• turkcesi 'petra von kant'in aci gozyaslari', ingilizcesi 'the bitter tears of petra von kant' olan rainer werner fassbinder filmi. cooook uzun sahneler var. bir de hanna schygulla var. sanirim kaldim ben bu dersten.
  • tamami ic mekanlarda gecen, ve her fassbinder filmi gibi kole-efendi iliskisini irdeleyen alman filmi. agirligina alisildigi ve sikinti ile hiperaktivite triplerine girilmeyip sakince izlenildigi zaman izleyenin suratina tokat gibi inmesi dogal olan sinema hedesi. (bkz: angst essen seele auf)
  • bitter diye tutturanlar, "pedere bok at" derler. anlamındaki cümle.
  • perihan magdenin piyasa olup bayginlik vermeden onceki doneminde yazdigi kitabi refakatcide bas karakterin rainer werner fassbinder sinemasi isimli, butun gun fassbinder filmleri gosteren sinemada seyrettigi ardindan uzun zamandir gormedigi bir arkadasina rastlayip cingene palamudu, roka falan yiyerek icmeye gittigi veya gitmeyi icinden gecirdigi filmdir ayrica. neymis (bkz: bir cop kutusu olarak hafiza)
  • film toplam 5 sahneden olsur. rainer werner fassbinder uzmani oldugu, insan iliskilerindeki iktidar cekismesi ve bu hususta cinselligin etkisi uzerine en etkileyici cikarimlarindan bazilarini yapmistir. petra von kant rolundeki margit carstensen ve karin rolundeki hanna schygulla superlerdir ama esas fenomen sekreter rolundeki irm hermann'dir. haaa bir de francois ozon'un fassbinder uyarlamasi kizgin taslara dusen su damlalari'nin sadakati ve basarisini takdir etmek icin donup bu filme bakmak yeterlidir.
  • 1971 yapımı ve yaklasık iki saat süren bu film beni öylesine benden almıstı ki iki ay süreyle her yerde almanca duymus ve almanca rüya görmüstüm, o zamanlar bildigim iki cümle*** almancaya ragmen...
  • tum zamanlarin en iyi sanat yonetimi ve kostum tasarimlarindan birini gorebilirsiniz bu filmde.
    bir digeri icin (bkz: the cook the thief his wife and her lover)
  • ic mekan tasarimi enfes, cinsellik, tutku, saplanti ucgenini enfes sekilde anlatan, 20. yuzyilin ikinci yarisinda cekilmis en iyi filmlerinden biri.
  • iliskiler arasindaki guc dengelerinin nasil bir anda degisebilecegini, kadinlarin ne kadar siddetli tutkulari ile ne kadar cok can acitabilecegi, cinselligin iktidarla ne kadar kuvvetli bir iliskisi oldugunu gosteren basyapit.

    aklimda, kalan ve beni en cok etkileyen sahne su idi;

    once unlu, zengin, sefa icinde yasayan ve basta hizmetcisi * olmak uzere herkesi asagilayan pedra, asik olduktan sonra iktidar bayragini statusu ve yaraticiligi ile etkiledigi genc, guzel, yasam dolu manken kiza birakir. kiz, ilk bakista pedranin etrafinda gezip, onun sevgilisi olmasinin statusunu ve keyfini surerken bir sure sonra sikilmaya baslar. gezip, dolasip, dansa gitmek ister. ve birgun sabaha karsi eve girer, pedra onu beklemektedir.soyle bir dialog gecer aralarinda;

    - nerdeydin, kimlerle beraberdin, kiminse sevistin,soyle
    - zenci bir adamla sabaha kadar dans ettik, sonra da onun evine giderek sevistik.
    - hayir yalan soyluyorsun, di mi ?
    - evet yalan soyluyorum. sabaha kadar dolastim durdum (ya da benzeri birseyler soyler)
    -biliyordum, dogru degil mi ? (pedra burada sakinlesir)
    - hayir, yalan soyluyorum. zenci ile sabaha kadar sevistik.
    - neden, neden oyle soyledin (pedra zivanadan cikar)
    - cunku sen bunu duymak istedin. ama dogrusu bu degil.

    bir kadinin durustlugunun ne kadar acimasiz olabilecegini bu kadar guzel, bu kadar gercekci verilmesi cok etkileyici idi, ozellikle bir erkegin gozunden *
  • zayıf görünenin, iktidarı kullanmayı daha iyi bilen taraf olduğunu teşhis etmiş fassbinder 'in enfes filmi.
hesabın var mı? giriş yap