• çok küçük yaşlarda olmasa da; esnek çalışma saatlerini istediğin saatte işe gidip gelebilme özgürlüğü gibi bir şey zannetmek. gelecekle ilgili hayallerle ilgili kompozisyonlara 'ileride esnek çalışma saatleri olan bir işte çalışmak' yazmak.
  • eti cin paketinin üstündeki gözle ağızı paketin içindeki bisküvinin deseni sanırdım. her seferinde açınca ağız-göz görmeyince içim acırdı. (hala içim acır, umut işte.. hala çıkıcak umudu besliyorum)
  • renkli fotoğraflar üstünden çok zaman geçince siyah-beyaz olur zannederdim. büyüklerin fotoğrafı siyah-beyazdı. ben de bakardım fotoğraflarıma sürekli siyah-beyaz olmuşlar mı büyümüş müyüm diye.
  • rallylerde 1 kapı numaraları araçların hep 1. olduğunu sanmak. birinci zaten belliyse neden yarışıyorlar diye düşünmek ve işin içinden çıkamamak.
  • hiç unutmam ! babam, hadi bakalım yorganlar mahallesine gidiyoruz dediği zaman heyecanlanıp giyinmiştim hemen,sevinçle doluydum gezmeye gideceğimiz için. oysa pijamalarımı giymem gerekiyormuş. bunu söylediklerinde nasıl da üzülmüştüm..

    tabi bu sanrı sayılmaz tam olarak, bir kereye mahsustu saflığım.

    bir de ; cisimleri psişik enerjimle hareket ettirebileceğimi düşünürdüm,elimle garip hareketler yapıp,bakışlar atardım.hareket ettiremediğimi görünce üzülürdüm.
  • annem suda cok kalırsam parmaklarımın arasının ördeklerinki gibi perdeli olacağına inandırmıştı beni,o yüzden yıllarca aylarca duşta,denizde,havuzda kalamamıştım,mazallah ördek olurum diye.
  • her gözlükçü optik ya,işte elif optik ayşe optik,mehmet optik vs. hepsini çok büyük bi aile sanıyodum,yaptıkları da aile işi oluodu haliyle.
  • kızılderililerin, kızıl"dere"li olduklarını sanmak.

    hatta kelimenin doğrusunu öğrendiğimde; "kızıl derisi olan insan mı olur be! onlar kızıl dere diye bir yer varmış, oralıymış onun için onlara kızıldereli denir..." demiştim.

    (bkz: aslında kızılderililer de türktü)
  • türkler dışındakilerin yüzme bilmediğini sanırdım.. sebebi ise; düşmanı denize dökmek ile sonuçlanan zaferlerdi elbette.. yüzme bilmedikleri için kaybediyorlardı bana göre..

    aferin kızım, otur beş!
  • ingiltere'deki hayvanların da ingilizce ses çıkaracaklarını sanmam fıkralara konu olucak bir olaydır. o dönem ebeveynimin işi nedeniyle ingiltere'de anaokuluna giden ben, o günkü okuma saatinde sonra eve sabırsızlıkla gittim.
    k.b.= küçük ben, a= annem
    k.b :"anneaa bugün öğretmen türkçe konuştu"
    a: " a a gerçekten mi? ne dedi ?"
    k.b.:"miyavv dedi"
    a:mavi ekran
    bu yetmezmiş gibi madonna ve rahmetli michael jackson'ı kardeş sanardım o yaşlarda.
    ah ben ah benn...
hesabın var mı? giriş yap