• ‘okumak fikirlerimizi riske atmaktır’ diyor takdim bölümünde. defalarca altını çizmelik. bazen yazarların eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmayı kendilerine görev edindiklerine inanıyorum.
  • "işin aslı, okumak fikirlerimizi riske atmaktır."

    murat menteş sanki bu kitap çeşidini devam ettirecekmiş gibi geliyor. ve umarım bundan sonraki hayali konuşmaları biraz daha uzun ve biraz daha doyurucu olur. kitaptan sevdiğim bölümler:

    dostoyevski:
    - merak ediyorum... şu hayatta sizi ne şaşırtır?
    - elini kana bulamış kimselerin dua etmesi... bu beni hep şaşırtmıştır...

    hacı bektaş-ı veli:
    "kimsenin ekmeğini yeme, kendi ekmeğini kimseden esirgeme."
    "sorun şu ki, insan suretindeki herkes insan değildir. nezaketle, esasında kendinizdeki iyiliği muhafaza edersiniz..."
    "mertlik, insanların günahlarını, ayıplarını görmemektir."
    "allah'tan dileğim, o'ndan başkasından bir şeycik dilememe gücüdür."

    nietzsche:
    "şart olan, düşüncelerini değiştirebilmektir. düşüncelerini değiştirmekten korkma. fikir değiştirmek, senin karakterini değiştirmez."
    "dostlarını eleştirip, düşmanlarına hak vermeden bilgelik kazanamazsın."
    "hünerli kimseliğin küstahlığı, beceriksizlerin küstahlığından daha çok rahatsız eder. "çünkü insanları asıl rahatsız eden şey, küstahlık değil, hünerdir.
    "dikkat et: insan, aşağı gördüğü kimseden değil, eşit ya da yüksek gördüğü kişiden nefret eder."

    agatha christie:
    "aslında konuşmayı sevmiyorum, mesele bu. çoğu kimse düşünmekten kaçındığı için sürekli konuşuyor."

    neşet ertaş:
    - ömür billah yokluk çektiniz ama kimseye eyvallah etmediniz?
    - bin şükür... gölgeye girenin gölgesi olmaz.

    vonnegut:
    "savaş, milyonerlerin milyarder olabilmesi için beş parasızların birbirini öldürmesidir."

    charles bukowski:
    "yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan, hazırsın demektir. artık mutsuz olabilirsin."

    - sevgiliden vazgeçmek kolay mı dersiniz?
    - kim bilir? kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki de.
  • murat menteş'in april yayıncılıktan çıkan son kitabı.

    kitap murat menteş'in 11 yazarla yaptığı hayali söyleşileri içermektedir. işte o yazarlardan bazıları;

    (bkz: farabi)
    (bkz: shakespeare)
    (bkz: dostoyevski)
    (bkz: agatha christie)
    (bkz: orhan veli)
    (bkz: bukowski)
  • murat menteş'in yazıp hakan karataş'ın çizdiği, zamanda yolculuğa çıkmayı vadeden, az önce randevumu bitirip geldiğim kitap.
    bay menteş bu kitapta 11 üstatla söyleşmiş. kitabın sonundan anladığım kadarıyla bu bir hasbihal serisi olacak. 1. cildin sonu diye not düşülmüş kitaba.

    942 yılının bağdat'ında farabi ile, 1945'in dresden şehrinde kurt vonnegut ile randevu ayarlayan menteş bey'e çok selam ediyorum buradan. bu kitabı "yazarların hayatına giriş bileti" olarak nitelendirmek de yanlış olmaz. aynı şekilde ziyadesiyle malumet ihtiva ettiğini ilk elden öğrenmiş bulundum. antika titanik romanı ile bazı okurlarını üzen menteş bey bu sohbetlerle onların gönlünü almış olmalı diye düşünüyorum. gelecek cildi sabırsızlıka bekliyorum.
  • ikincisi çıkmış kitap.

