• kişisel blog'unda canı neyi isterse onu yazma özgürlüğü olan adam. bir blog sahibinin objektif olmak zorunda olmadığını herkes öğrenmeli.
  • alakalı alakasız insanlara salça olup tepki aldığında geri vites yapar,
    tv de herkesi eleştirip, eleştiri aldığında ise engeller,
    bein sports kurumunda çalışır,
    canlı yayında garip sesler çıkartır,
    kendisini eleştiren bir kişiye "öl" diyebilecek kadar haddini aşan bir kibre bulaşmıştır,
    futbolu en iyi kendisinin bildiğini düşünür,
    fatih terime aşıktır,
    la ligacı olarak bilinen ama aslında lagalugacı olan bir galatasaraylıdır
  • vedat milor ve popülizm kelimelerini aynı cümlede kullanan futbol yorumcusu. e tabi italya ligindeki ultras hikayeleriyle bir yere kadar ilgi çekebiliyor. nazik, siyasi bir gücü ya da başka bir topluluğu arkasında barındırmayan vedat milor iyi hedef. tam dişine göre. yani asıl popülizmi kendisi yapıyor. ve maalesef vedat milor bu kaba herife nazikçe cevap verip, açıklama yapıyor. o noktadan sonra hafif sıvama moduna giriyor bülent bey ama çok geç. niyetinizi ve yaptığınız popülizmi gördük bülent bey. gerçi siz de haklısınız bu ülkede iyi eğitim almış, nazik insanlar en kolay hedef artık. laiklik elden gidiyeahh dayıdan zihniyet olarak farkınız olduğunu düşünmüyorum.

    son olarak vedat milor'a populist diyen adama "asıl sizin yaptığınız popülizm" dediğim için beni tivıtırdan engellediğini söylemeliyim. kendisi görüş belirtirken ne kadar özgürlükçü ama eleştirilere karşı ne kadar hoşgörülü takdiri sizin. ve bu adam bu ülkede gazeteci.
  • eninde sonunda bir sabah yazaridir kendisi de. bu durum kendisini rahatsiz etmiyorsa diyebilecegimiz fazla birsey yok zaten
  • kendi yazdigi blogunun objektif oldugunu iddia ettigini sanmiyorum. spor yazari olarak gazetelerde cikan imzali haberlerini ele$tirebilirsiniz ama blogu ki$isel bir sayfasi. istedigi gibi yazar cok net. saftorik misiniz nesiniz anlamadim ki? ha bir de (!!!!!) evet etkili oldu bu parantez ici unlem. bu adami ele$tirenler bir de meriç tunca icin lutfedip ele$tiri yazabilirlerse sevinirim. gerci bulent timurlenk gibi bir insanin adinin yaninda bu amigonun adinin gecmesi bile cok buyuk bir ayip ama neyse artik.
  • futbolu asla aldatmayan adam..

    2004 senesinde galatasaray dergisinde yazdığı yazı içerisinde kullandığı ''ba$kalarının hayallerinin bittiği yerde bizim gerceklerimiz ba$lar'' cümlesi ile adını alıp ayrı bir yere yazdıgımız futbolsever..
    1970'in sıcak haziran ayında karpuz kabugu denize dü$meden, metin oktay jubilesini yaparken merhaba dedi hayata dolayısı ile galatasaray'a.

    st michel 'den mezun olduktan sonra italyan filolojisi okumu$, italyan filolojisinde ögrendiklerini la gazetta dello sport ve guerin sportivo okurken degerlendirmeyi secmi$tir.
    istanbul gece hayatının tavan yaptıgı dönemde en tepedeydi, 2002 senesinden beri galatasaray dergisi icin kalemini oynatıyor.

    dünya futbolu, avrupa, özellikle la liga ve serie a/b hakkında bilgisini ölcecek herhangi bir $ey olmayan, hugo sanchez'in taklaları ve martin vasquez'in pasları sırasında real madrid'e gönül veren, oglunun adını raul koyacak kadar da seven birisidir..

