• sanirim uc bes miknatisi bir araya getirip manyetik motor elde eden her lavugu "insanlik beni sukranla anacak, hatta ne anmasi lan tapacak bana tapacak" $eklinde gaza getiren bir cesit duzenek. halbuki o miknatislar zamanla demagnetize olur, sonra anca belli bi mesafeden kafa yarmaya yarar, sen de donergecinle birlikte ta$ak oglani olursun haberin olmaz lavugum benim.

    merakli kisi buradan da buyurabilir elbet: http://www.lhup.edu/~dsimanek/museum/unwork.htm

    bu da bildigimiz erke donergeci: http://www.keelynet.com/energy/callomag.htm
  • sisteminin bir maymun tarafından da keşfedilmiş olması, evrimin kanıtının ta kendisidir*;
    http://www.youtube.com/watch?v=hnkouivrnxu
  • varolabilmesi için herhangi bir yerçekimi, elektrik veya manyetik alanda veyahut herhangi bir kütlenin momentumunda oluşan periyodike yakın bir değişimden faydalanması gereken makine türü.

    sivrizekalılığın bir örneği olarak da o bahsedilen alandaki değişimin yaratılabilmesi için de genelde aynı makinenin başka bir bölümü veya hususi bir kısmı mahsus bu işe tahsis edilir ve bu değişimden faydalanacak kısmın da bu alanda yaratılan değişimde harcanan enerjiden daha fazlasının elde edileceği sanrısıyla dizaynı (büyük oranda kağıt üzerinde) yapılır.

    devridaim makinesi zannedilipte aslında öyle olmayan birçok birbirinden ilginç icadın olduğunu da belirtmekte fayda var.
    mesela bunlardan hemen aklıma gelen hava basıncındaki değişime göre kendi kendini kurabilen saat ile bir süs aksesuarı olarak hediyelik eşya satan dükkanlarda bulunabilecek "su içen kuş" örneğidir.
    çalışabilmesi için herhangi "değişim"den faydalanması gerektiğinden bahsetmiştikya; kendi kendini kuran saat hava basıncında periyodik bir dalgalanma olmadığı müddetçe artık kendi kendini kuramayacağı gibi aynı şekilde oda sıcaklığındaki ufak farkedemediğimiz değişimlerden faydalanarak çalışan "su içen kuş" örneği de tüm ortam sıcaklığı tamamen eşitlendiğinde artık çalışamaz duruma gelir... (elbette de her 2 sistemde de endirekt şekilde esas güç kaynağı güneş enerjisinin dünyayı ısıtması akabinde havada basınç ve sıcaklık dalgalanmalarının oluşmasıdır)

    "...eğer sürtünme kuvveti olmasaydı veya dahada aşşağıya çekebilseydik kesin çalışırdı..." diyen zihniyetden de uzak durmak gerekir çünkü esas mesele sürtünme değil enerjinin korunumu yasası'na göre hiçbir makinenin veriminin %100'ü aşamayacağı gerçeğidir.
    eğerki böyle bir makine icad olsun ve verimi %100.01 olurken mesela %5'lik sürtünme kaybı yüzünden makinenin çalışamadığından bilimadamları emin olsunlar o %5'lik sürtünme kaybını sıfıra indirmeyi becerip %0.01 lik kazancı sağmanın da muhakkak bir yolunu bulurlardı.

    mesela mıknatısların gücüyle çalıştığı varsayılan ama maalesef mıknatıslar zamanla güç kaybedecekleri için asla sonsuza kadar çalışamayacağından bahsedilen devridaim makinesi örneği var...
    keşke öyle olsa çünkü aslında mıknatısların güç kaybetmesi en azından o makinenin mıknatıslarının yarattığı manyetik alan belli bir değerden sıfıra inerken manyetik alanda yaratacakları "değişim" sayesinde en azından o esnalarda makinenin verimi teorik olarak %100'den fazla olacaktır ama tabii ki ne zamana kadar ? taa ki mıknatısların kuvveti sıfıra düşüp artık daha fazla manyetik alanda değişim yaratamayana kadar... tabii o uzun sürede o kadarcık alan değişiminden elde edilecek enerji bir işe yarar mı ? o da ayrı mesele.

