doğal seçilim

• kesinlikle vardır, aksine iddia eden de bariz maldır, kusuruma bakmayın.
• dogal secilim vardir ve kesinlikle su sekilde calisir: tabaktaki kirazlar el yordamiyla secilerek yenir en sona kalanlar ezis bucus, curumustur ve cope gider. iste yurdum usulu ortaya bilimsellik..
• hollandalilarin dunyanin en uzun milleti olmasinin altinda yatanin da dogal secilim oldugu gosterilmistir. uzun olan hollandalilarin, daha cok cocuklari olmus son 150 yilda. boylece 150 yil oncesine gore boy ortalamasi 20cm artmis.
  
  kaynak
• müslüman bir bireyim ama darwin'in bir hikmeti... bu aralar konusu açıldı da.
• doğanın canlı, cansız her şeyin eline vermesi durumu.
  bu olmamış, git daha iyisiyle gel deme şekli.
  en sevdiğim olay.
  ne kadar engellenmeye çalışılsa da sonunda hep işleyen kanun.
  mükemmele doğru giden yolun mimarı.
  evlen dese evlenirim.
  kız olsam ilk buna veririm.
• sözlükteki yeni ezberimiz. bilim kanalından çok siyaset haber kanalında kullanılıyor. tebrikler bokunu çıkardınız.
• çok can acıtıcı, çok acımasız şekillerde kullanılmaya başladı bu tabir. bir süredir sağda solda görüyordum, bugün aldığım kötü bir haberle emin oldum: insanlar katıksız kötüler. filmlerde gördüğümüz, yok canım o kadar olmaz dediğimiz kadar kötüler hem de. buradan atıp tutup sallamak kolay. git bakalım 20 yaşındaki evladını birkaç saat önce toprağa koyan anne babaya, daracık kelime haznene yeni giren bu tabirden bahset az. bakalım nerenden sokuyorlar doğalını seleksiyonunu.
• doğal seçilim, ya da daha popüler deyiş ile doğal seleksiyon, acaba gerçekten çoğumuzun düşündüğü gibi başarılı mı oldu? birkaç örnekle aklıma takılan bu soruyu tartışmak istedim:
  
  - ) popüler örneklerden biri üzerinden gidelim: boynu uzayarak daha "yukarıya" erişebilen bir zürafa ile, zürafa yetişemesin diye "daha yukarıya" uzanmaya çalışan bir bitki döngüsünden bahsediyoruz bir anlamda, doğal seçilim derken. ama aynı zamanda, tersi açıdan düşünürsek zürafaların evriminin bir bitki türünü, ya da tersine bitkilerin evriminin zürafaları yok edeceğinden de bahsedemez miyiz? iki canlı tipinden birinin diğerini yenmesi durumuyla ve bu zincirin sürekli olarak devam etmesi ile -besin zincirinde her basamaktan bir üye kalsa bile, bu besin zincirinde tek üye kalıncaya kadar tüm basamaklar birbiri ile mücadele edecektir çünkü; gerekirse zincirdeki yerini değiştirecek şekilde evrimleşerek- sonunda doğa tek bir canlı tipine evrilmez mi?
  
  - ) ikinci -ve bir anlamda ilkinin devamı olarak- açıdan bakalım: bir türün kendi içindeki sürekli olarak mücadelesi, zayıf olanların sürekli tükenmesi ile sonunda tek bir üyeye düşmez mi? diyelim ki bir canlı türünde önce sürü olmayanlar sürü olanlar tarafından, sonrasında küçük sürüler büyük sürüler tarafından yok edildi; en büyük bu sürü içerisinde -özellikle ilk örnekteki gibi diğer tüm rekabetlerin sona erdirilmesinden sonra, yani "dışarıya karşı güvenlikten emin olununca"- üyeler arası rekabet sonunda üye sayısını teke indirmez mi?
  
  = ) bu iki madde, türe gerçekte ne kadar faydalı? ortada rakibi olmayan tek bir canlı tipi kalmış oluyor çünkü.
  