    (bkz: derde deva randevu no 2)
  • durun! açılın! ben murat menteş hayranıyım...

    genel olarak yazarımızı romanlarından tanısak da farklı bir tat olmasından ötürü kendisine dargın değilim. farklı işte. bir takım ünlü insanla zihinsel söyleşi falan yapmış.

    önemli olan ne biliyor musunuz arkadaşlar? cesaret! bakın. bu tür bir kitabı yazmak için taşak* ve ruh hastası kişiliğe sahibi olmak gerekiyor. boş beleş adamlar 11 farklı insan kılığına girip onlarla söyleşi yapamaz. sayın menteş'i de bu yüzden seviyorum. yaratıcılığa evrilmiş bir ruh hastalığı var bu adamda. ve edebi cesareti de var. yardır gitsin hocam be!

    ben bir okur olarak 11 farklı kişi için 11 cümle seçtim. en sevdiklerim.

    1. farabi : "ahlak inancın değil bilginin konusudur."

    2. william shakespeare : "kesenle bir nefsin de kabarır taşar mirim, fukaralık seni sana bırakır."

    3. dostoyevski : "hiçbir günah, ayıp ve suç aslında tek bir kişiye ait değildir."

    4. hacı bektaş-ı veli : "mazinle uğraşarak zaman kaybetme, şimdiyi heba etme."

    5. friedrich nietzsche : "başarı, müthiş bir yalancıdır."

    6. hüseyin rahmi gürpınar : "nice dindar ahlaksızlar vardır ve ahlaklı dinsizler. bu hakikati görmek lazım."

    7. agatha christie : "(oy kullanır mısınız? sorusuna cevaben, "tabii ki. hayatım boyunca hep en az zarar vereceğini düşündüğüm aday'a oy verdim."

    8. neşet ertaş : "bizim oralarda seni seviyorum denmez. gurban olurum saa denir."

    9. kurt vonnegut : "kölelik döneminde, intihar eden köle sahipleri kölelerden katbekat fazlaydı. çünkü köleler blues'la teselli buluyordu."

    10. orhan veli kanık : "inanç ve ideolojilerin tellallığını yapmak sanatın işi değil."

    11. charles bukowski : "yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır. mesela çok geç kalmak. çok geç'ten daha kötü bir şey yoktur hayatta."
  • böyle fırfırlı ve üstünde murat menteş yazan birşey görünce dayanamıyorum.
    (bkz: antika titanik) de böyle olmuştum. sonra çok gıcık olup bir daha almayacağım demiştim.
    yine bu serinin iki kitabını aldım.
    belki yorgunluk sebebiyle bilmiyorum ama sanki yazarların söylemlerinden dışarı çıkmamak için cevaplara soru almış gibi bir hissiyat verdi.
    çok zorlama kafiyeler , çok daldan dala sorular ile "gene atladım" diye düşündüm.

    "hafife alma" (bkz: murat menteş tarzı karakter isimleri) ile başlaması planlanan proje daha detaylı ve bir karakter ile baya ciddi konuşma geçireceği için tarihte ziyaret edilen kişinin yapisindan çok o kişinin hakkında yazarın o karakter hakkında bildiğimiz şeylerin üstüne yazar yorumu eklenmesi olacaktı muhtemelen. bu da geçmiş yolculuklarda "hayır böyle demiyordu hayır böyle yapmıyordu" gibi itirazlara sebep olabilirdi. kitapta süreci ayakta tutmak için böyle efsaneler ile 30-40 sayfa sürecek bir muhabbet yapamazsınız. o kadar bilgi yok. kalanı yorum olacaktı.

    veya mahfi eğilmez gibi "çay söyledik, çaylar geldi, çayın yanında iki şeker vardı, şeker kullanıyor musun dedi , bırakmaya çalışıyorum ama bırakamıyorum dedi ve çay kaşığını çaya batırıp az önce attığı bir adet şekeri sıcak orta demli çayında karıştırdı" minvali ortam tasvirleri girilmesi zorunlu olacaktı.