    birde zaten iş artık öyle bir raddeye gelmiştir ki ingilizcede bir deyim vardır "extraordinary claims requires extraordinary proof" diye yani "olağanüstü iddialar aynı zamanda olağanüstü kanıtların olmasını da gerektirir" şeklinde şu ana kadar gerek yerli gerek yabancı basında yüzlerce yıldır bu konuda çıkmış iddialar hep aynı formatı izlediği için bilimadamlarına da illallah dedirtmiş ve varolabilmesi için işin bir mühendislik ve icat olayından ziyade "enerjinin korunumu kanunu"na ters düşecek çok büyük bir bilimsel buluş şeklinde ancak olabileceği tüm dünyadaki bilimadamları tarafından kabul edilmiştir...
    işte bu da bu olağanüstü iddianın gerçekleşebilmesi için gereken olağanüstü kanıt kriteridir ki unutulmaması gereken en büyük gerçeklerden biri: enerjinin korunumu kanununa ters düşecek şu ana kadar herhangi bir olayla karşılaşılmamıştır.

    yinede nuh deyip peygamber demeyen* devridaim makinesi mucitlerine şu şekilde cevap vererek işin içinden sıyrılmanız mümkündür:
    "senin makinen çalışmaz çünkü nasıl senin makinen enerjiyi yoktan var ediyorsa maalesef ben senden önce enerjiyi vardan yok eden bir anti-devridaim makinesi icat ettim ve dünyanın gizli bir noktasına sakladım. ne zamanki herhangi bir devridaim makinesi dünyada çalıştırılmaya başlanıyor olsun benim makinem de o saat çalışmaya başlayıp senin makinenin ürettiği fazladan enerjiyi soğurup yokediyor." deme hakkına her zaman sahipsiniz...
    tabii adamlar işi iyice psikopata bağlayıp size "nerde bu makine ? konuş!" diye işkence etmeyeceklerse.
  • devridaim makinesi tasarımları içersinde elektrik enerjisi kullanarak enerji elde etme hadisesinde ilk başı çeken dizayn hakikatende dinamo + elektrik motoru hadisesi olsa gerek.
    bu dinamo ve bir elektrik motorundan oluşan sistemin çalışacağına dair yanılgı da esasen dinamo'nun nasıl çalıştığının gereğince bilinmemesi yüzünden olur.

    dinamoların artı ve eksi kutupları üretilen elektrik enerjisini kullanmak üzere başka bir cihaza bağlandıkları zaman, birim zamanda ne kadar elektrik enerjisi üretirlerse endüksiyon yüzünden (veya endüksiyon sayesinde) o oranda da kendisini çeviren kuvvete eşit miktarda karşı tork uygularlar. yani bir dinamodan ne kadar elektrik çekiyorsanız o oranda da dinamonun milini döndürmek zorlaşır.
    elbette dinamodaki mekanik sürtünmeler ve belli bir zaman sonra içindeki sarımların ısınması yüzünden üretilen elektriğin de bir miktar azalması bu işin cabasıdır.

    dinamo + elektrik motoru kullanarak devridaim makinesi yapılmaya çalışılmasındaki amaç ise, dinamoda üretilen elektriğin bir kısmının gene kendisini çeviren elektrik motoruna güç sağlayarak elektrik üretiminin devamlılığının sağlanması akabinde kalan ekstra elektrik enerjisinin de hangi işte kullanılacaksa o işte güç kaynağı olarak kullanılmasıdır.

    dinamodan belli bir miktar elektrik enerjisi üretmek için sadece dinamonun içindeki mekanik sürtünme kuvvetlerini yenerek belirli bir devirde çalıştırılması yeterlidir zannedilir.
    bunu sınamak için bir dinamoyu artı ve eksi kutuplarını bir yere bağlamadan milini döndürürseniz çok rahat döndürülebildiğini farkedersiniz. fakat ne zamanki dinamoyu ürettiği enerjiyi kullanmak üzere bir cihaza bağladığınızda bu sefer endüksiyon hadisesi yüzünden dinamoyu çevirmenin eskisine nazaran o kadar kolay olmadığı farkedilir.

    yine de bu hadiseye tam inanmayan bünyeler çözüm olarak mesela mekanik bir kayış ve kasnak sistemi kullanarak elektrik motoru mesela 100 devir yaparken dinamoya 300 devir yaptırtılırsa endüksiyon yüzünden bile oluşan kayıpları bertaraf ederek kazanca geçeceklerini zannederler... hatta dinamodan çıkıp elektrik motoruna giden elektronik aksamdaki inverter'de de voltajı eğer biraz daha yükseltirlerse bu sefer sorunun çözümleneceğini zannederler.

    (bu işte kayış ve kasnak sistemi kullanarak kazanç elde edeceğini zanneden tayfa, aynı zamanda otomobillerde başka hiçbir değişiklik yapmadan sadece son vites dişlisini daha ufak bir dişliyle değiştirerek otomobilin maksimum hızını arttırma çabasına girenlerle benzer özelliklere sahiptirler.
    ki milyon değişkenli bir denklem olan otomobil ve otomobil üretimi gerçeğini de hesaba katarsak belki hakkaten sadece dişliyi değiştirerek maksimum hızı birkaç kilometre daha arttırmak bu milyon değişkenli denklem içersinde motorun ayarlanmış çalışma parametreleriyle ilgili varolabilecek dizayn boşluğunu suistimal ederek belki mümkün olabilir.. yani bu işte bile ben o krediyi bu tarz fikirlere veririm yani bazı açılardan makuldur ve mutlak manada enerjinin korunumu prensibine karşı değildir ama ben yinede 5km'ciklik bir ekstra hız kazancını bile mümkün görmüyorum. herneyse... )

    devridaim makinesi konusunda insanlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar sonuç tabiyatıyle hüsrandır..
    bu dinamo + motor konusuyla alakalı olarak yine de hala onlara umut veren düşünce ise: "öyle bir hassas devir ve voltaj aralığı vardır ki eğer sistem tam o aralıkta kalibre edilebilinirse işte o anda kazanca geçmek mümkündür" olsa gerek...

    hatta bu "hassas" aralıkla ilgili çeşitli deneyler ve teoriler üretirler.. bu "hassas nokta"yı bulma konusunda da en çok suistimal* edilen konu da çoğu kimse tarafından yarım yamalak bilinen "rezonans frekansı" konusudur.

    hatta geçenlerde bende internetde bu rezonans frekansı hadisesini suistimal ederek "suyla çalışan otomobil" yaptıklarını iddia eden bir firmaya ratlamıştım.
    dediklerine göre eğer su moleküllerine elektroliz esnasında işte bir şekilde tam rezonans frekansında elektrik uygulanırlarsa normalde çok daha az bir enerjiyle onları hidrojen ve oksijene ayrıştırmanın güya mümkün olduğunu iddia ediyorlardı..
    ehh ne diyelim bu tarz şeylere insanlar çok fazla kanıp para kaybetmediklerini ummaktan başka çare yok sanırım.
  • devridaim makinesi dizaynları, aynı zamanda fizikçiler arasında da herhangi bir dizaynın "neden çalışmayacağının açıklaması"na dair çabayı da tetiklediği için fizikçilerin kendi bilgilerini de sınayabilmelerine fırsat verir. bu açıdan bakıldıklarında da faydalıdırlar da esasen.

    internetde devridaim makineleriyle ilgili ingilizce olarak en kapsamlı site zannedersem hala yıllardır zirvede olan donald simanek'in "the museum of unworkable devices" temalı sitesi olsa gerek.
    http://www.lhup.edu/~dsimanek/museum/unwork.htm

    bu sitede envai tür devridaim makinesinin neden çalışmayacağına dair gereğince açıklamalar mevcut. aynı zamanda devridaim makinesi mucitlerinin kullandıkları tekniklere de bir göz atma şansı veriyor.
    1900'lü yıllardan önce en çok kullanılan teknik, tabıyatıyle yerçekimini kullanarak bir tarafta daha fazla ağırlık bulundurarak bir çarkın sürekli hareketinin mümkün olabileceği yanılgısıyla çalışacağı zannedilen makineler. hemen akabinde suyun kaldırma kuvvetinin yanlış anlaşılması sonucu çalışacağı zannedilen dizaynlar takip ediyor..
    elbette 1900'lü yıllardan sonra özellikle elektrik ve manyetizmanın daha çok popüler olması sayesinde envai tür mıknatıslar ve elektrik alanlarıyla ilgili çalışması mümkün olmayan dizaynlar da var.

