• 15 nisan 2019 tarihli artı gerçek haberine göre çırağan sarayı'ndaki şatafatlı düğün esnasında bulunduğu caddede bindiği otobüsten inip yolun trafiğe kapatılmasını eleştiren avukata 2 saat boyunca işkence yapılması olayıdır.

    önce avukatı bir araca bindirerek darp eden cumhurbaşkanlığı korumaları daha sonra aracı çırağan sarayı'nın içine götürmüştür. iki saat boyunca ters kelepçeli, zaman zaman gözleri bağlı şekilde darp edildikten sonra korumalar tarafından polise teslim edilmiştir.

    nöbetçi savcılığa götürülen avukat, ifadesinin alınmasının ardından cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği gerekçe gösterilerek tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmiştir. çıkarıldığı mahkemede korumalar tarafından hazırlanan tutanağı işkence altında imzaladığını belirten ve ev hapsi kararıyla hakkında adli kontrol işlemi uygulanan avukatın yüzünün tanınmaz hâle getirildiği görülmüştür.

    ekonomik krizle boğuşurken en temel besinlere dahi erişemez hale gelen bu halktan çaldıklarıyla biriken sermayesini saray düğünlerinde saçan burjuvalara ve onların nikah şahitlerinin siyasal iktidarına sırtlarını dayayarak işlenen bu suçlara iştirak edenler bilsinler ki;
    "bu mafya iktidarı, bu kötülüğün organize olmuş hâli hak ettiği sonu bulacak. kaçınılmaz olanı yaşayacak."
    ahmet şık

    https://www.artigercek.com/…arindan-avukata-iskence

    edit: mevcut olaydaki işkence suçu chp milletvekili murat bakan tarafından soru önergesiyle meclis gündemine taşınmış; barolar birliği başkanı, istanbul barosu ve bu şiddete maruz bırakılan avukat sertuğ sürenoğlu'nun mensup olduğu muğla barosu başta olmak üzere sürece dahil olan baro başkanları açıklamalarını yayınlamıştır.

    istanbul cumhuriyet başsavcılığı "şüpheli hakkındaki soruşturmayla birlikte, şüphelinin kötü muameleye uğradığına ilişkin iddiaların da resen soruşturulduğunu” duyurmuştur. hepimiz biliyoruz ki başsavcılığın bu açıklamayı yapmak zorunda kalmasının tek sebebi kamuoyu baskısıdır. failin sırtı iktidara dayanıyorsa "kovuşturmaya yer olmadığını" iddia ederek savuşturacaklarını zannederken meslek örgütlerinin vasfını hatırlaması ve kamuoyunun tepkisiyle adeta mecburiyet sonucu yapılan bir açıklama söz konusudur.

    tam olarak bu sebeple, maalesef "olması gerekeni temin etmek ve etkin bir soruşturma yürütülmesini sağlamak" için haberi gündemde tutmak zorundayız.

    alınacak kararların hukuki normlara dayandırılması gerekirken politik süzgeçlerden geçirildiği, savcıların artık kamu adına değil iktidar adına soruşturma yapmaya başladığı, şüpheliye isnat edilen suç cumhurbaşkanına hakaret olunca sulh ceza hakimlerinin tutuklama, adli kontrol yahut başka herhangi bir koruma tedbiri olmaksızın karar vermekten çekindiği ve neticede yargı bağımsızlığının tamamen ortadan kaldırıldığı bir süreçten geçmekteyiz.

    gözlerimizin önünde inşa edilen bu tiranlıkta yaşadığımız tüm gerçekliğe rağmen hâlâ "türkiye cumhuriyetinin demokratik bir hukuk devleti" olduğunu düşünerek; bu işkencenin yapılmadığını, muz cumhuriyetinde yaşamadığımızı, haberin gerçek olmadığını, somut bir delil göremediklerini, haber kaynağına güvenmediklerini ifade eden arkadaşların tepkilerini, bu ülkede polis şiddetiyle katledilen binlerce insandan yahut artık talimatla çalışan adliyelerde neler döndüğünden haberdar olmamalarına bağlıyorum. soranlara tek tek dönemedim fakat taramaya vakti olmayanlar için yine de diğer kaynakları iliştireyim. tarafsızlık ispatı için her görüşten kaynak bekleyen arkadaşlar kusura bakmasınlar böyle bir kaygım yok zira ben tarafım, müsveddeleri değil haber niteliği atfettiklerimi ekliyorum.

    https://www.evrensel.net/…-meclis-gundemine-tasindi

    https://www.birgun.net/…alari-avukata-saldirdi.html

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…ata_dugun_dayagi.html

    http://www.diken.com.tr/…ogru-kosarak-hakaret-etti/

    https://gazetekarinca.com/…polisligin-yuz-karalari/

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…rumalardan-iskence/

    https://ilerihaber.org/…-avukata-iskence-96403.html

    https://youtu.be/mmn-eaq02ao

    sertuğ sürenoğlu'nun telefonla bağlanarak olayı aktardığı yayın (14.20)

    istanbul barosu - çırağan şiddetinin hesabını soracağız
  • kesinlikle gündemden düşürülmemesi gereken utanç verici olaydır.

    bizde söz tükendi; sizde arsızlık, haysiyetsizlik tükenmedi. hukuk, yargı nerede kardeşim? yeter artık! nasıl bir zamana denk geldik, inanılır gibi değil.

    yarattığınız hükümdarlığın altında kalasınız.
  • bu kadar arsızlık, fütursuzluk tarihte kalmış monarşilerde ve günümüz üçüncü dünya diktalarında olur sanırdık. işte biz de onlardan geri kalmamak için kendi ellerimizle ülkenin kaderini bu zalimlere teslim ettik. hayrını da görüyoruz uzun zamandır. ve artık halkın oyuna başvurmaya da tenezzül etmeyecek raddeye geldiler. “muhafızlar! atın şunu içeri!” komutuna bile ihtiyaç duymuyor korumalar, belli ki icazet ceplerinde. bu kadar rahat hareket etmeleri için halktan hiç korkmuyor olmaları lazım. eh yiyip için beyler. trafiği de kapatın, sizler geçmeyecekseniz kim niye aşındırsın ki yolları
  • korkunç... yanlarına kar kalmasın istiyorum!
  • umarım bu dünya’da da yatacak yer bulamazlar.
  • insan inanmak dahi istemiyor
  • istanbul barosu adam gibi bir baro olsa baro başkanı dahil çıkar gider yönetim kuruluyla beraber avukatları çağırıp o adliye de adalet dağıtırdı ama nerde.sen bu kadar pasif kalırsan avukata işkence de yaparlar kafasına sıkıp çöpe de atarlar.bu iş dünyanın en büyük barosuyuz diye işkembeden sallamakla olmuyor.
    edit: fiili gerçekleştiren polisler tarafından tutulan tutanak ortaya çıkmış allah belanızı versin yalancı herifler kaynak
    edit2:adamların iddiası avukatın cumhurbaşkanının aracına doğru koşup hakaret ettiği yönünde ve savcılıkta buna çanak tutmuş. nereden tutsan meseleyi elinde kalıyor.ulan bugünlerin hesabını illaki vereceksiniz hepiniz ama bugün ama ileride o zaman da gidip avukattan yardım isteyeceksiniz.bu avukat bunu yapacak kadar akli dengesini mi yitirdi de arabasına doğru koşup hakaret edecek.
  • hukukun, hem mecazen hem de gerçek anlamıyla ayaklar altına alındığının resmidir. hangi mahkemede hakkını arayacaksın ki? neredeyse tüm yargıyı kontrol altına alan saraya karşı, hangi hakim, yasaya ve vicdanına dayanarak karar alabilir ki?
    yandaş medya biraz zorlasa suçu avukat da dahi bulabilirler:
    o saatte orada ne işi varmış? kesin provokasyon için gitmiştir, kesin keşif yapmaya gitmiştir, kesin şu örgütle bu örgütle bağlantıları ortaya dökülecektir.

    mazluma attığınız tekmeler
    bugün taktığınız kelepçeler
    gün gelir size de atılır
    gün gelir size de takılır
  • ne diyebileceğiz ki ? dedirtmiştir.
  • devletin her kademesi işkenceci şerefsizlerle dolu. kesinlikle bu ve benzeri vakalar gündemde kalmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap