• insanın doğayı talan etmesine önayak olan tiksindirici görüşlerden biri. dünyanın evrenin merkezinde olduğu zamanlardan kalmıştır ama hala da epey yaygındır. tamam insan bencildir ama teknolojinin tekerlekten ibaret olduğu bir zamanda bu kadar varoluşuna yabancılaşmış insanların yaşamış olması insana pes dedirtir.
  • egosantrik insan evladının sanısıdır.bu insan yavrusuna göe dünya onun evidir,içindekiler de hizmetçileri..
  • her canlı türünün benzerine düştüğü bir yanılgıdır. misal; kediler insanların kendilerini beslemek için, kuşlar kafasına sıçacak bir canlı olsun diye, inekler ise kendilerine masaj yapmak için var olduğunu sanırlar.
  • "her şeyin insan için varolması gerektiği" fikirinden "her şeyin insan için olmadığı" gerçeğine tümdengelimle ulaşıldığında hamamböceğine metamorfoz olmadan da aşılabilecek sanrıdır. ortada ahlaki bir yargı projeksiyonu, "ot yiyelim ot gibi yaşayalım" mottosu yoktur. gelişmişlik evrimin insan için zorunluluk saydıklarını, daha girift bir düzen içerisinde yumuşatarak yeniden yapılandırmayı içeren bir ölçüttür. insanın kendini diğer canlılardan soyutlayarak ele alması, ekosistemi özgül ilişkileri içerisinde kavramasına engel olduğundan kendisine dolaylı yoldan zarar vermektedir.

    ayrıca buna inanan üç beş adamı yoldan çevirseniz, biraz silkeleyerek ağızlarından "başkalarına zarar vermeden özgürce davranabilmek" cümlesini düşürebilirsiniz.
  • anlaşılmaz bir sanrıdır.

    kıytırık okyanuslu mokyanuslu bir gezegenin içinde minimini bir memeli türünün alelade bir üyesinin kendisini bu kadar önemsemesi de anlaşılmazdır, koca varoluşun amacını kendisi veya kendi türdeşleri sanması da anlaşılmazdır, herhangi bir biyolojik özelliği buna sebep olarak göstermesi de anlaşılmazdır.
    her şey bir döngü, her varlık birbirinin işine yarıyor zira her şey bir bütün, her şey "bir". döngü benim için dönmüyor ben dönenin içindeyim ve varolan her şey benim işime yarıyor zira ben de o şeylerin içinde varoluyorum, bana/ona/varolana bir faydası olmasa zaten ya o yok olurdu ya ben yokolurdum.

    topluca aynı yerde yaşayan (başka yerlerde nelerin varolduğunu bilmediğimden sevimli mavi gezegenimiz için konuşabiliyorum ancak) hepsi birbirine bir şekilde muhtaç, aynı döngünün içinde çemberler çizen bir grup canlı varlığız. fiziksel olarak benden çok daha güçlü nebileyim dişi düştü mü aynını yeniden çıkaran, duymadıklarımı duyan, görmediklerimi gören çeşit çeşit canlılar var. üçbin kelime konuşan goriller (iqsu 90 mı de çıkmıştır sözkonusu gorilin. ortalama bir amerikan başkanına eşdeğerdir, üstüne bir de fazladan kelime falan bilmektedir dikkat ederseniz) alet yapan canlılar, nasıl becerdiklerini anlayamadığımız şekilde birbiriyle iletişim kuran çeşit çeşit hayvanlar var.

    insan da bunlardan biri işte. döngünün içinde yer de yenilir de, avlar da avlanır da. ama dayımın oğlunu yiyen timsah dayımın oğlundan daha kurnaz ve hızlı davrandığı için dayım timsahlara hizmet maksadıyla üremektedir, varoluşu timsahlara hizmet eder demiyosam mesela; başka canlıların da bana hizmet için değil sadece varoldukları için varolduğunu, hep beraber aynı evi paylaştığımızı niye kabul etmiyorum? bilemedim. gerçi vaktiyle koskoca evrenin dünya (dolayısıyla insanın) etrafında döndüğünü de sanmıştık.
  • ekosistem kavramından haberi olmayan cahillerin varsayımıdır bu ancak evet.
  • "şunu da görmediler mi: biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar. "(yâsîn suresi, 71. ayet)

    "kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan allah'tır."(mumin suresi, 79. ayet)
  • bu ve buna benzer sanrılar cehaletten kaynaklanır, gidermek için doğru düzgün kaynaklardan araştırma yapıp kendini eğitmek gerekir. sonra geçer.
hesabın var mı? giriş yap