• sakarya savasi esnasinda turk ordusunun genel stratejisi su sekilde idi:

    stratejik daglari ve tepeleri kullanarak hakim pozisyonda olup (askerligini yapanlar ve askeri tarihi takip edenler bu prensiplere asinadir) dusmanin ilerlemesini durdurmak, dusmanin esas taarruz momentumunu tespit edip, o bolgeyi piyadelerle guclendirmek ve dusmani tuz golu civarina yonlendirerek imha etmeye calismaktir.

    oncesinde ise kutahya eskisehir savaslari faciasi vardir ki, bircok kez degindigim gibi turk ordusu yenilip geri cekilmesine, kutahya ve eskisehir gibi cok onemli iki ikmal merkezini kaybetmesine ragmen, bu savasta turk komuta heyetini yegane dusunduren konu, 30.000 askerin silahiyla firar etmesidir.

    kutahya-eskisehir faciasindan sonra, yunan ordusu aldigi istihbaratlarda gecmisteki firarlar ve hasat mevsiminin gelmesinden dolayi (bakin sakarya savasi ve buyuk taarruz’un , agustos-eylul aylarina gelmesi tesaduf degildir, sakarya’da yunanlar turk askerlerin hasat mevsimiyle nedeniyle koylerine doneceklerini dusunmus, buyuk taarruz’da da ayni hataya duserek, agustos-eylul aylarinda turk ordusunun yine hasat mevsimi nedeniyle saldiri yapamayacagini hesaplamislardir) turk ordusunun eriyip bittigini dusunuyorlardi.

    cok degil, 1-2 ay oncesine kadar 30.000 askerin firar etmesine ragmen, balkan savasi, canakkale savasi, filistin cephesi v.s. gormus tecrubeli askerler orduya geri cagirilmis, acemi askerler bu gedikli cavuslar tarafindan egitilmis, askerlik subeleri karinca gibi calisarak 60.000 kisilik egitimli ve gorece donanimli bir ordu yaratmistir.

    “butun bu ayrintilarin çal dağı ile baglantisi nedir “ diye soracaksiniz. yunan ordusunun sakarya savasi oncesinde ne yapabilecegi tam belli olmadigindan, anca yunan ileri harekati basladiginda, hedeflerinin ankara oldugu anlasilmistir. iste burada donemin askerin dehalari (sakarya savasi kurmay kadrosunun tamami) piyade birliklerini mekanize birlikler gibi hareket ettirerek muthis bir mobilite kazanmis ve yunan ordusunu guneye dogru ic anadolu bozkirlarina iterek tuz golu civarinda imha etmeyi planlamistir. iste bu yuzden cephenin kilidi mangal dağı ve çal dağı bolgesidir. cunku bu iki dag ile ankara arasinda turk ordusunun sirtini dayayabilecegi baska bir dag silsilesi bulunmamaktadir. bu daglar elde tutuldugu surece, yunan ordusu guneydoguya dogru acilmak zorunda kalarak ikmal merkezlerinden iyice uzaklasacaktir ve tuz golu civarinin col iklimine maruz kalacaklardir.

    savasin ilk gunlerinde yunan ordusu tarafindan ele gecirilen bu dag, olayin gecesinde 190. alay tarafindan baskinla geri alinmis, 190. alay adeta imha olmasina ragmen burayi takviye kuvvetler gelene kadar tutmustur. takviye kuvvetlerin gelmesine ragmen, dagin elde tutulamayacagini anlayan turk kurmay heyeti, dagi bosaltma emrini vermistir. iste bu geri cekilis esnasinda dagin guvenli bir sekilde bosaltilmasini saglayan ve dagdan en son cikan birlik olan alayin emniyet muhafiz taburu dagi aglayarak terk etmistir.

    2 ay oncesinde 30.000 askerin firar ettigi bir ordu, cal dagi’nda adeta yeniden kullerinden dogmus ve rustunu ispatlamistir. geri cekilen birlikler, dagin birkac km gerisine savunma mevzileri kurdugunda ise yunan ordusu dustugu tuzagi anlamistir. cunku cal dagi’ni ele gecirmelerine ragmen hala ankara’ya 50-60 km vardir ki, sirf bu dagin alinmasi icin binlerce yunan askerinin hayatini kaybettigi dusunulurse, ankara’ya varsalar bile ortada bir yunan ordusunun olmayacagi asikar idi.

    sakarya savasi’nin makus talihini degistiren yer burasidir bence. cunku baskomutan mustafa kemal atatürk “hatti mudafaa yoktur, sathi mudafaa vardir, o sath butun vatandir” sozunu çal dağı icin soylemis ve turk ordusunun butun unsurlarinin (pasa, subay, erat) moralini duzeltmistir.

    sonrasinda ne olmustur, ileri giderek buyuk bir tuzaga dusecegini anlayan yunan ordusu kontrollu ve askeri teamullere aykiri (turk ordusunu oyalamak icin koyleri, kasabalari yakip, koyluleri olduruyorlardi) sekilde ricat ederek, sakarya nehrinin batisina cekilmis, sanli turk suvarileri ise çal dağı zirvesine sanli albayragi tekrar asmislardir.

    ruhunuz sad olsun, kahramanlar...
  • ankara'nın güneyinde, eteklerinde uzun yıllar boyunca dikmen derelerinin aktığı, keklik pınarlarının çağladığı, öveç bağlarının pekmezlendiği, eski ankaralıların ilkbaharla birlikte gelen sıcak günleri geçirmek üzere göçtükleri yazlık konakların bulunduğu; oysa şimdi üzerinde küçüklü büyüklü tek katlı çok katlı gecekondular, radyo yayınlarını iletmek üzere kurulan dev direkler, bu direklerle aşık atarcasına alımlı çalımlı göğe yükselen o "mübarek" kuleler yer alan çal dağı'nı şöyle anlatmış altmışlı yılların başında hikmet birand, "alıç ağacı ile sohbetler"de (tübitak, 1996; s. 4); üzülerek okuyun :

    "çal dağının doruğu bir kubbeye benzer. tepeye çıkınca çepeçevre manzara birden sizin olur. kuzeyde yıldan yıla büyüyen, sırtlara bayırlara tırmanan ankara önünüze serilir. doğuda vadinin içine sokulan dikmen köyünü, daha ileride kuytu bir yarın sırtına yaslanan karacakaya'yı, o güzelim hüseyin gazi'yi, daha gerilerde ufku kapayan elma dağını, güneyde gümüş gibi ışıldayan mogan gölünü, doğuda ahlatlıbeli görürsünüz.. yalnız onlar mı!. oradan daha neler görürsünüz.. ne görürseniz, güvenebilirsiniz, hepsi hastır, gerçektir. sevinirsiniz orada; çünkü tabiatın içindesiniz. orada kendi yaptığımız dünyanın bunaltıcı hayhuyundan, tatsız ıvır zıvırından, bencil kaygılarından, sıkıcı darlığından kurtulur; her şeyin olduğu gibi olduğu, olduğu gibi gözüktüğü, o külfetsiz, gösterişsiz sessiz büyüklükle karşı karşıya gelirsiniz. orada, o büyüklük içindeki yalnızlıkta, insan kendini bulur, varlığının özündeki asilliği anlar ve kendini erdemliğe adar."

    *

    ek : ankara'da sonbahar alıç mevsimidir; şu sıralar kolyeyi boynuna asıp yemeyen kendine ankaralı demesin.
  • türk milletinin tarihinin değiştiği yer. viyana'da başlayan gerçi çekilme, bu dağda son bulmuştur.
  • kurtuluş savaşı'nın kırılma noktası.

    topografik haritadaki görüntüsü: http://goo.gl/maps/4roze

    hakim tepe olarak ankara (kuzeydoğu) yönünü nasıl gördüğü: http://i.imgur.com/dw6zwlg.jpg
  • manisanın turgutlu ilçesinde bulunan ve nikel madeniyle yok edilmek istenilen dağdır.

    (bkz: çal dağında vahşi madencilik)
  • fethiye'nin herhangi bir plajından etrafa bakıldığında görünen en yüksek dağ
  • haymana polatlı arasında uzanan dağ. 1921'de kurtuluş savaşı sürerken, yunan ordusu'nun anadolu'da ilerlediği en ileri nokta. o ünlü top sesleri ankara'da meclisten duyuluyordu lafları buradaki çatışmalardan çıkmış. mevziler hala duruyormuş.

    http://www.haymanahaber.org/…illik-savas-izleri.htm
  • sakarya savasi esnasinda neredeyse tum askeri ve kurmayi sehit dusen 190. alay (gelibolu’daki izdusumu icin 57. alay) son gorev yeridir.

    zaten elindeki kuvvetlerinin %85’ini sehit olarak veren birligin anisina turk silahli kuvvetlerinde 190. alay bir daha olusturulmamistir, tipki 57. alay orneginde oldugu gibi.

    bu dag blogu da tipki mangal dağı gibi sehit yuvasidir. ruhunuz sad olsun, aziz sehitlerimiz...

    not: sakarya savasi esnasinda verdigimiz toplam 5.713 sehidin nerdeyse %50’si çal dağı ve mangal dağı mevzilerinde verilmistir. yani cal dagi ve mangal dagi bolgesinde toplam sehit sayisi 2.500’ten fazladir.
  • yunan ileri harekatının en uç noktası değildir.

    (bkz: güzelcekale)
  • çal dağı
    ankara - çankaya: çal dağı odtü ormanı yürüyüş ve fotoğrafları için:
    https://golgegezgin.blogspot.com/…-caldag-tepe.html
    görsel
hesabın var mı? giriş yap