    burada ise direkt cevaplara soru yazıldığı için elde olan bilgi buydu hissiyatı ile biraz geçiştirme olmuş gibi geliyor.

    hafife alma'nin aşkvurur insana adinda kızı olsa ve komşuları bukadarkolaysanma delikanlım ile oturma yapıp yıldız tilbe dinlemeleri daha çok ilgimi çekebilirdi.
  • murat menteş’in yazarlarla yaptığı hayali sohbetleri yazdığı kitabıdır.
    özellikle, sohbet ettiği yazarları çok tanımadığım kısımları okurken zorlandım, yazarları tanırsanız kitaptan daha çok keyif alırsınız. muhtemelen yazar da bunu hedeflemiş.

    - insanlık gerçekte ilerlemiyor mu? niçin hem erdemli hem de mutlu olamıyoruz hala?
    - cahiller paranın peşine, sırf onu elde etmek için düşerler. para vasıtasıyla, paradan daha değerli bir şeye ulaşmanın yolunu bilmezler.
    - cehennem paydos etmiş, tüm şeytanlar burada!
    - zekice davranmak için zekadan fazlasına ihtiyaç var.
    - zenginler ruhsal hastalıklara, fakirler suça meyyaldir.
    - dikkat et: insan, aşağı gördüğü kimseden değil, eşit ya da yüksek gördüğü kişiden nefret eder.
    - sanat nedir? / gerçeğin panzehiri.
    - bir insan kimin ölmesi gerektiğini bildiğini düşünmeye başladığında katil olma yoluna girmiş demektir. ve her katil, birinin kadim dostudur.
    - dünya, kötü şeyler yapan iyi insanlarla dolu! hem ancak sevdiklerimiz hayatımızı cehenneme çevirebilir.
    - kimileri çok akıllıdır. hayattan mutluluk beklemezler.
    - bir tavsiye ne kadar iyiyse, o ölçüde kulak ardı edilir.
    - postanede çalışan kadına aşığım ama o bunu bilmiyor; karım biliyor.
    - ayrıca ateşli silahlar da iyidir. ne yağ ne nikotin ne de kolestrol içerirler.
    - yazarlığı öğlene kadar uyuyabilmek için seçmiş bir alkoliğim ben.
    - bir insanı sevmek pekala mümkündür, eğer onu çok iyi tanımıyorsanız.
    - toplum, geri zekalıları hararetle savunan geri zekalılarla dolu. dünya, geri zekalıların cenneti.
    - kötü bir şey olduğunda unutmak için içiyordum; iyi bir şey olduğunda kutlamak için içiyordum; hiçbir şey olmazsa, bir şeyler olsun diye içiyordum.
  • murat menteş ile barıştığım kitap olmuştur. şeyhim beni ışınla dedi ışınlandı. *
  • az önce sipariş ettiğim murat menteş kitabıdır. ot dergisinin sanırım eylül sayısında orhan kemalile bir söyleşi yapmıştı. okurken gerçekten keyif almış ve murat menteş'e bir kez daha hayran olmuştum. bütün kitaplarını beğenerek okudum öyle tahmin ediyorum bunu da beğeneceğim. fikir olarak kimin aklına gelir ki yaşamış önemli yazarlarla söyleşi yapmak, onlara soru sorup cevapları eserlerinden almak? zeki seviciyim evet.

    kitaba ulaştıktan sonra gelen edit: hani bir şeyi çok seversin için içine sığmaz, karnında böyle heyecan ve mutluluk arası karıncalanma hissedersin. bu kitap bana öyle hissettiriyor. fikir zaten şahane. bu şahane fikir murat menteş ve hakan karataş kalemiyle birleşince ortaya harikulade bir eser çıkmış. murat menteş ya arkadaşım olsun ya da sürekli kitap yazsın başka türlüsü işime gelmiyor.
hesabın var mı? giriş yap