• fallout 3'de galaxy news radio'dan danny kaye ve the andrews sisters yorumuyla dinlenebilecek eser. sözleri şu şekildedir.

    each morning a missionary advertise with neon sign
    he tells the native population that civilization is fine
    and three educated savages holler from a bongo tree
    that civilization is a thing for me to see

    so bongo, bongo, bongo i don’t want to leave the congo
    oh no no no no no
    bingle, bangle, bungle i’m so happy in the jungle i refuse to go
    don’t want no bright lights, false teeth, doorbells, landlords
    i make it clear
    that no matter how they coax him
    i’ll stay right here

    i looked through a magazine the missionary’s wife concealed
    (magazine? what happens?)
    i see how people who are civilized bang you with automobiles
    (you know you can get hurt that way daniel)
    at the movies they have to pay many coconuts to see
    (what do they see danny?)
    uncivilized pictures that the newsreels take of me

    so bongo, bongo, bong he don’t want to leave the congo
    oh no no no no no
    bingle, bangle, bungle he’s so happy in the jungle he refuse to go
    don’t want no penthouse, bathtub, streetcars, taxis
    noise in my ear
    so no matter how they coax him
    i’ll stay right here

    they hurry like savages to get aboard an iron train
    and though it’s smoky and crowded they’re too civilized to complain
    when they’ve got two weeks vacation they hurry to vacation grounds
    (what do they do danny)
    they swim and they fish but that’s what i do all year round

    so bongo, bongo, bongo i don’t want to leave the congo
    oh no no no no no
    bingle, bangle, bungle i’m so happy in the jungle i refuse to go
    don’t want no jailhouse, shotguns, fish hooks, golf clubs
    i’ve got my spear
    so no matter how they coax him
    i’ll stay right here

    they have things like the atom bomb
    so i think i’ll stay where i “om”
    civilization, i’ll stay right here
  • orta 1'deyken baya oynuyordum oyunu. hiçbir zaman bitirmemiştim ama bir keresinde o noktaya varmıştım. rakip olarak bir tane ülke kalmıştı ve onun da tek bir şehri vardı.

    ben ne yapmışsam artık demokrasiye geçmişim o ara, diğer ülkeyle de dostluk anlaşması imzalamışım. bir türlü bombalayamıyorum şehri. senato izin vermiyor. nükleer atıcam ama atamıyorum.

    sıkıldım bıraktım 3 gün denedikten sonra. bir daha da oynamadım...

    taaaa ki...

    lise3'e geldim. yatakta düşünüyordum, dedim: "yahu ben niye devlet sistemimi monarşiye çevirmeyi akıl edemedim?"

    yatağımdan kalktım, oyunu internetten indirdim. (takıntılı bir saklamacı insan olduğum için orta 1'deki save'im de save klasörümde duruyordu arada 3 tane bilgisayar değiştirmeme rağmen)

    kurdum oyunu, save'imi yükledim ve direkt monarşiye geçtim.

    adamın tek kalan şehrinin tepesine tepesine nükleerleri döşedim. güçten düştü ve sonunda ele geçirdim şehri!

    zaferdi tabii. inanılmaz sevindiğimi ve haz duyduğumu hatırlıyorum.

    o kadar ki, nereden baksan 8 sene geçti, bugün sözlüğe aktarırken bile salak bi tebessüm içindeyim.
  • dosbox sayesinde şu anda gözlerimden yaşlar akmasını sağlayan efsane... 20 sene mi ne oldu be ilk oynayalı. 286'ım vardı o zamanlar 1mb ramli 20 mb hard diskli hey gidi günler hey.
  • 3 aylık stajyerlik (bıkıp usanmadan oyunu oynamakta olan birini izlemek) sonrasında uzmanı haline geldiğim, dillere destan türkçeleştirilmiş haliyle liseli aklımın derinliklerine kazınan muazzam oyun. iki seçeneğiniz mevcut idi civ 1'de; ya hayvan gibi asker üretip sağı solu işgal edeceksiniz ve böylece her yer sizin olacak, ya da az sayıda ama öküz gibi kentler (savunmanızı iyi tutmak şartıyla) inşa edip aslolarak bilimsel gelişmelere ağırlık vereceksiniz ve böylece alfa senturi'ye uzay mekiğini fırlatacaksınız.

    civ 1 sayesinde nice cahillerin zihni aydınlandı. binlerce sabi sübyan manhattan projesinden, apollo programından, asma bahçelerden haberdar oldu. öte yandan bir tıkla devrim yapılabileceğini de zannetti körpe dimağlar, tabii işler bu kadar karmaşık gözükmüyordu civ 1 penceresinden...
  • yıllardan beri bikmayip sıkılmadan oynadığım tek oyundur kendisi. insanın genel kültür hazinesini genisletmekle kalmaz, gercek dünyadaki diplomatik olaylara da bakış açınızı değiştirir. attack ve defence rateleri yalnızca 1 olan bir militianın bir tankı yenebilmesi gibi mantık dışı durumlar icerse de her zaman gönlümüzdedir.
  • "sivilayzeyşın" diye okunur kabaca.
  • civil engineering (inşaat mühendisliği) 'in köküdür.
  • eylül 2010'da 5. ana sürümü olan civilization 5 yayınlanmıştır.
  • ilkokul 4'teyim, sene 93. ilk bilgisayarımda stunts, pre 2, prince, duke nukem, volfied vs. takılırken o müthiş beş verbatim marka disket nasıl elime geçtiyse artık öyle bi sardırdığım oyun oldu ki. daha ilkokuldayken sırf oynu biraz daha çözebilmek için alırdım sözlüğü elime, bildiğin ingilizce çalışırdım. gerçi ilk zamanlar sırf atom bombası yapıp atmak için oynardım, o kadar da bilgiye ihtiyaç yoktu aslında. neyse, 2011'e geldik hala bilgisayarımdaki tek yüklü oyun bu. oynamasam da durur o orda, olmazsa olmazdır yani. 18 sene olmuş olm, silerdem sid amca'ya ayıp edermişim gibi geliyor.
hesabın var mı? giriş yap