  = ) şimdi; bu durumlara alternatif bir "uzlaşı hali" düşünelim (biraz siyaset bilimine de gönderme alabilir ilgilenenler buradan). tüm canlılar bir uzlaşı ve bölüşüm haline ulaştığı zaman bile, bölüşümün sonlandığı zaman ne olacak? bu bölüşümü sonlandırılamayacak hale getirme imkanı var mı; tüm tür içi ve türler arası mücadeleyi sona erdirebilecek?
• fenotipteki farklılıklardan dolayı, yaşadığı ortama daha uyumlu olan canlıların hayatta kalabilmesi, benzer şekilde uyumlu olmayanların elenerek yok olması demektir. hayatta kalabilen veya daha kolay kalabilen bir canlı, üreyebilecek ve yavrularına kendi genetik materyalinin yarısını (mayoz bölünme) aktarabilecektir. eşinden de, tamamen aynı şekilde ama farklı bir içerikteki bir yarım gen seti yavruya gider. bu yarıların içerisinde, kendisini doğaya karşı avantajlı kılan genlerin bulunma ihtimali de yüksektir. bu sayede, her yavru, annesinden bir set gen, babasından bir set gen alır. bunların toplamının yarattığı çeşitlilik, eğer yavrunun ortama daha adapte olmasını sağlayıcı ise, yavru daha kolay hayatta kalır, büyür ve ürer. bunun sonucunda, kendisini daha avantajlı kılan kombinasyonun yarısını yavrularına aktarır. doğal seçilim, bu şekilde, sürekli olarak, nesillere ait bireyleri eler veya "kayırır".
• hastalıkların yeryüzünden silinmesinde etkili bir mekanizma olduğu gibi türün devamlılığına katkısı olan hastalıkları da içinde barındırır.
  
  semptomlar genel olarak arıza sinyalleri veya vücudun kendini savunmaya hazırlanmasının sonuçlarıdır. migren ağrısı östrojenin salınımıyla tetiklenebilir. menstrual dönemde, menapoz başlangıcında, gebeliğin dışarıdan belli olmadığı ilk üç ay veya kadının doğurganlığının az olduğu diğer dönemlerde migren atakları kişinin o an ilişkiye hazır olmadığının sinyalini verir.
  (bkz: bu gece olmaz başım ağrıyor)
  (bkz: #57965350)
  
  evrim neden kanseri yenemiyor sorusunun cevabı "henüz zamanı gelmedi" olabileceği gibi "selektif mekanizmaya hizmet ettiği için yenmiyor" da olabilir.
  (bkz: evrimin kansere çare bulamaması)
  
  genetik hastalıklara gelince; genetik olarak taşınan hastalıklar çok uzun süredir varlığını sürdürüyorsa hastalığı taşımanın türün devamlılığına katkısı olduğu düşünülebilir.
  kendileri ölümcül olmasına rağmen çekinik^* olarak hastalığı taşıyanlara sağ kalım avantajı sağlayan hastalıklar vardır, hastalığı taşıyanların ve dolayısıyla hastalığın doğal seleksiyona yenik düşmesini (yeryüzünden silinmesini) önler.
  orak hücreli anemi çekinik taşınan, afrika'da ve afrika kökenli amerikalılarda yaygın ölümcül bir hastalıktır. taşıyıcı anne ve taşıyıcı babadan hastalık genini alan birey çocukluk veya ergenlik çağında hayatını kaybeder. fakat hasta olmayan (sadece bir gene sahip olan) taşıyıcı bireyler afrika'nın en bulaşıcı ölümcül hastalığı olan sıtmaya ve türevlerine karşı bağışıklık sahibidir.
  aynı şekilde kistik fibrozis öldürücü bir hastalık iken, taşıyıcılari tifo ve koleraya karşı bağışıklık sahibidir.
  
  edit: akıllı klavyeymiş(!) imlâsını sevdiğim