• bunun admini yemin ediyorum dayaklık. ukala kendini bi bok sanan zavallı bir tip. acıdım yemin ederim instagramda ve youtubeda verdiği yanıtları görünce. aşağılık ötesi bir kompleks.
  • negatif tepki topraklanamayınca birikiyor. bu kanalı ve eleştirileri izlemek çok zevkli valla. bugün yeni bir "tiny house" videosu izledim, gerçekten herifin oğlu iyi iş çıkarmış. maliyet de verdi, kiralama modeli de hoşuma gitti. bir yandan da halâ ilk videolardaki bir cümle aklımdan çıkmıyor; "hayatımın bu döneminde kendimi gıda girişimcisi olarak adlandırmayı tercih ediyorum." adam da evde lokum yapıyordu. maddi rahatlığını bilemem ama kendini kalıplarla tanıtmaması ilginç geliyor bizim gibi geçim derdinde insanlara. lokum da güzel görünüyordu bu arada, paketlenmesi falan tam özel gün hediyesi. ancak sen negatif fikrin kendi içinde yiyeceği linçi hassaslıkla bertaraf edince ben de ilk önce özgüveninden etkilendiğim adamdan gıcık mı kapsam diye düşünür oluyorum. ben de lokum yaparım o zaman noktasına doğru gidiyorum. lan çıkarım yaptıkça yapılıyor işte sosyal deney gibi... halbuki ben öyle lokum yapamam çünkü yeterince miles davis dinlemedim ve pisa kulesini ziyaretimden sonra yediğim makarnayı keşli cevizli erişteyle kıyaslamadım. ancak insanlar dokunamadıklarında ve konuşamadıklarında kışkırırlar işte. yine de takip etmesi çok güzel kanal.
  • sanırım en sevdiğim yutub kanalı olabilir. o kadar hos o kadar zevkli evleri paylasıyorlar ki bizle boyle ağzımın suyu aka aka izliyorum desem yeri. su en son bodrumdaki tiny house gibi bir sey yaylaya yesilliklerin, kendi diktiğim kiraz ceviz ağalarının, ozenle yaptığım bostanımın arasına yapmazsam gozum acık giderim heralde. sadece bortu bocekten cok korkuyorum o biraz kafamı karıstırıyor bir de bu konteynır evler sıcak olmuyor mu acaba ne kadar yalıtılabilir ki?
  • son bölümlerimdeki tayfur ve ozveri'nin tiny house'ına bayıldım. zaten tiny house benim zayıf karnim galiba. üç bes akıllı mimari çözüm ya da modüler aksesuar gördüğümde aklım gidiyor.

    bir kere ana hol+mutfak çözümleri çok guzel. 3 m genişlikteki bir alan ancak o kadar ferah olabilir. galeri boşluğu sayesinde oluşan ferahlık hissi cam tavan ile patlama yapmış durumda. merdiven çözümü de son derece başarılı. aslinda anladığım kadarıyla bir merdiven yapılmamış evde. dolaplarin ve rafların üzerine basıp cikiyorsunuz. belki de bu yüzden trabzan yapılmamış/yapılamamış. estetik anlamda sorun değil elbette ama bi hastalığa bakar o iş. kalıverirsin aşağıda.

    yatak odası gayet hoş ve yeterli. ama benim esas favorim olan yer kedi yolu. gerçekten çok hoş olmuş. lakin o misafir tarafina çıkan ayri bir merdiven çözümü de olabilirdi belki diye düşündüm. mevcut merdivenin tam simetriği olacak şekilde.

    evin verandasi ise en zayif yanı bence. aslında tiny houselar oldukça küçük olduğu için güçlü bahçe/veranda tasarimları ile beslenmelidir. burada alan olarak yeterli olsa da kullanışlılık açısından eh dedim. nerde şunun bahçesi nerede bununki. bahçedeki o beyaz koltuk takımının çekim yapılacağı için alınmış olduğu öyle açık ki. zaten o bolge için son derece kaba. verandanin üstündeki branda ise son derece kullanışsız geldi bana. bodrum gibi sicak yerlerde ısı yalıtımlı sandviç panellerin altinda bile oturmak zorken ne kadar özel olursa olsun bir brandanın altında oturmak zor göründü bana. yine hafif rüzgârlı bir yağmurda öyle çıkıp verandada kahve keyfi yapmak mümkün değil. bir hafta sonu evi olsa neyse ama yaz kış yaşanan bir evde bu dediklerim aranan şeyler.

    neticede sahibinin de iç mimar olmasından mutevellit zevkli bir iş çıkmış ortaya. eleştirilecek yanlarının olması bu gerçeği değiştirmiyor.
  • benim anlam veremediğim şey reklamlar. mesela birinin evine konuk oluyorlar vestel kahve makinesi var, onu anlatıyor aşağıda linkini veriyorlar. 4-5 farklı evde vinsanın musluğu falan var onu anlatıyorlar. logosu geçiyor, sitesi yazıyor bariz reklam yani.

    evi seçmeden önce arayıp "vinsa musluğunuz var mı evde x570er modeli?" diye mi soruyor bunlar? nasıl denk geliyor 3-4 evde üst üste. yok eğer o evde önceden o kullanılmıyor sırf video için alındı/takıldıysa ev sahipleri göz göre göre yalan söylüyor bunu yıllardır kullanıyoruz diye.

    edit: başarılı bir reklam işte ne var diyenler oluyor. yahu ev sahipleri influencer değil ki. hepsi mesleğini söyleyip sade vatandaş olarak "evimize konuk olduğunuz için teşekkürler" diye samimi bir şekilde başlıyor anlatmaya. bir sürü motivasyon konuşması yapıyor, sonra çıkıp biz "bunu tercih ettik" diye sponsorun ürününü gösteriyor. kusura bakmayın da ben o saatten sonra ne dededen kalma sandığa inanırım ne çöpten bulunan aynaya.

    "bunu vinsa sponsorluğunda taktırdık, aylardır kullanıyoruz çok da memnun kaldık" dese daha doğru ve samimi aslında.
  • gecen bi videoya denk gelip, daire turu denen videolarina bakindim biraz.

    5 video sonra dayanamadim artik, adamlarin kanalda gosterdikleri her ev, incik cincik, köyün delisinin sagdan soldan topladigi bi dunya anlamsiz, uyumsuz, tarz desen kendi icinde tutarsiz, hipster kafali, bu da boyle olsun, marjinal olsun tadinda derlenip toplanmis evler. izlerken cogu zaman icim sıkıldı, daraldim bi zaman sonra aga bu nedir ya diyerek?

    bir evin icine para harcamak demek, icindeki esyalarin nitelik anlaminda iyi olmasi demek, o evin iyi sekilde dekore edilmis oldugu anlamina gelmiyor maalesef. hadi diyelim benim tarzima, begenime uymadigi icin oyle olmus olsun, ama bakiyorsun evlere, rustik mi? domi klasik mi? modern mi? eklektik mi? bohem mi? geleneksel mi? minimalist mi? belli degil. alayi semt pazari gibi anasini satiyim, ne bir tutarlilik, ne keskin bir tarz, ne ozgun bir sonuc var ortada. minimalist ev diye gosterdikleri bir ev vardi, babannemin evi gibiydi ev. asdfdss

    hayir bu evler benim sagda solda arkadaslarimin oturduklari evler olsa, diycem ki eyv. ellerinize saglik cok guzel olmus. ama sen bu evleri bakin ne guzel yapmislar diye gosteriyorsun arkadasim. o zaman problem var iste. misal bu anlamda kendi icinde en tutarli evlerden biri, seramik sanatcisi bir kadinin beyoglundaki eviydi. arada 3-5 eksileri olsa da, genel konsept tutarli ve celiskisi pek yoktu en azindan. (o camekan tabak canak dolabi haric diyelim.) bi de bomontide bir ev vardi, icindeki plastik sandalyeler vb 3-5 seyi gormezden gelirsem, onun da gideri varmis. kendi icinde tutarli, mantikli bir daire olmus o da.

    ha derseniz ki, yahu sen anlamamissin, bu evleri gostermenin amaci zaten, oyle iddiali isler olmasindan ziyade, sen ben gibi insanlarin kendilerince yaptiklari evler iste. o kadar da abartma derseniz. eyv ustte soylediklerimi geri alabilirim.
  • denizli'deki ev ile ivme kaybetmistir. nerdeeee muzayedeye katilan hanim ablalar nerdeeee denizli şivesi ile konusan bu tipler. ayrica benim ev daha guzel amk, cok siradandi bu bolum. en azindan evdeki hicbir seye imrenmedim.
  • size de yaranılmıyor dedirten youtube kanalı. bugune kadar ki abuk subuk şey tasarımcısı insanları alay konusu ediyordunuz, halktan hatta taşradan iki insanın gayet hoş olan evine de laf etmişsiniz..
  • aşırı negatif basan youtube kanalı.

    önce aa ne güzel diye merak edip izliyorsunuz, sonra kanalın üreticilerini de vizyonlu insanlar galiba diye twitter ve instagramdan takip etme gafletine düşüyorsunuz.
    sonra feediniz kavgalı, laf sokmalı, diss atmalı bir feede dönüşüyor. twitter ve instagramda dümdüz insan paylayan suretlere maruz kalıp, noluyor lan! diye şaşakalıyorsunuz.

    instagram hikayelerde kanal altındaki hoşlarına gitmeyen yorumlara laf sokmalı cevap verip bir de takipçileriyle bunu paylaşmayı hobi haline getirmiş adminleri var.

    kimdir nedir diye merak edip baktım (bkz: eda demir) entry altına döşemiş millet, kanaldan da önceye dayanan bir tarihi var belli ki bu antihumanist durumun. benim anlayamadığım konu; sosyal medyaya yönelik işler yapıp, sosyal medyada herkesle kıyasıya kavga edip, kendisi gibi düşünmeyen her kesime fütursuzca giydirip en ufak eleştiride ya da geri bildirimde, ''sen kimsin?!!birbirbir, boş konuşma!'' gibi üslup ile iletişim kuran zat.görselgörsel

    tanımadığı insanlarla sert, kaba ve haddinden fazla agresif konuşup, aynı geri dönüşü aldığında hatta nispeten daha saygılı ve sakin cevaplara da insanların sosyal medya üzerinde tanımadığı insanlara yorum yapma hakkını nereden aldığını sorgulayarak kendileriyle oldukça çelişiyorlar.

    sosyal medyaya yönelik iş yapıyorsanız, her türlü fikre saygı duymak zorundasınız. zira o insanlar size izlenme sayısı kazandırıp proje üretme konusunda süreklilik sağlayan insanlar, fikirlerini paylaşmakta oldukça özgürler.

    aynı fikirde olmadığınız herkesi sürekli ekran görüntüsüyle ifşa edip, bilmem kaç takipçiyle paylaşmak psikolojik olarak hangi konuda rahatlatıyor bilemiyorum ama böyle giderse, saygınlık ve kalite konusunda çok şey kaybettireceği aşikar.
  • denizli bölümünde şive falan duyamadığım, dolayısıyla insanların neyden bahsettiğini anlamadım. ki duysak ne olacak pardon? millet kendini size beğendirmek için istanbul ağzı kasıp olmadığı biriymiş gibi mi davranmak zorunda? insanlar taşrada evlerini vahaya çevirmiş, bunu yaparken de yok güney amerika gezimden bulduğum kilim, yok bit pazarından alıp vernik attığım obje diye evi saçma sapan doldurmadan yapmışlar. ki evin hanımı ilk yıllarda apartta kaldık ki para biriktirelim diyor. yani gayet mütavazi insanların da estetik, güzel ve ferah evlerde yaşayabileceğini görüyoruz.

    her bölüm başka bir konsept cafe'deymişiz hissi veren, istanbul + yargıcı home + mudo ve elbette dünyanın öbür ucundan gelmiş ama esasında sadece bir turist objesinden ibaret eşya formülünden ilerlediği sıralar izlemeyi bıraktığım, denizli bölümü ile tekrar radarıma girmiş kanal.
hesabın var mı? giriş yap