    1981'den beri galatasaray'ın hic bir ali sami yen stadyumu macını kacırmadı, birazda i$i geregi son be$ senedir de deplasmanlarda galatasaray takımı ile beraber seyahat edip havayı soluyor.. galatasaray takım otobüsüne binen tek sivil insandir hali hazirda..

    tek ba$ına bir büyük gazetenin spor sayfasını her gün cıkartacak bilgi ve birikime sahiptir.
  • kewell dilenciliği yapmayacağım lakin kewell'a gamsız kelamını kullanarak net bi'şekilde saçmalardan bir seçme yapmıştır.

    zamanında harry kewell'ın taşşağını yalayacak kadar seven ben, yine zamanı geldiğinde gülücüklerini de al git dedim. sevgili aceto ise zamanın gelmiş olduğunu düşünmüş ki kewell'a gamsız damgasını vurmuş.

    tdk der ki;

    gamsız: kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan.

    harry kewell oynadığı vakit ne yaptı ya da ne yapmadı da gamsız olarak yaftalandı o yüzden çok merak ediyorum. adam yokluğundan stoper oynadığı için mi? hamburg maçında sabri'nin faul yapmadığını anlatmak için onca kişi arasında çıkıp ilk olarak o geldiği için mi? sakat olduğu zaman yine tribünde sabri'yle çekirdek çitlediği için mi? :(

    şimdi kalkmış şunu söylüyor;

    "riera, yetenekli, gamsız, sezon içi devamlılığı olmayan. bu özelliklere sahip kewell'ı seven gs taraftarı riera'yı da sever."

    daha sonra da ekliyor;

    "galatasaray taraftarı, kewell'a gösterdiği hoşgörü ve sevginin yarısını kaptanı arda'ya gösterseydi, arda bu sezon g.saray forması giyerdi."

    peki sen değil miydin 1 yıl öncesinde galatasaray kaptanlığı harry kewell'a vermeliydi diyen?

    kusura bakmasın kimse de arda'ya gösterilen ilgi, alaka, pohpohlama zamanında kime gösterildi. bu tribünler hasan şaş'ından, hakan şükür'üne, hagi'sinden, fatih terim'ine kadar tepki göstermedi mi? sonra ergen triplerinde 10 numara olan, 2 yıldır galatasaray'da top oynamayan, sakatlığım var ya deyip milli takım maçlarında anka kuşuna dönüşen arda turan'a taraftar sevgi vermemiş. hoşgörüsüzler bizi :(

    emre abisi, acun kankası, rıdvan hocasıyla mutlu mesut olan, sezon başında fatih terim için burada kalacağım deyip, daha sonrasında galatasaray ve fatih terim'i zor durumda bırakıp giden bir insanın kaygısı, tasası, üzüntüsü olmuyordur açıkçası ki bu durumda gamsız sıfatının yakıştırılması gereken kişi sobelenmiş oluyor.

    epilog;

    harry kewell'ın gamsızlığı > arda turan'ın büluğ çağı.
  • çok eskiden beri takip ediyorum kendisini. blog'unun ilk dönemlerinden... blog'unu hala okuyorum fakat sabah gazetesi'nde yazmaya başladığından beri, özellikle son 1 yıldır büyük düşüş var kendisinde. artık ne yazacağınız tahmin edebiliyoruz, şaşırtmıyor ve yazdığı hikayeler gerçek olmasına rağmen tarzı demagojik, cümleler hep özlü olmaya meyilli, oldukça suni. şöyle bir cümle güzel olabilir: "futboldan milyon dolarların kazanılmadığı, tribünlere açık büfelerin kurulmadığı, kaşar ekmek ayranlı yılların kahramanlarındandı." lakin aynı tipte 1294 cümleyle karşılaşınca tesiri ortadan kalkıyor ve her şey yapmacık hale geliyor.

    not: bir de, diyelim bir kaptandan bahsediyor kendisi yazısında... atıyorum; steven gerrard. bir başlıyor örneklere, paolo maldini, raul gonzales, bülent korkmaz... akla çabucak gelen ve bize okuduktan sonra hiçbir şey katmayan örnekler... yahut gökhan töre'nin vurulmasından bahsediyor, gidip george best'i, pascal nouma'yı, sergen yalçın'ı, sercan yıldırım'ı, bunların gece hayatını yazıyor. yahu kim tanımıyor bu adamları, niye bildiğimiz şeyi 1500. kez okuyoruz abi üstelik kötü kurulmuş uzun cümleler eşliğinde? sürekli "söyle canım" söyleyen erol evgin gibi; nedir bu abi? lütfen...
  • ersun yanal istifasını muazzam bi şekilde yorumlamış üstad;

    "ersun yanal'ın gidişinden anladığım: batı'da düello yapılır; doğu'da pusu kurulur. biz ortasındayız ya; düelloya çağırıp pusu kurarız."
  • hükümet gazetesinde çalışmasaydı nasıl afilli twitler sallardı son siyasi olaylarla ilgili ama işte bazı şeyler kısmet be bilo, romantizme devam.
hesabın var mı? giriş yap