• 27 temmuz 2008 güngören patlaması yaşanıyor. gencecik hayatının baharında insanlarımızı kaybediyoruz. daha ufacık bir çocuk bile yitip gidiyor. onlarca insan yaralanıyor, kollar ayaklar başlar kopuyor, bir katliam yaşanıyor. ama o saatlerde ekşi sözlükte halen utanmadan geyik çevrilmeye devam edilmekteydi. yok facebooktaki en çirkin fotoğraf yok bilmem ne filan derken bu ekşi sözlük yazarı arkadaşımızda haklı isyanını (bkz: geyiginizi sikeyim/#13715348) dile getiriyor diyeceğimi sandınız değil mi?

    daha önceki tarihlerde yurdumuzda yaşanan bu alçakta hain saldırılara karşı ne gibi başka tepki vermiş acaba diye entryleri arattığımda dünyam başıma yıkıldı resmen.

    lakin, 31 ocak 2008 istanbul patlamasının yaşandığı gün bu patlama hakkında bırakın entry girmeyi (bkz: sevişirken dinlenecek şarkılar/#12439729), (bkz: iç çamaşırla karşı cinsi etkilemek/#12445428) başlıklarında fink atarak aklında dönen farklı duyguları iç gıdıklayıcı entrylerini istanbulda yaşanan bir başka hain saldırı/vahşet/katliam günü sözlüğe yansıtmıştır.

    belki haberi olmamıştır, yahut geç haberi olmuştur diye kendimi kandırdım birkaç dakikalığına. çünkü 1 şubat 2008 tarihinde yine bu istanbulda yaşanan patlama/katliam dan bir gün sonra hakkında entry beklerken, kendisi (bkz: bebek taklidi yapan ofis kadinlari/#12451141) hakkında görüş beyan etmeyi tercih etmiş.
    (ref: #13722241)

    keşke böyle olmasaydı. keşke bu yazar arkadaşımızı böyle tanımasaydık be sözlük. keşke dinime küfreden müslüman olsa deyimi bu entryi yazdığım süre boyunca dudaklarımdan dökülmeseydi.

    kısaca, çok geyik bir insan(!)
  • (bkz: sekizinci nesil yazar)

    "keşke uçurulmasaydı, iyi yazardı, kalem erbabıydı" türü ağıtlar yakıldığını görünce niye uçurulduğunu öğrenmek ve ibret almak için modlog kayıtlarından siciline bakarken dirildiğini ve bilakis iri ve parlak gözlerle sözlüğe gülümsediğini fark ettiğim yazar.

    buradan bu vesile ile sözlük bağlarında kalıcı olmasını temenni eder, saçlarının kırıklarını aldırmasını da rica ederim.
  • kahve için:

    (bkz: caffe latte)
  • geceleri hep bu saatte online olurdu. sıkılmazdı insanın canı.

    zaman geçince yokluğu hissedildi bi an.
  • sözlükten gitmiş olanlardan en çok özlediklerimden...

    sözlükten gidince hayattan çıkıyor mu? tabii ki hayır. ama gönül şurada bir yerde olsun isterdi tabii...başka bir kişinin altına yazılsa dikkat bile çekmeyecek, sempatik karşılanabilecek entrylerin bu başlıkta girilmesinin ardından kin ve nefretle zamanın ötesinin tepesine taşınması bile aslında verdiği kararların doğruluğunu kanıtlar nitelikte.

    ayrıca zamanında saçma sapan mesajlar almış bir kişi olarak söylüyorum; cafe latte el ele tutuşmuş olduğum, şimdi karşıma çıksa arkasından sarılıp öpebileceğim, 80lerdeki türk filmlerindeki orman sahnelerinde olduğu gibi ağaçlardan ağaçlara cilveleşerek koşturabileceğim bir kişidir. lakin tüm bunlar kimi kanını yanlış yere pompalayanlarca tek bir sonuca ya da tek bir "samimiyet" türüne çekilebilir. işte zaten kendisi de bu hareketleri böyle yorumlayacak kişilere yapmamış, samimiyetini ve özgürlüğünü dar kafalılarla paylaşmayıp hayatını bunları aşmış kişilere açıp dostlar ve hayatlar edinmiştir.

    o yüzden bir süredir biraz da benim ıskalamalarımdan, tembelliğimden ve yer yer eşekliğimden görüşmesek de saç renginden bağımsız olarak her zaman benim marilyn'im ve monroe'm olarak kalacak kişidir.
  • beni turkiyede kadin olmak basligina yazdiklariyla (bkz: turkiye de kadin olmak/@cafe latte) mest eden yeni ve harika bir yazar,karmasi neden sifirin altinda anlamadim,zira sutu iyi ayarlanmis guclu bir kahve etkisi yapiyor yazdiklari.kahve sevmeyenler cok galiba.
  • bana sapık damgası vurmaya çalışarak kendisine saklama planları yapan hain kadın. itibarımı zedelemeyi hedef alan saldırılara girişmiştir kendisi ama planlarından haberimiz var.

    olmayacağım senin işte, çatla da patla... sepet seni*.

    (bkz: muhitimize geldik)
  • marilyn monroe güzelliğinde marilyn manson yırtıcılığında dünya tatlısı bir varlık. ayrıca evet aslında kıskanç olduğu için bu entryi giriyorum*.

    bir karınca gibi.. dıştan sert, ama içi yumuşak.

    içeride olmak ne güzel.
  • prelude

    - mesaj ışığı yanmış, bakalım kim... hmm övmüş bizi, bi teşekkür cevabı yazalım.. takada tukada...

    - mesaj atmış.. ha?? msn vermiş. lan istememiştim bile.. allah allah.

    msn'de başka bi kız arkadaşla konuşmadan:
    - demin bi kız mesaj attı, msn verdi yahu ben istemeden.
    - seni işleten bi arkadaşın olmasın.
    - haa doğru lan, kesin benle dalga geçmek isteyen biridir, lan milletin işi yok :)))

    msn konuşması esnasında
    - kim bu acaba ya, kaba şimşek olabilir mi, o da kalkıp uğraşmaz ki bu kadar, hem sözlük accountu da var, allah allah...

    gerçekmiş.. bugün hatta herkes beni fake sanıyor diye sitem etti. e kızım n'apalım alışmamışız, tabii ki oyun sanarız..

    end of prelude...
  • intermission

    brick top gibi kız resminden başka düşündüğü şey olmayan abazan herifin tekiyle arkadaşlık edip onu hoşgören, ama aynı hoşgörüyü sözlüğün diğer yazarlarından esirgeyip ikiyüzlülük sergileyen, ekşibition'daki kız resimlerini görüp kıskançlıktan çatır çatır çatladığından ar, haya, namus, feminizm gibi fason kavramların arkasına sığınıp güneşi balçıkla sıvamaya çalışan, ay parçası göt ve meme resimlerini görmemizi engellemeye çalışan, buzdolabı gibi ve ayrıca da çok çirkin hatun.

    end of intermission
hesabın var mı? giriş yap