor oberst'i gerçekten tanımak için herşeyini bilmek,her şarkısında ne anlatmak istediğini anlamak ile mümkün aslında.13 yaşından beri akıl almaz sözler yazan,sürekli kendinizden birşeyler buldurtan daha genç yaşta benim için çoktan efsane olmuş bir isim conor oberst.sanıldığının aksine karakteri de farklıdır.çok utangaçtır aslında.konserlerinde gitar parçalamak gibi garip huyları da vardır.genelde kafası güzel çıkar konserlere,şarkılarını yazarkende aynı şeyi yapıyor sanırım.konserlerinde şarkılarını söylerken arada bir duraksar..seyredenlere garip sorular sorar,sora anyways veya never mind der.söylediği her sözde insanlar birşeyler düşünsün ister.daha çok kişisel içeriklidir şarkıları.ne de olsa o bir "rock's boy genius" dır.ne yapsa kabulümüzdür.hala kendi yeteneğinden emin olmadığını düşünür bazen.road to joy'da dediği gibi.ağlamak konusunda ise bowl of oranges'da söylediği şu sözler zaten herşeyi açıklıyor.."your eyes must do some raining if you're ever gonna grow and when crying don't help you can't compose yourself. it's best to compose a poem. an honest verse of longing or a simple song of hope"
..gecelerimin vazgeçilmez'i bright eyes.her ne kadar uzun zaman bana acı çektirmiş olsada öyle bir zaman geliyorki verdiği acıdan artık uyuşuyorsunuz ve bambaşka bir hal alıyor o zaman herşey.bu konuda hislerimi anlatmam çok zor.fakat ciddi anlamda kendimi çok fazla garip hissetiğim zamanlar oldu.bir ara sürekli rüyalarıma girdiğini hatırlıyorum.günlerce düşünmeme sebep olacak şeyler yaşadığım oluyordu.hayatıma en çok etki eden isimdir bright eyes.yine yazıktır ki kimse elinden tutup getirmemiştir bu adamları güzel ülkeme. belki birgün rüyalarım gerçek olacak -yerine göre kabuslarım-hiç ümidim olmasada.sanırım konserlerine gittiğim gün kendim için en son görevimi de yapmış olacağım.tek bir korkum var şu sıralar.artık düşüşe geçmeleri,umarım beni haksız çıkarırlar.
bir ayrıntı daha.conor, bob dylan'a benzetilmekten daha dorusu sürekli birilerine benzetilmekten hiç hoşlanmıyor.ayrıca onun için yeni neslin jim morrison'ı diyorlar.en son konserinde gördüğüm bir pankartla yazıma son veriyorum:
"jim morrisson, john lennon and jerry garcia are burning in hell..and you could be next? got jesus?* -
blind guardian versiyonunun sozleri su sekildedir
fool just another
fool just another
i've been waiting
for signs of god
create- enslaved- behaved-
everything is out of control
leave me alone
isolation bears hope
there's something else waiting
a promised destiny
freezing me
i feel restless and low
these days full of sadness
had joyfully changed
into fear
my freakshow will start tonight
don't miss the right time
bright eyes
blinded by fear of life
no merlin is by my side
everything is out of control
everything is out of control
in my future plans
everything is out of control
noone's left to hurt
everything is out of control
sorrow's gone away
broken memories
walking upstairs
step by step
i see the whole world burning
the poet dies in neverland
how it burns
hey, mother stubborn
i really hate you
if you say yes i will say no
ashes to ashes
but dust won't be dust
if you go there
i will go back
bright eyes
blinded by fear of life
betrayed by sunrise
bright eyes
blinded by fear of life
no merlin is by my side
hey, father stubborn
you're ying
and i'm young
i feel alone
who really cares
born into ashes
to lose all the games
with a smiling face
bright eyes
blinded by fear of life
and dark dragons rise
bright eyes
blinded by fear of life
no merlin is by my side
so i sit still in my room, today
winter's here
in summer's season
shall i say
i was wrong
if i'm right
farewell to my last hope -
"everything is out of control" kısmını senelerce "everything is self control" sandığım hoş blind guardian ezgisi.
-
parlak gözler.
-
bir art garfunkel şarkısı...
"is it a kind of dream
floating down on the river
following the river of death down stream
oh is it a dream?
there's a fog on the horizon
a strange glow in the sky
and nobody knows where you can go
or what does it mean
oh, oh is it a dream
bright eyes
burning like fire
bright eyes
how can you close and fail
how can the eyes that burned so brightly
suddenly turn so pale?
bright eyes
is it a kind of shadow
reaching over the hill
wandering over the hills unseen
or is it a dream
there's a high wind in the trees
a cold sound in the air
and nobody knows where you can go
and where do you start
oh oh, into the dark
bright eyes
burning like fire
bright eyes
how can you close and fail
how can the eyes that burned so brightly
suddenly grow so pale
bright eyes" -
her iki versiyonu da muhteşem olan, ama akustik versiyonuyla gerçekten insanın yüreğine dokunan benim gözümde blind guardian'ın and then there was silence, noldor ve nightfall ile birlikte en iyi işi olan parça...
no merlin is by my side... -
prospektüs gibiyim her şarkı öncesinde uyarıp, reklam gibi önce-sonra farklarını açıklıyorum; elimde cd, parıltılı bikinili pozlar versem dünyanın parasını kırarım.. bright eyes ön kayıt, eleme, aday adaylığı statülerine maruz kalan değil de bakalım siz ne derece kaldırabiliyorsunuz diye ölçtüren bir organizasyondur*.. omaha sceneden hem etkilenip hem de katkıda bulunuyorlar, sordum hüzünlü çocuklar size işkence mi yapıyorlar oralarda..
pg: conor orbest koyu renkli sabahlarda lethal etkilidir.. -
"haligh, haligh, a lie, haligh", "a perfect sonnet", "something vague", "when the curious girl realizes she is under glass", "the calendar hung itself" ve daha nice harika parçalara sahip, gavur deyimiyle indie rock kategorisinde müzik yapan, conor oberst adli müthis adamin lead ettigi yaklasik 3-4 senelik çok basarili bir gruptur.
-
vokalisti pl sesini verirken tüküren grup... seviyorum gerçi, ama bunu farkettiğimden beri dikkatim dağilmiyor dersem yalan olur, siz de dikkat edin sizin de dağilir... özellikle haligh'da, "the plans were never realized" kisminda çok belli...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap