• sene 2002 veya 2003, yıldız tilbe'nin kızılay meydanı'nda konseri vardı. kızılay'da bi dersaneye gidiyorum o dönem. tam o gün o saatte ders var. haliyle bütün konser sanki sınıfın içinde veriliyordu. ders de şansımıza kimya. kimyacıyı bi görseniz, nazi subayından bozma acayip sert bir kadın. suratına tuğla atsanız tuğla kırılır sanki, öyle bir görüntüsü var. kimse dersinde çıt çıkarmaya cesaret edemiyor. kadın tutturdu başlarım konserine ben dersimi işleyeceğim diye. konser sesini bastırabilmek için nasıl bağıra bağıra ders anlatıyo ruh hastası, görmeniz lazım. biz de kulak zarımıza edilen tecavüzü görmezden gelmeye çalışarak ders dinlemeye çalışıyoruz.

    derken delikanlım'ın girişi duyuldu, herkes yalvaran gözlerle hocaya bakmaya başladı. hoca gülümseyerek bize baktı. kimse tek kelime etmedi. hoca gülümseyerek "tamam, bu şarkılık, sadece bu şarkılık derse ara veriyoruz" demesin mi birden.

    sonraki görüntü şu: bir sınıf dolusu liseli ergen dersane sıralarında bağıra çağıra hep bir ağızdan delikanlım'ı söylüyor. hatta yer yer hoca da bize eşlik ediyor. belki de hayatımda ilk defa onu gülümserken görüyorum. şarkı bittikten sonra da, az önceki kolektif seranat hiç yaşanmamış gibi "evet arkadaşlar, dipol dipol bağları kovalent çekirdekte.." diye derse devam ediyor.

    işte delikanlım böyle delikanlı bir şarkıydı.
  • pişmanlık timsâli albüm.

    1994 yaz mevsiminde bu albüm ve muhteviyâtındaki birbirinden leziz, göz nûru parçalarla kasıp kavurmuştu piyasaları.
    muadilleri doksanlı yılların ilk çeyreğinde ne idüğü belirsiz elektronik cihazlardan çıkan gerçeküstü ses efektleriyle lise şarkıları düzenlerken, yıldız tilbe cesaret edip her biri ötekinden daha melankolik bu şarkıları yazıp, milyonlara dinletmişti.

    mor bandrollü foneks kasedin jelatinini sıyırıp teybe taktığım ilk günü hatırlarım. aylardan nisan yahut mayıs idi. sokaklarda kimse bilmiyordu henüz bu kasedi. ilk etapta aile bireyleri kulak misafiri olup, dinlediğim müziğe çarpılmışlardı. derken bir arabaya, bir de eve aynı kasetten iki tane daha alındı.
    el kadar çocuk olmama rağmen, sanki o aşkları cidden yaşamış gibi hüzünlenirdim şarkıları sırayla dinleyip. o güne dek bir tek levent yüksel, sertab erener, sezen aksu gibi, kalitesi isminde gizli, bir elin parmağını geçmeyen müzisyenler sayesinde pop müziğin olması gereken biçimini görmüştüm.
    fakat bu ayrı bir lezzet idi. sanki bütün uç noktaların birleşimiydi. hem slow popun kaliteli sesi, hem arabeske kaçan ince geçişler beni büyülemişti.
    gel zaman git zaman, aylar haziranı gösterince kaliteli müzik hususunda bâkir kalmış kuşadası topraklarında dinlemeye başladık bu albümü.

    müdavimi olduğumuz havuz kompleksindeki teybe takmıştık. barmen de çok sevmişti işittiği bu sesi. bütün gün aynı albüm çalıp durdu. günün sonunda kasedimizi alıp eve gitme teşebbüsünde bulunduğumuzda, tüm gününü havuz ve minibarda geçiren yabancı turistlerden gelip bu kim diye soranlar olmuştu. barmen adam da kasedi alıp eve götürmemizi istememişti. havuzun daimi müşterileri ile aramızda yıldız tilbe kardeşliği oluşmuştu. barmen bu albümden satın alıp 2 ay boyunca her gün çaldı. çok insan hayran kaldı bu sese ve müziğe. herkes tetris oynayıp yıldız tilbe dinliyordu bütün gün boyunca... yıldız tilbe işte böylesine kudretli bir müzik yapıyordu o zamanlar. halkları ortak noktada bir araya getirebilen tuhaf ve sözlerini anlamadan bile etkisinden hiç bir şey yitirmeyen, esrarengiz bir lezzete sahipti.

    yazın sonunda ankara'ya döndüğümüzde, artık sokaklarda da ne kadar nezih ortam varsa, veya caddeden ne kadar araba geçiyorsa hepsinin içinde delikanlım albümünden güzel parçalar duyabilir olmuştuk. mucize gibi çökmüştü müzik piyasasına. o zamanlar ilk meyvelerini vermeye başlayan; kış güneşi şarkısını da yıldız tilbe'nin yazdığı tarkan/a-acayipsin albümü ve tarkan çılgınlığını bile geride bırakmıştı bu albüm bir süreliğine.

    aradan seneler geçti. yıldız tilbe yeni albümler yayınladı. yeni yeni sözler yazdı. lakin hiç bir düzenleme delikanlım albümü havasını yaşatamadı.
    hiç bir albüm o delikanlım albümündeki yeni keşfedilmişlik hissi ve kaliteli söz yazarlığını hissettiremedi. aksine yıllar geçtikçe yıldız tilbe de mutasyona uğradı. o sevimli, oturaklı, ağırbaşlı, her tarafından kaliteli müzik akan yıldız tilbe gitti, yerine boşvermiş, çılgın, müptezel, oynak, arabesk ve fantazi bir yıldız tilbe geldi. ne yazdığı sözler bir anlam ifade etti, ne müzik türü insanları tatmin edebildi. foneks ile başlayıp idobay ile devam etti. çok yazık etti.

    şimdilerde ise yaşanmışlıklarım ile birlikte dinleyip, her dinleyişte yeni anlamlarını keşfediyorum bu albümdeki şarkıların.
    tek üzüntüm, bu şarkıları dinlerken, yıldız tilbe dinliyorum diyemiyorum. dilim varmıyor. başka birisi sanki...

    geride dinlenmekten yazıları silinmiş bir delikanlım kasedi kaldı eski kasetlerin yüklü olduğu kolide.

    netice itibariyle,
    geçmişe duyulan özlemler ile günümüzde dahi sık sık başvurulan mühim bir kilometre taşıdır bu albüm. bir daha asla benzeri saflıkta melodiler yapılamayacaktır.
  • yıldız tilbe 96 yılında polis aracına bindirilirken çıplak sesle söylemişti bu şarkıyı. yıldız tilbe'ye olan tüm saygım o günden itibarendir.
  • bir nazım hikmet ran şiiri :

    "delikanlım !
    iyi bak yıldızlara,
    onları belki bir daha göremezsin
    belki bir daha
    yıldızların ışığında
    kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin
    delikanlım !
    senin kafanın içi
    yıldızlı karanlıklar kadar
    güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
    yıldızlar ve senin kafan
    kainatın en güzel şeyidir.
    delikanlım !
    sen ki, ya bir köşe başında
    kan sızarak kaşından gebereceksin
    ya da bir darağacında can vereceksin.
    iyi bak yıldızlara
    onları göremezsin bir daha....”
  • türk pop tarihinde enfes bir yeri olan sarkidir. öncelikle bunun hakkini kendisine vermemiz gerek. gencligimizde tüm ipneligimizle "kalbim duraksiz haykirislarda... hafife alma aşk vurur insana, bu kadar kolay sanma ah delikanlim" demisligimiz icabinda bu sarkiyi kendimize soyletmisligimiz var burası da kabul, ama allaskina herkesin aklında bu sarkidaki delikanlim böyle geniş omuzlu, hafifsi esmer, icabinda çılgın bediş in tüm sezonlar boyunca iş attığı çocuk kadar yakışıklı bir birey olarak durmaktadir degil mi?

    allaskina yahu yildiz tilbeden bahsediyoruz. ki yıldız tilbe bu şarkıyı izmir'in kadife kalesinde yazdığı düşünülürse delikanlim diye bahsedilen, geceler boyu seril üstüme denilen insan şöyle kara kuru, bıyıklı, icabinda göbekli ve midye satan bir arkadaştır..

    bu vakitten sonra istiyorum ki kendimizi kandirmayalim.
  • çoğu erkeğin keşke bana yazılmış olsa diyebileceği güzellikte sözlere sahip parça.
  • birkac isimden ibaret müzisyen kadrosu, kartonetinin bile ele verdigi mütevazi bütcesi ve hayatinda yazdigi ilk sarkilari söyleyen ve esasli bir klandan* taze ihrac edilmis yorumcusuna* ragmen sahibine az zamanda cok ün kazandirmis albüm. büyüsü nerden geldigi bilinmez 1994 yilinin günümüze pek az hasarla ulasmis bir tempa foneks prodüksiyonu. buram buram keyboard kokan sounduna ragmen bu albümde yildiz tilbe kanli canli ve bir daha hicbir albümünde sergile(ye)meyecegi yorumuyla arabeskten latine, türkü formundan türk klasik müzigine kadar genis bir spektrumda bu ucuz prodüksiyonun en kiymetli parcasi olarak kendisini istanbullarda bir basina birakan hayata meydan okur gibidir. cenesinin sol yanindaki beninin itina ile gözlerden saklandigi albüm fotograflarinda bu albümün firtinasinin dinmesinin hemen ardindan olacaklardan* bihaber mutlu mutlu gülümser. ayrintili bilgi icin:

    yapimci: aydin oskay
    stüdyo: yhb**
    tonmayster: yusuf bütünley
    c. c. master: lemi mazgalci
    fotograf: erol atar
    grafik: sibel ve özgür arcan
    baski: frs
    gitar: bülent özdemir + erdinc senyaylar
    geri vokal: cihan okan + zeynep + bülent özdemir + yusuf bütünley + kenan dogulu
    keman: ilyas tetik
    zurna: deniz salman

    01 delikanlim (söz + müzik: yildiz tilbe / düzenleme: bülent özdemir + tarik sezer)
    02 sevdanin tadi (söz + müzik: yildiz tilbe / düzenleme: bülent özdemir + tarik sezer)
    03 sana deger (söz: yildiz tilbe / müzik: bülent özdemir / düzenleme: bülent özdemir + tarik sezer)
    04 cizilmemis resim (söz: yildiz tilbe / müzik: bülent özdemir / düzenleme: tarik sezer)
    05 cal oyna (söz: yildiz tilbe / müzik: yusuf bütünley / düzenleme: bülent özdemir + yusuf bütünley)
    06 hoscakal (söz: yildiz tilbe / müzik: bülent özdemir / düzenleme: bülent özdemir + tarik sezer)
    07 sevemedim ayriligi (söz + müzik: yildiz tilbe / düzenleme: bülent özdemir)
    08 yalniz cicek (söz: yildiz tilbe / müzik + düzenleme: tarik sezer)
    09 zülüf (söz + müzik: neset ertas)
    10 selam (söz + müzik: yildiz tilbe / düzenleme: bülent özdemir + tarik sezer)
  • bir kadın için yazılabilecek en güzel şarkı tanju okan'dan kadınım ise bu da onun bir erkek için yazılmış halidir.
  • türk pop müziğinin açık ara liderleri arasında yer alan harika ötesi şarkı. yıllar sonra bir gün "dur lan böyle bir şarkı vardı" ya derseniz açıp dinlemeyin, insanı geçmişe götürüyor. hey gidi.... ben balkona kaçar gençler bir cügara yakayım.
hesabın var mı? giriş yap