• çirkin ördek yavrusu yoktur, bakımsız ördek yavrusu vardır.
  • nasıl olduysa bir gün,

    anaç tavuğun altına

    farklı bir yumurta koydular,

    tavuk yumurtaları ile beraber.

    *

    ve nihayet civcivler kabuklarını kırdılar,

    diğer civcivlerle beraber tuhaf bir civciv de doğdu böylece.

    tuhaf civcivimiz diğer kardeşleriyle beraber koşup oynuyordu,

    ama içinde hep bir gariplik hissi vardı,

    onlarlayken, onlarla değildi sanki.

    ben de horoz yavrusuyum, ben de sizin gibiyim diye,

    hep rol yapıyordu sanki.

    *

    hele ki su görmesin!

    su görünce sanki sarhoş oluyor, kendinden geçiyordu.

    oysa ki kardeşleri, sudan korkuyor, kaçıyorlardı,

    o ne zaman suya yönelecek olsa, kardeşleri kıyameti koparıyorlardı.

    *

    ama tuhaf civcivimiz bir gün kümesten kaçtı,

    ördeklerin yanına gitti.

    onların suda oynayışını hayran hayran seyretti.

    ve nihayet o da kendini serin sulara bıraktı.

    *

    evet, gayet güzel yüzüyordu suda,

    hiçbir eğitim görmeden, öğretilmeden,

    adeta dans ediyordu sularda,

    hatta uçabiliyordu göklerde ara ara.

    kardeşlerinin korkuları hep yersizmiş meğer.

    *

    anasına ve kardeşlerine düşman oldu neredeyse.

    evet bundan sonra onların yanına gitmeyecek,

    bu güzel mavi başlı ördeklerle kalacaktı,

    sudan hiç çıkmayacaktı.

    *

    tuhaf civcivimiz artık mutluydu, gelecekten umutluydu.

    ama gel zaman git zaman, ördek kardeşleriyle takışmaya başladı.

    bu ördekler ne kadar kabaydılar, gürültücü, yaygaracı idiler.

    birbirlerini gagalamaktan, tepelemekten çekinmez gibiydiler.

    ne edepsiz şeylerdi bunlar.

    *

    baba ördeğe şöyle bir göz attı,

    o zamana kadar son derece saygı duyduğu bu kuş,

    şimdi kafasında soru işaretleri uyandırmaya başlamıştı.

    neden yavrularına doğru düzgün terbiye vermiyor, veremiyordu?

    *

    artık ördek kardeşlerine karşı duyduğu tiksinti kemale erdi,

    çingenden hallice bu yaratıkları terk etmeye karar verdi.

    baba ördeğe de son bir selam çakıp, o suları terk etti.

    artık başka sulara göç etmenin vakti gelmişti.

    *

    tuhaf civcivimiz yoluna devam etti.

    bulabilecek miydi aradığı su kuşlarını?

    hem edepli, hem terbiyeli, hem nazlı,

    göklerde süzülen, denizin derin yerlerine dalan,

    inciler, mercanlar saçan.
  • çirkin ördek yavrusu yoktur, az rakı vardır.
  • aynı zamanda gay çocukların masalıdır.

    küçükken arkadaşları dışlar:
    -sen niye böylesin.

    o gey çocuk büyür, kendisi gibi olanları bulur. kendisini bulur.

    ondan sonra ortamlarda efsane olur.
  • biz kaçırdık treni, yeni nesil kaçırmasın diye yazıyorum.

    sınıfta uzak durduğunuz; diş teli olan o şişe dibi gözlüklü kız var ya, onla irtibatı kesmeyin. yıllar sonra facebook'ta bi bakarsınız, üç yüz arkadaşı ile bir afet duruyor ve "ay ben sizi anımsayamadım ama" diye, salına salına gidiyo. cevap mevap yazmıyo.

    kendini bilmez ispiyoncular için tanıma gelince; işte bu hatun, işte o çirkin ördek yavrusudur. yavru olcak yani ilerde.
  • bilindik bir hikayeden doğarak dile girmiş olan benzetme.

    bu hikaye, ördek sürüsüne karismis olan bir kuğuyavrusunun hikayesidir.

    ördek familyasi "aman da ne çirkin bir ördek yavrususun" sen diye eziklerler bu hayvani.

    sonra gün geçtikçe bu ördek yavrusu sandiklari kuşun çok güzel bir kuğu olduğu ortaya çıkar. kıssadan hisse olarak da, farklı olan çirkin demek değildir, kimin yarın birgün ne bok olacağı belli değildir gibi mesajlar içermektedir bu öykü.
  • bir belirtisiz isim tamlamasının önüne sıfat eklenerek oluşturulmuş öbektir esasen.. iki farklı anlama gelebilir..

    biri herkesin anladığı çirkin bir ördek yavrusu anlamında..

    diğeri ise "çirkin ördek" yavrusu anlamında.. yani çirkin ördeğin yavrusu gibi..

    şey gibi şey eski okul müdürü, okul eski müdürü.. tabi ördek çirkin yavrusu salakça oluyo biraz.. uzattığımın farkındayım bağlayamadım bi türlü.. fiyonk..
  • azeem'in de dedigi gibi "çünkü tanrı çeşitliliği sever"...

    (bkz: robin hood)
  • sevimli bir zincirleme isim tamlamasi.
  • oldukça sorunlu bir masal.
    kuğu yavrusu büyüdüğünde ördeklerden daha güzel olur ve onları kendi silahıyla vurur, şimdi o onlardan daha güzeldir. hikayenin başında karşılaştığımız ve yerdiğimiz ayrımcılık ortadan kalkmamış, sadece kazananı ve kaybedeni yer değiştirmiştir.

    bu hikayenin, dış görünüş üzerinden kimseyi yargılamamız gerektiğini öğretmeye çalıştığını varsayıyorsak, neden büyüdüğünde dış görünüş konusunda kendisini aşağılayanlardan daha güzel olan kuğu bu hikayenin kazananı oluyor?

    bugün çirkin olana, ileride güzelleşeceğini öngördüğümüz, umduğumuz için mi ayrımcılık yapmayacağız? hayır. onda henüz görmediğimiz, göremediğimiz iyi yönler, güzellikler olabileceğinden, çirkin olmanın kendi tercihi olmadığından ayrımcılık yapmayacağız.

    bu yüzden bu hikayede kimse haklı değildir,

    ördekler de kuğu da göttür.
hesabın var mı? giriş yap