    sitenin dizaynlara bakış açısı büyük oranda "klasik fizik" odaklı olsa da quantum'la ilgili "maxwell's demon" vb. modern konulardan da bahsedilmiş. fakat tabii sitenin en dramatik ve üzücü kısmı devridaim makinesi mucitlerinin psikolojilerinden bahsedilen kısımlar...

    bu sitede (bir eksiklik olarak) çok bahsedilmese de ben şimdi ısı ve sıcaklıkla çalışacağı zannedilen bir dizayndan, yani enerjinin korunumu kanununa ters düşmese bile termodinamiğin entropi kanununa karşı gelerek "ortamdaki ısıyı emerek sürekli hareket sağlanabilineceği" zannedilen bir dizayndan bahsetmek isterim:

    bu dizayn da yukarda bahsedilen "elektrik motoru + dinamo" ikilisinden oluşan dizaynın "ısı pompası ve stirling motoru" şeklinde ki bir nevi termodinamik uyarlaması.

    bahsedilen makinenin dizaynı kabaca şu şekilde:
    ısı pompasının sıcak ve soğuk rezervuarları bir stirling motorunun sıcak ve soğuk pistonlarına bağlanılır. stirling motoru da bir dinamo veya elektrik jeneratörünü çevirerek elektrik üretir. üretilen elektriğin bir kısmı gene ısı pompasının kompresörünü çalıştırmak için kullanılıp hareketin devamlılığı sağlanırken artan kısmı da "bedava elektrik enerjisi" olarak hangi işte kullanılacaksa o işte kullanılır.
    sistem ilk çalıştırılırken de ilk etapta sıcaklık farkının yaratılabilmesi için tabıyatıyle şehir elektrik şebekesinden "güya" ilk hareketi almaktadır.
    yani iddia edilen (veya zannedilen o ki) cihaz ideal çalışma sıcaklığına gelene kadar bir miktar şehir şebekesinden elektrik çekecek fakat daha sonra dışardan elektrik çekmeye gerek duymadan bu sefer dış ortamdaki ısıyı çekip onun enerjisini kullanarak bu sefer sonsuza kadar elektrik üretecektir.

    tabiyatıyle bu dizayn termodinamiğin 2. kanunu olan entropi yasasına karşı olduğu için çalışması da imkansızdır.

    (hatta sanırım bu 2007 yılında türkiye'de patenti alınmış bir dizayn.
    patentler konusunda bahsedilmesi gereken konulardan biri de; herhangi bir devridaim makinesinin patentini alabilmek için onun illa da çalışmasının gerekmediği.
    sadece ad koyarken adını mesela "falanca şekilde enerji üreten devridaim makinesi" veya "havadaki ısıyı emerek elektrik enerjisine çevirip, bedava elektrik üreten motor" şeklinde değilde "ısı pompası motoru" olarak belirlemek patenti alabilmek için yeterli. tabii daha önceden başkası buna benzer bir dizaynın patentini almadıysa)

    gelelim neden çalışmayacağına:
    çok basit olarak açıklaması; sıcak ve soğuk rezervuarlardaki yaratılan sıcaklık farkına göre ısı pompasının verimi "v" ise stirling motorunun verimi de bu sefer tam tersine "1 / v" olacaktır. dolayısıyla toplam kayıpsız teorik verim = v * (1/v) = 1, yani %100dür.

    yani diyelimki performans katsayısı %700'e sahip bir verimle çalışan bir ısı pompasının yarattığı sıcaklık farkını stirling motoruyla tekrar mekanik enerjiye çevirmek istersek stirling motorunun verimi bu sefer 100 / 700 olur dolayısıyla toplam verim = (700 / 100) * (100 / 700) = gene tabiyatıyle 1, yani %100'dür.

    böyle bir dizaynın çalışacağına dair yanılgıyı körükleyen faktör de zannedersem büyük oranda hem ısı pompalarının elektrikli ısıtıcılara nazaran daha az elektrik enerjisiyle aynı işi yapabilmesi hem de stirling motorlarının birçok tipteki içten yanmalı motora nazaran daha verimli oluşu olsa gerek.

    yani mesela %1000 verimle çalışan bir ısı pompasına hasbelkader orta karar %30 verimle çalışan bir stirling motoru bağlanılırsa toplam verimin %100'den fazla olacağı zannedilir.
    halbuki ortada hesap hatası vardır. yaratılan sıcaklık farkı azaldıkça ısı pompasının verimi ne kadar artıyorsa bu sefer stirling motorunun verimi de o oranda düşer veyahut tam tersine, stirling motoru daha verimli olsun diye rezervuarlar arasındaki sıcaklık farkını arttırdıkça bu sefer ısı pompasının verimi de düşecektir. yani kafanıza göre verime sahip ısı pompası ve stirling motoru ikilisi seçmek mümkün değildir.. bunların verimleri mutlak sıcaklığa ve rezervuarlar arasındaki sıcaklık farkına bağımlı olarak eşit ederecede birbirlerine ters oranda değişkenlik göstereceğinden dolayı en iyi ihtimalle en fazla termodinamik yasalarındaki maksimum teorik verime (%100) anca ulaşılabilinir ki bu da tabıyatıyle çözüm değildir.
    1900'lü yılların başında kanıtlanmış noether teoremine göre simetri korunur, enerji korunur ve enerji soğuk yerden sıcak yere doğru akmaz.
  • çalışması ile pek çok kanunu geçersiz kılacak makinedir.
    neden çalışmayacağına dair bilgilerin açılandığı, bazı devridaim makinelerindeki hatalarını gösteren bir kaynak olarak
    http://www.biltek.tubitak.gov.tr/pdf/devridaim.pdf;
  • johann bessler tarafından mezara götürülmüş olay.
  • bilimde olabilirler vardır, bir de olamazlar vardır. şöyle bir örnek verelim; şimdi sınırsız bir enerji kaynağı ürettiğini söyleyen birileri, bir bilim kurulu önüne sunuma çıksın:

    1. kişi: "beyler bakın, maddenin atalet özelliğini kullanarak sürekli ve sınırsız enerji üreten bir makina yaptım"
    bilim kurulu: hahahaha ahaha alın bunu dışarı!

    2. kişi: "beyler bakın, mıknatısları ve manyetik alanları kullanarak sürekli ve sınırsız enerji üreten bir makina yaptım"
    bilim kurulu: hahahaha ahaha alın bunu dışarı!

    3. kişi: "beyler bakın, yerçekimini kullanarak sürekli ve sınırsız enerji üreten bir makina yaptım"
    bilim kurulu: hahahaha ahaha alın bunu dışarı!

    4. kişi: "beyler bakın, oda sıcaklığında sıvı moleküllerinin öz titreşimlerini enerjiye dönüştürüp birim alan başına saatte x watt enerji üreten bir makina yaptım. sıvının sıcaklığı x derecenin altına düşmediği sürece enerji üretimi için bir sınır söz konusu değil"
    bilim kurulu: konuyla ilgili makalenizi hemen bekliyoruz! eğer doğruysa bu bir devrim!

    evet, bilim bize sınırsız veya çok ucuz enerji kaynakları elde edemezsiniz demez. bilim; enerji girdisi olmayan bir sistemden, varolan potansiyel veya kinetik enerjisinden fazla enerji elde edilemeyeceğini ortaya koyar. çok süper bir mühendislik uygulayarak; birşeylerin kendi kendine veya mıknatıslar yoluyla döndürülmesinin sınırsız enerji üretemeyeceğini bilim sayesinde "biliriz".

    4. maddede bilimin nasıl bir şeyle "sınırsız enerji" üretilebileceğini "kabul ettiğini" görebilirsiniz. çünkü bu bir devridaim makinası değildir: sınırları ve üreteceği enerji miktarı belli bir enerji üretecidir. çünkü sıvının çevresinde bulunan havadaki "ısı" verimli biçimde enerjiye dönüştürülmektedir. yani yoktan, sıfırdan bir üretim soz konusu değildir ve uygun ısı koşullarında teorik olarak sonsuza kadar enerji üretebilir. (bu örnek farazidir, ciddiye almayın, örnek olsun diye verdim)

    fakat bu gerçekler ortada dururken birileri çıkıp hala döndürgeçle, zıplatgaçla ortaya çıkıyorsa ciddiye alınmadıkları için kimse üzülüp kırılmasın...
hesabın var mı? giriş yap